YAŞAM SEVGİYLE BAŞLAR

23 Temmuz, 2023

ZAMANA AYAR VEREN USTALAR / KONYA SAATÇİLERİ (7)

Mustafa Yavuz usta, ilerleyen yaşına rağmen çalışmasını sürdürüyor. Foto: T. Sakman. 

ZAMANA AYAR VEREN USTALAR / KONYA SAATÇİLERİ (7)
 
Konya’da şu an çalışan en yaşlı usta, Mustafa Yavuz ustadır. 1938 doğumlu olan usta sanatı kendi merakı ile öğrendiğini söylemektedir. Sanat Okulu mezunu olan Mustafa Yavuz usta, uzun yıllar Almanya’da çalıştıktan sonra dükkân açarak nice saatlere can vermiştir. 85 yaşında olmasına rağmen hâlâ çalışmaktadır. Bu yönüyle de kendisine ayrıca saygı duyuyorum.  Ne zaman dükkânına gitsem; merhum babam Mazhar Sakman'la olan anılarından bahseder, birlikte eski günleri anarız.


Mustafa Yavuz ustanın dükkânından bir görünüm. Fotoğraf T. Sakman.

Eskiden saatçiler gramofon tamiri de yaparlardı. Mustafa Yavuz usta da antika saatlerin yanı sıra gramofon tamir etmeye de devam ediyor. Ayrıca birçok saatçide göremediğimiz alet ve edevatları onda görmek mümkün. Eski ustaların bir özelliği de tezgâhlarının dağınık ve kalabalık görüntüsüdür oysa o bize göre öyledir; eski ustalar aradıklarını o dağınıklığın arasında kolayca bulurlar, eğer düzenlerseniz bulamazlardı. Babamın tezgâhı da öyleydi, düzelttiğim zaman aradığını bulamaz, bana kızardı. Aynı geleneği Mustafa Yavuz usta da sürdürüyor.  Konya saatçiliğinin vazgeçilmez ismi olan ustaya hayırlı ömürler diliyoruz.


Eski ustaların düzeni; dağınık olmalarıdır, Mustafa Yavuz ustanın tezgâhı bu durumu çok iyi yansıtıyor. Fotoğraf: T. Sakman.

Şehirde saat onarım ustası olarak haklı bir ünü olan bir diğer ustamız da Nuri Yücesoylu’dur (1933-2013).  Bir dönem Konyaspor’da yöneticilik yapan ve şehir gazetelerinde spor yazarlığı da yapan merhum, şehrin en iyi saatçileri arasında yer almıştır. Babası, onu Saatçi Abdürrahim Efendi’ye çırak olarak verdiği zaman çevresinden “neden saatçiye verdin, gavur mesleği” diye babasını çok eleştirdiklerini anlatmıştır. Sadece Konya’dan değil çevre illerden de özellikle antika saatleri tamir etmesi için ona getirirlerdi. Konya Saatçiler Derneği’nde uzun yıllar başkanlık da yapan ustayı, kravatsız hiç görmedim. Amele Pazarı’na cephe dükkânında her zaman takım elbiseli ve kravatlı olarak çalışırdı. Mesleğine gösterdiği saygının ötesinde bu haliyle örnek bir esnaftı. Oldukça mütevazı, çalışkan bir yapıdaydı. Vefatından sonra oğlu Mehmet aynı dükkânda baba mesleğini, erken yaşta aramızdan ayrılana kadar sürdürmüştür.


Merhum Nuri Yücesoylu usta çalışırken...


Şehrin isim yapmış ustaları arasında Mert Saatçi ismiyle tanınan Durmuş Ali Mert, yaşlılık ve sağlık sorunları nedeniyle işi bırakmıştır. Merhum Hakkı Şimşir, bir dönem parçacılık da yapan saat ustalarımız arasındaki yerini almıştır. Bunlardan başka Ferit Karahan, Nihat Karahan, Ömer Tanacı, Feridun Mıhoğlu, Pehlivan Mehmet, Ultan Akdoğan gibi ustalar da ilerleyen yaşları nedeniyle mesleği sürdürmemektedirler.


Nuri Yücesoylu ustayı kravatsız hiç görmedim. 


Konya’nın saatçileri elbette bu kadar değildir; bahsetme imkânı bulamadığımız şimdi aramızda olmayan Mustafa Karakaş gibi daha pek çok ustamız vardır. Aslında Konya saatçilerini bir ya da iki makale olarak düşünmüştüm ama başladıktan sonra yazı kendine çekti, adeta dikte ettirdi. Mini yazı dizimizde kronolojik bir sıra takip etmedim; her şey spontane gelişti, yazı nereye götürürse oraya gittim. Konuya girdikçe bilmediğim pek çok şeyi de öğrenme şansım oldu. Kim bilir, önümüzdeki süreçte belki de daha da genişleyerek kitap olarak karşınıza çıkar. Bu haliyle bile en azından bugüne kadar yazılmayan bir mesleği yazmaya çalıştım; gün gelir Konya saatçileri üzerine araştırma yapanlara kaynaklık edebilir.
 
Son birkaç yıldır mekanik mekanizmalara bir dönüş var. Fabrikalar mekanik saat üretimlerini, farklı model ve kalibrelerle artırıyorlar ve bu durumun da mekanik saatlere olan ilgiyi artırmaya başladığını sevinerek görmekteyim.


Günümüzün başarılı ustalarından Hüseyin Altınkaya dükkânının önünde. Fotoğraf: T. Sakman.


