YAŞAM SEVGİYLE BAŞLAR

30 Mayıs, 2022

BETON OLSUN DA ÇAMURDAN OLSUN!


 Sizinle hiçbir ortak yanımız yok bayım; asla anlaşamayız…
 
Siz, yıkıp yerine beton dikmeyi sonra betonun ortasına birkaç ağaç dikmeyi çevrecilik sanıyorsunuz…
 
Estetik anlayışınız sıfır… beton dikince güzel olacak sanıyorsunuz, varsın beton olsun da çamurdan olsun…
 
Oysa insanların toprağa ihtiyacı var bayım; ekilmesi, dikilmesi gerek ki karnımız hep birlikte doysun… dokunulması gerek toprağa ki olumsuz enerjilerimizi aktaralım…
 
Dünya hepimizin, toprak pay edilecek bir yer değil; paylaşılacaksa illa bir mezar yeridir yerim…
 
Öyle her yere beton dikerseniz ölülerimizi nereye gömerler sonra bayım?
 
İnsanların yaşaması gerek bayım, yaşaması; yaşam hakkı nasıl kutsalsa, ekmek hakkı da en az onun kadar kutsal ve dünyada yaşayan herkesin en az sizin kadar ekmek yeme hakkı var bayım!
 
TAHİR SAKMAN
 


PULA KUL DEĞİLİZ
 
siz ırmakları içseniz doymazsınız
bizim gözümüz yapraktaki çiy tanesinde
binbir özenle damlasını bekleyerek günlerce
ana sütü gibi biz
başaktaki emeğin terini içeriz
hak ettiğimiz sürece
 
yaşama saygı duyarız/ eğiliriz önünde
pula kul değiliz
kula kul olanlarla da işimiz yok
sömürmeyiz insanı
yandaşlıksa/ haktan yana yandaşız
ve biz bayım biz/ yani hepimiz
yunus gibiyiz kin gütmeyiz
kardeşiz yedi cihana
 
toprak herkesindir deriz
varsa eğer dünyada
bir mezar yeridir yerimiz
 
bahar dalında koşan kelebek
sevgiyle ısıtan bir güneş
ve nasırlı ellerde tüten ekmek
tüm canlar mutlu olsun isteriz
düşünürüz/ hem de çok/ siz dahil bayım
yeryüzü canların yüzü oluncaya dek
 
TAHİR SAKMAN
 

 

 

27 Mayıs, 2022

SÖYLESEM GÜÇ YETMEZ SUSSAM İŞKENCE

 


“Söylesem güç yetmez sussam işkence” demiştim yıllar önce bir şiirimde ve bir kitabıma isim olmuştu… sanki tam da yeni söylemişim gibi güncel…
 
Her gün her şeylere zam geliyor ve iktidar sus pus… halk dersen…
 
Kimileri:
 
“Aman partimize zarar gelmesin de ne olursa olsun…”, “kurtarırsa anca o kurtarır”, “dış güçler”, “vatan hainleri”, ezan susmaz, bayrak inmez…”
 
Kimileri de muhalefette olmalarına rağmen kendilerine muhalefet edercesine:
 
“Şu aday olmazsa başkasına oy vermem”, “Kılıçdaroğlu aday olursa oy alamaz, o Alevi...”, “Bilmem kaç seçim kaybetti…”
 
Ülkede insan hakları… anayasal haklar, güvenceler, yargı, hak, hukuk…
 
Eğer zamlar olmasaydı haberimiz bile olmayacaktı…
 
İptal edilen konserler… Yaşam biçimlerine müdahale… Mahalle baskısını geçtik artık şehir aşamasındayız! Sırada ne var?
 
Siz kendi kendinize muhalefet ederken…  
 
“Söylesem güç yetmez sussam işkence”
 
Bizde biat kültürü yoktur… itaat kültürü de… Halkın ve hakkın yanında olmak şiarımız… Cep doldurmayız…
 
Gücümüz yetmese de susmuyoruz…
 
TAHİR SAKMAN

25 Mayıs, 2022

TIRNAĞIN VARSA BAŞINI KAŞI

 
Foto: Tahir Sakman. Şeftalinin 1 TL olduğu mutlu günlerden, yıl 2013...


