ZAMANA AYAR VEREN
USTALAR / KONYA SAATÇİLERİ (1)
Konya’nın ilk
saatçileri diğer birçok zanaat dalında olduğu gibi gayrimüslim vatandaşlarımız
olmalıdır. O dönemlerde dini kaygılardan veyahut yanlış yorumlardan dolayı
özellikle saatçilik, kuyumculuk gibi zanaatlara insanımız mesafeli durmuştur.
Oysa 16. yüzyılda Osmanlı saat ustaları tamamen el işçilikleriyle saat üretmeye
başlamışlardı.
Osmanlı’da ilk
rasathanenin kurucusu olan Takiyüddin bin Maruf, 1575 yılında saat yaptığı gibi
nasıl yapılacağını da gösteren bir kitap yazmıştır. 1556 yılında El-Kevakibü’d-Dürriye fil-Bengamatü’d-Devriye, “Mekanik
Saat Konstrüksiyonuna Dair En Parlak Yıldızlar” isimli bu kitapta, saat yapımı
dönemin tekniğine göre ayrıntılı olarak anlatılmıştır… Rasathanenin topa
tutularak yıkıldığını söylemeye gerek yok sanırım.
2012 yılında Topkapı Sarayı’nda açılan saat sergisinin kataloğu. Tektaş Saatçilik katkılarıyla Kültür Bakanlığı tarafından “Topkapı Sarayı Saat Koleksiyonu” ismiyle yayımlanmıştır. |
Uzunca bir suskunluk
döneminden sonra 19. yüzyılda saat yapımı çoğalmaya başlamıştır. Fransız saatlerinden
ilham alarak Ahmet Gülşenî Dede, Ahmet Eflaki Dede, Süleyman Leziz, Şeyh Dede, Mehmet
Şükrü, Derviş Yahya kendi başlarına yetersiz imkânlarla iskelet saat üretmeye
muvaffak olmuşlardır. Bahsettiğimiz isimlerin dışında da kendi imkânlarıyla saat üreten başka ustalarımız da mevcuttur ancak bunların sayısı oldukça azdır ve ne yazık ki sanayileşemememiz nedeniyle toplu üretime hiçbir zaman geçememişlerdir.
Ahmet Eflaki Dede,
1847 yılında ilk saatini yapmıştır. 1851 yılında Londra’da bu saati
sergiledikten sonra Paris’e gitmiş, bir saat fabrikasında iki yıl çalıştıktan
sonra saat yapımında kullanabileceği bir takım alet edevat ile birlikte 1853
yılında İstanbul’a geri dönmüştür. Bir lakabı da Saatçi Dede’dir… 11 adetle en çok saat
üreten isimdir, eserleri Topkapı Sarayı’nda sergilenmektedir.
Saat yapım
ustalarının büyük bölümü Mevlevî dedesidir ve yaptıkları saatler iskelet saat
tabir edilen saatlerdendir ki bu da tamamen Hz. Pir’in “Ya göründüğün gibi ol
ya da olduğun gibi görün” vecizesinden yola çıkarak, içimizin dışımızın aynı
olduğunu göstermek amacı taşımaktadır. Ve bu saatlerin pek çoğu, işçilikleri
nedeniyle günümüzde sanat eseri sayılmaktadır. Recep Gürgen ustanın ve ona
kalfalık ederek saatçiliği öğrenen Şule Gürbüz’ün yıllarca gece gündüz bedelsiz
çalışarak yeniden hayat verdiği bu saatler, Topkapı Sarayı’nda 2012 yılından
itibaren sergilenmektedir.
Çemberlitaşlı Mustafa
Şem’i Pek (1870-1955), saat yapım ustalarımızın sonuncusudur. Kule saatleri alanında yoğunlaşan
usta, İstanbul’un bazı semtlerindeki kule ve cephe saatlerinin yapımcısıdır. Atatürk’ün
çabasıyla ülkemize yerleşen Alman teknisyenlerle de çalışma imkânı bulan bu
ustamızın bazı duvar saatleri zaman zaman sergilenmekteyse de kule saatleri,
pilli mekanizmalarla değiştirilmiş ve ustanın saatleri kaybolmuştur.
Sufiler için İbn
Arabi “Vaktin Oğulları” der… Sabır taşını elbet duymuşsunuzdur, Mevlâna
Müzesi’nde görmüşsünüzdür, bir derviş bütün bir ömrünü bunu yontmakla geçirir
ve tüm ömrü bununla geçermiş… tıpkı bunun gibi bu Dedelerin de büyük çoğunluğu
yaşamları boyu tek saat yapmışlar, saatlerin seslerini virtleriyle birleştirme
yolunu seçmişler.
Zamanın Görünen Yüzü Saatler, YKY Yayımları, 2009, İstanbul. |
Sonrası maalesef yok…
Oysa gelişen teknolojiyle birlikte seri üretimler yapabilmeliydik… Saat yapan
ülkenin uzaya gidebileceği gerçeğinden hareketle, bir anlamda zamana
hükmetmenin ve zamanın ötesine geçmenin de bir yoludur. Bunca Mevlevi Dedesinin
saate, merakın ötesinde bir önem vermesi bundan olmalıdır. İnce mühendislik ve
işçilikle üretilen saatler günümüzde artık nostaljinin de ötesine taşınmaktadırlar.
Şehrimize dönersek şehrin
ilk saatçileri gayrimüslim vatandaşlardır. Şehirde ilk Türk saatçisi olarak Süleyman
Özselçuk ismi öne çıkmaktadır. Şehirdeki Ermeni bir vatandaşımıza 10 TL vererek
yanında zanaatı öğrendiği bilinmektedir. Daha sonra iki oğlunu da saatçi ustası
yaparak şehirde saatçiliğin yaygınlaşmasına önemli katkı sağlamıştır.
TAHİR SAKMAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.