Şehrimizde saat tamirciliği hâlen devam ediyor, tamir ve tamirci sayısı azalsa da bazı saatçi arkadaşlar aşkla zanaatlarını sürdürmeye devam ediyor. Bunlardan Ultan Akdoğan’ın kalfası olan Hüseyin Altınkaya (1967∞) özellikle antika saatlerin tamirinde öne çıkıyor. Fatih Çarşısı’nda her türlü saatin onarımını mahir elleriyle yaparken Ahi felsefesini de sindirmiş bir usta olarak mütevazı, dürüst, kişilik sahibi bir usta olarak saatlere hayat veriyor. Parça yedekleme konusunda da oldukça hünerli olan Hüseyin Altınkaya, zanaatının tüm donanımlarına sahip bir usta olarak da ayrıca güven veriyor.


Hüseyin Altınkaya usta bir saati yeniden hayata kavuştururken... Fotoğraf: T. Sakman.

 
Şen Saatçi’de yetişen Hasan Kepir usta ise şehrin pek çok yerinde açtığı dükkânlarla saatçilik mesleğini ısrarla sürdüren ustalarımız arasındaki yerini alırken, zanaatın yeniden hayat bulması için üzerine düşeni fazlasıyla yapıyor.
 
Hatırlayamadıklarım elbette olmuştur özellikle genç kuşak saatçilerden isimlerini zikretmediklerim beni bağışlasınlar, onlara mesleklerine olan bağlılıkları nedeniyle teşekkür ederim. Günümüzde bu mesleğe olan ilgi biraz artmış gibi görünse de ekonomik koşullar onları hâlâ çok zorluyor. Saatçilerde çırak görmek artık mümkün değil; gençlerin ilgisini çekmiyor. Zanaatın zorluğu yanında saatçilerin ekonomik koşullara dayanması kolay görünmüyor. Meslek kuruluşlarının bu zanaata destek vermeleri, çareler üretmeleri gerekmektedir. Zanaatlarını ısrarla sürdüren ustalarımızın koruma altına alınması, el becerilerinin geleceğe yansıtılması için akademik düzeyde, teknik okullarda çalışma yapılması, vergi indirimleri, kira yardımları da dahil olmak üzere bu meslek erbabına ciddi anlamda destek olunması gerekmektedir.
 
Günümüzde yerel yönetimler çeşitli el sanatlarına destek olmak amacıyla çeşitli faaliyetler yürütüyor, saatçilik mesleğinin de son ustaları yitip gitmeden, bu kapsama alınması gerekiyor. Birçok vakıf ve derneğe bina tahsis eden yerel yönetimler, mesleğe gönül vermiş ustalara da böyle bir imkân sağlayabilir. Belli bir yaşı doldurmuş olanlara belli bir vergi muafiyeti getirilebilir. Onların bilgi ve birikimlerini en azından meraklısına aktarılabilmesi için kurslar bile düzenlemek mümkün. Geleneksel saat tamirciliğimizin sürmesi aynı zamanda müzelerimizi ve camilerimizi süsleyen saatlerin bakımını yapacak ustaların yetişmesiyle onların da kurtarılması, sağlam olarak gelecek uşaklara iletilmesini sağlayacaktır.
 
Şehrimizdeki camilerde bir dönem güvenlik nedeniyle antika saatler toplanmıştı, bu çok doğru bir karardı ancak saatler depolarda çürümemelidir. Akıbetleri hakkında da bir bilgimiz yok, bu saatlerin gerekli onarımları yapılıp bir müzede sergilenmesi mümkündür. Geçmiş dönemlerde Alâaddin Tepesi’nde, Eflatun Mesciti’nin üzerinde olan saat kulesindeki saatin akıbetini bilene rastlamadım. Kule yıkılmış ama saat kim bilir hangi depoda çürümüştür. Camilerden ve tarihi eserlerden toplanan saatler hakkında da bu nedenle endişelenmemek mümkün değildir.
 
Ahmet Sami Kalaycı ustamızın “bana yer göstersinler, yüzde yüz yerli kule saat yapayım” önerisini yerel yönetimlerimiz ciddiye almalıdır.
 
Bendeniz 20 yıl aradan sonra evimin bir odasını dükkâna çevirip tezgahımı kurdum ve “ekmeği yanından çırak” heyecanlarıyla gerek kendi dükkânımdan ve gerekse babamdan intikal eden saatlerin bakımıyla mutlu oluyorum. Onların tik takları bana yaşamın sesini sunarken, sonsuz bir döngüde çalışan saatlerin sesleri, bana, yaşadığımı her an yeniden hep yeniden hatırlatıyor.


Ve eski günlerin ihtişamını yaşamaya çalışan bendeniz, Tahir Sakman. 


Yaşadığımız anların en yakın tanığı olan saatlerimiz çalıştıkça yaşadığımızın farkında olacağız. Konya’nın geçmişinde yer alan ve gelecekte yer alacak zaman ustalarımızın manevi huzurlarında saygılarımı sunarken, meslekten biri olmanın onuruyla şehrin semalarını süsleyen tik tak seslerinin sonsuza kadar sürmesini diliyorum…
 
"Âvâzeyi bu âleme Davud gibi sal / Bâkî kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş" mısralarının sahibi Baki’den af dileyerek seslerini âleme salan tüm saatlere ve onların seslerini duyuran tüm saat onarım ustalarına, minnet duygularımla şöyle seslenmek istiyorum:
 
Baki kalan bu kubbede birkaç hoş saat imiş…  
 
TAHİR SAKMAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.