“Madem markete gidemiyoruz, biz de pazara gideriz” dedik…
 
Demez olaydık… Güya yaz geliyor ve fiyatlar düşüyor… Pazar arabasını 400 TL’ye doldurmanın sevinci mi utancı mı yoksa hıncı mı desem bilemedim…
 
O da çoğu yarımşar kilo, karpuzu çeyrek alarak… bir patates ve soğanı üçer kilo alma cesareti gösterdim o kadar…
 
Dişe dokunan; ev yapımı yarımşar kilo yavan ve yağlı peynir, bir de yoğurt… Hepsi bu…
 
“Freni patlamış kamyon gibiyiz” demek yetmiyor artık…
 
Herkes kafasına göre takılıyor… Fırsatçılar, günün ruh haline göre fiyat koymaya başladılar, nasılsa denetim yok, nasılsa kriz var…
 
Vatandaşa “halin ne” diye soran yok, iktidarın halkla bağı kopmuş, haberleri bile yok…
 
Kimileri ikişer, üçer maaşlarla gül gibi geçinip gidiyorlar…
 
Emekliler iflas etti, korkularından evden dışarı çıkamıyorlar artık. Seslerini duyurabilecekleri bir merci de yok…
 
Babam “tırnağın varsa başını kaşı” derdi…
 
Hırsımızdan tırnaklarımızı kemirmekten, başımızı kaşıyacak tırnak bile kalmadı…
 
TAHİR SAKMAN
 

24 Mayıs, 2022

BETON AŞKINA


Alâaddin Köşkü’nün şemsiyesini yıktınız yerine bir ucube yapı kondurdunuz… Şimdi o da yıkılıp yerine uluslararası bir yarışma açılıp orada birinci olan yapılacakmış… Niye, bizim mimarlarımız yok mu? Peki ya harcanan, savrulan, boşa giden milyon liraların hesabı kime yazılacak?
 
Mevlâna Çarsısı yıkıldı… Yerine yine binalar yapıldı… Madem bina yapacaktınız çarşıyı tıraşlasanız olmaz mıydı? Otoparkını niye yıktınız, biz bu kadar zengin miyiz? Binadan çıkan demirleri gördünüz mü, ya betonları? İçiniz sızlamadı mı?



Belediye binasını yıktınız… aslında çok zor yıktınız; çünkü bayağı bir sağlammış… depremde hasar görmüş… Yerine kütüphane yapılacakmış, peki güçlendirip kütüphane yapsanız olmaz mıydı?
 
Har vurup harman savurmak…
 
Mevlâna Türbesi’nin önündeki yeşil alanları yok ettiniz; sebep? Alan sulanırken temele gidiyormuş… İlahi… Ya hu, drenaj diye bir şey var duydunuz mu?
 
Sonra Yeşil Türbe’nin çinileri… asırlık çinileri değiştirdiniz, üç ay sonra dökülmeye başladı… sorumlu ortada yok, boşa giden paralar bir yana prestij kaybı… kimse üzerine alınmasın, tek kabahatli benim; özür dilerim tüm Konyalılardan… İstifa etmeyi de düşünüyorum bir sorumlu olarak!
 
O tramvay oralardan geçtiği sürece ne Alâaddin Tepesi ne Karatay Medresesi ne İnce Minare ne İplikçi Camii ne Selimiye Camii ve ne de Mevlâna Türbesi ayakta kalamayacaktır biline…
 
Yetti mi? Tabii ki de yetmez…
 
Eski stadyumu yıktınız oysa etrafına pekâlâ yeşil alan yapabilirdiniz ama olmaz yıkmayı çok seversiniz, betonu da… para da çok nasılsa, harcayın gitsin…


Haydi Alâaddin Tepesi’ndeki orduevini yıktınız, onu anladık ama ya karşısındaki sapasağlam karargâh binasını niye yıktınız? En azından üniversite öğrencilerimize yurt yapılamaz mıydı?

 
Meram’ın, Kumköprü’nün, Çimenlik’in ne kadar yeşil alanı, ekilebilen alanı varsa betonla çevirdiniz…
 
Şimdi gözünüzü askeri alanlara, şehrin ortasında yeşil olarak kalan alanlara dahası en verimli arazilere diktiniz: 1. sınıf tarım arazisini betonla kaplayacaksınız…
 
Eh artık, biz de beton yeriz…
 
Bu şehir size 25-30 yıldır oy veriyor, sonuç?
 
“Yıktın perdeyi eyledin viran…”
 
TAHİR SAKMAN
 

 

23 Mayıs, 2022

YAKIŞIR BEYİM

YAKIŞIR BEYİM
 
Sizinkinde mutluluklar ışır,
Gözlerimiz bizim, hüzünler taşır.
Takılmayın; açız diye sakın ha,
Size doymak, bize şükür yakışır!
 
Ellerimiz yolunacak kazdadır,
Kazlar ise yolundukça hazdadır.
Sizlere verdikçe vermiş Allah’ım,
Şükürsüzüz; her kabahat bizdedir!
 
TAHİR SAKMAN

 

19 Mayıs, 2022

AYNI GEMİDEYİZ ATAM


 AYNI GEMİDEYİZ ATAM


bandırma yola çıktı bugün

vatan düşmana mı kalacak

gözleri çakmak çakmak

yüreğinde ateş

bir sevda ki samsun’da alev alacak


/atatürk’tür özgürlüğün adı

kim boğmak istediyse

yedi bu tokadı/


çıldırsa karadeniz 

dalgalar kudursa

yıldızlardan pusulamız

yükümüz kutsaldan kutsal

yolumuz gökyüzü dolu


bandırma’da bir adam

milletinin neferi

gözlerinden ateş dökerek

yürüdüğü zaman 

               peşinde bir vatan

güneşe dek yürüyecek


oy karadeniz 

sen köpüklerini gelin başı gibi sun

bu millet 

              karanlığın sesini yırtarak

haykırdı 

             zamanın öncesinden

atam geliyor atam


/atatürk’tür özgürlüğün adı

kim boğmak istediyse

yedi bu tokadı/


samsun’da ilk adım

cihanı titretmiştir

ne şanlı çizmedir o

düşmanı o gün ezmiştir


samsun’da ilk adım

yer oynadı yerinden

sığmadı da cihana

ses verdi yüreğinden


bundan gayri tanımayız

ne padişahı ne mandayı


kimi kaçar denizaltıyla

kimi bağrında siper açar

yediden yetmişe halkıyla

çünkü o en büyük türk’tür

çünkü o atatürk’tür


analar bacılar kızlar

cepheden cepheye koştular

sağ olmadan vatan 

                          ölmek haram

kanadı kırık tekersiz kağnılar 

yetişemedi size rüzgârlar


kaderimize süngü taktık

kazma kürekten destanlarla

ülkümüzü yıldızlara çaktık

uçtuk süvarilerle izmir’e

biz o gün hepimiz

kordon’da dalgalanan bayraktık


aynı gemideyiz atam

milletin taktı rütbeyi

sanma fırtınalar dindi

türk’ün adı durdukça

devrimlerin sürecek

milyonlar sen şimdi


düşmanın hayının tepesine tepesine

en ücra köşesinden kopup gelen

vatanın taşıyla toprağıyla bineriz

çünkü biz atatürk’ün erleriyiz


/atatürk’tür özgürlüğün adı

kim boğmak istediyse

yedi bu tokadı/


TAHİR SAKMAN

15 Mayıs, 2022

İKİMİZDEN BİR YALAN


 

İKİMİZDEN BİR YALAN
 
inandığım bir yalandın sen
gerçeğini düşlemediğim
gölgelerin koynunda sevişirken hüzünler
büyürdün kalbimde düğüm düğüm
 
mum gibi erimiş şimdi o yıllar
eski aşklar eski şarkılara kaldı
ne zaman dönsem geriye
anladım hepsi masaldı
 
unuttuğum bir yerde belki yeniden
çıkarsan karşıma dayanamam bilirsin
yine severim eskisinden beter
ayıramam seni gecelerimden
 
seninle başladı her şey
yokluğun bile güzel
saatler geçe kaç varken
ruhumda ismin sarhoş bir gazel
 
ikimiz bir yalandık
gerçeğe dönemedik
ben erkenciydim sen geç
zamana sus diyemedik
 
şu mehtap şahidimdir
gökyüzünde dolandık
itiraf ediyorum sevgilim
biz çok güzel bir yalandık
 
TAHİR SAKMAN

 

 

14 Mayıs, 2022

ADALET


 

ADALET
 
Birlikte yürünendir yol
Omuz omuza yürek yüreğe
Çocuklardan cıvıl cıvıl
Ses bırakmak geleceğe
 
Korkmuyoruz karanlıktan
Adalet herkes için
Ve daha çok demokrasi
Başka yol yok ülkem için
 
TAHİR SAKMAN

12 Mayıs, 2022

ANAN EKMEĞİNE YAĞ SÜRSÜN!


ANAN EKMEĞİNE YAĞ SÜRSÜN!


Hayatı anlamadınız; kendi ömrünüzü heba ettiğiniz yetmedi, ömürleri de heba ettiniz... Konya'da bir deyim vardır; yapılacak bir şey kalmayınca veya emekler boşa gidince söylenir:


"Haydi git de anan ekmeğine yağ sürsün!"


Şimdi ekmeğinize yağ sürecek ananız da kalmadı...


TAHİR SAKMAN

06 Mayıs, 2022

BAHARDILAR

 
 

BAHARDILAR


Umudum sende çocuğum
Aydınlıktır yarınlar
Güneşin kucağında
Yok olur karanlıklar
 
Yeşerse de darağacı
Özgürlüktür tutkumuz
Sevgi barış türkümüz
Denizler dolu ufkumuz
 
Bahardı dikti başları
Yürüdüler sonsuza
Üç arkadaştılar
Yazıldılar yıldıza

 
Deniz Yusuf Hüseyin
Bir destandan kalanlar
Yarım kalmaz bu türkü
Nicesini çağırıyor analar
 
TAHİR SAKMAN



04 Mayıs, 2022

MÂNİLER ÜZERİNE

 

Ramazan Mânileri kitabımın 2003 yılında yapılan 2. baskısının kapağı

MÂNİLER ÜZERİNE
 
1980’li yılların başlarındaydı diye hatırlıyorum ilk yazdığım mâniler ve onlar Konya Postası gazetesinin birinci sayfasında, her gün bir dörtlük olarak yayımlanmıştı.
 
Sonraki yıllarda yazmaya devam etmiştim ve dörtlük sayısını beşe çıkarmıştım. Konya’nın birçok gazetesinde uzun yıllar yazdım; Konya Postası, Yeni Meram, Yeni Gazete… ve artık kitaplaştırmanın zamanı gelmişti; dönemin Karatay Belediye Başkanı Mehmet Şen “maniler kaybolmasın” diyerek Karatay Belediyesi olarak basımını üstlendi. İlki 2002 yılında “Ramazan Manileri” ismiyle yayımlanan kitabın ikinci baskısı 2003 yılında gerçekleştirildi.
 
Telif olarak ramazan mânileri üzerine yayımlanan sanırım ilk kitaptı. Sonraki yıllarda yine yazmaya devam ettim. Anadolu Manşet ile Konya Yenigün gazetelerinde de yayımlandı.
 
Ramazan mânilerim “Ramazan Davulu, “Ramazan Manileri”, “İftariye” gibi farklı isimlerle yayımlandı. Siyasilerin yanında şehrin sanatına, kültürüne emek vermiş isimlere de mâni atmaya çalıştım. Özellikle dönemin siyasi olaylarına göndermeler yaptığım mânilerin ciddi anlamda; ülkenin sosyo-ekonomik durumunun yanı sıra psiko-sosyal durumunu da ortaya koyması açısından da ilginç olacağını düşünmüştüm. Ve bunun doğru olduğunu da mânilere yapılan yorumlardan, üzerine yazılan yazılardan anlıyorum. Edebiyat dünyasının yanı sıra sosyoloji araştırmaları içinde de bir yer edineceğini düşünüyorum.
 
Bu arada beni üzen durumlar da olmadı değil tabii… en çok üzüldüğüm konu ise 2017 yılında bir arkadaşım, bir gazetede “ramazan sayfası” hazırlayacağını ifade ettikten sonra eski manileri yayımlamak için izin istediğinde, ben de “kendimi tekrar etmek istemem, yenisini” yazayım dedim ve ramazan boyunca yazdım. Mâniler arasında gazetenin yazı işleri müdürü olan arkadaşa da mâniler yazdım. Bayramdan sonra tesadüfen karşılaştığımızda mânilerden söz ettim. “Gördüğünü” söyledi, “sana da yazmıştım” dedim ama “görmediğini, gidince bakacağını” söyleyince çok üzülmüştüm… Haberi bile yoktu…
 
Bir başka üzücü durumu ise şöyle yaşamıştım; daha önce yayımlanan mânilerim tekrar yayımlanıyordu ve bazılarının değiştirildiğini saçma sapan bir hâle sokulduğunu merhum Seyit Küçükbezirci’nin telefonuyla haberim oldu. Gazetenin yazı işler müdürünü arayarak mânilerin yayımını durdurmuştum. Halbuki bana söyleselerdi yenilerini yazardım, telefon etmeye, istemeye tenezzül edilmiyordu ama mânilerim benden izinsiz yayımlanıyordu, buna da çok üzülmüştüm…
 
Bu ramazan ayında yine yazmak istedim uzun yıllardan sonra… ve bunu kendi blog sayfamın yanı sıra sosyal medyada Facebook ve İnstagram’da yayımladım. İçinde bulunduğumuz zamlardan mülhem bir kelime oyunu yaparak “RamaZAM MÂNİLERİ” ismiyle 30 ramazan, günde en az beş mâni olmak üzere bazı günler on mâninin de üzerine çıkarak, geniş hacimli olarak yayımladım. Özlemişim mâni söylemeyi…
 
Bu mâni atma/söyleme geleneği bana babaannem Vesile Sakman’dan miras kalmıştır, rahmet olsun…
 
Bazı günler çok beğeni aldı bazı günler oldukça düşüktü beğeni sayısı… insanların bazı manilere beğeni koymaktan çekinmesini içinde bulunduğumuz siyasi çalkantılardan, endişelerden anlayabiliyorum.
 
Geleceğe bir mesaj sunmaktan dolayı ben üzerime düşeni yaptığımı sanıyorum. Gelecekte ismim şehrin edebiyat, kültür dünyasının bir kenarında anımsanırsa daha çok mutlu olacağım. Ama tabii ben o zaman burada olmayacağım için…
 
Her neyse…  
 
Yaşadığım müddetçe şiir, mâni söylemeye, yazmaya devam… bundan büyük keyif alıyorum ve hiç kimseden de bir beklentim yok. İster görülsün ister görmezden gelinsin.
 
Vallahi hiç umurumda değil; gören de sağ olsun, görmezden gelen de…
 
Bayramın bu son gününde; şeker tadında nice bayramlar geçirmenizi dilerim. Sevgi ve barışın gölgesi her zaman ülkemin ve tüm dünya insanlarının üzerinden hiç eksik olmasın… 
 
Umutlarımız her zaman taze, tıpkı Nazım’ın dediği gibi;
 
/Güzel günler göreceğiz çocuklar
Güneşli günler
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar
Işıklı maviliklere süreceğiz/
 
TAHİR SAKMAN

 

 


01 Mayıs, 2022

RamaZAM MÂNİLERİ 2022 (30)

Bayramlığı aldın mı
Düşünceye daldın mı
Fiyatları görünce
Sen de kala kaldın mı
 
Lokmaları yuttun mu
Oruçları tuttun mu
Yarın bayram günüdür
Yoksa sen unuttun mu
 
Yazmasam unuturduk
Bir ramazan koşturduk
Kusurum bağışlayın
Manilerle coşturduk
 
Karşıdaki hocamdır
Halkla olan adamdır
Bizler çoktan unuttuk
Bayram size bayramdır
 
Taşlarım baş yardı mı
Mâniler uyardı mı
Eşiniz son iftara
Tahin pekmez kardı mı
 
Sevgiyle dokudunuz
Barışı soludunuz
Ramazanda mânileri
Bıkmadan okudunuz
 
Bu diyardan giderim
Olmazsan ne ederim
Sabırla okudunuz
Teşekkürler ederim
 
Hem göze hem dizedir
Tüm kusurlar bizedir
Sanaldaki dostlarım
Saygılarım sizedir
 
Bayrama erişelim
Gönülden sevişelim
Mevla ömür verirse
Seneye görüşelim
 
Mânileri bilerim
Gözlerimi silerim
Ramazan zamlı geçti
Zamsız bayram dilerim
 
Herkes gülsün bayramdır
Bize düğün bayramdır
Otuz oldu orucum
Yarınki gün bayramdır
 
TAHİR SAKMAN