YAŞAM SEVGİYLE BAŞLAR

16 Aralık, 2025

HAYATIMA DOKUNAN İKİ MİSTİK RUH (EKMEK HER ZAMAN TAZE!)



HAYATIMA DOKUNAN İKİ MİSTİK RUH (EKMEK HER ZAMAN TAZE!)
 
Hayatıma, düşünce dünyama dokunan iki mistik ruhun birisi şehrimizden Hz. Mevlâna diğeri Hindistan’dan Osho…
 
Bu iki ruh farklı coğrafyalarda, farklı zamanlarda olsa da… İkisi de tüm dünyaya mâl olmuş değerler… Aslında bu insanları zamana ve mekâna sığdırmak mümkün değil…
 
Hz. Pir yakınımızda olunca, biz Konyalılar değerini çok sonraları anlamış olsak da ki en azından benim için öyledir; mistik arayışlar içinde olduğum dönemlerde… önce çok şey öğrendiğim Amerikalı Bayan Charletto Anderson sormuştu (ışıklar içinde olsun, bedenini geçtiğimiz yıllarda bıraktı) Anadolu mistiklerini… utanmıştım hem de çok, yanı başımdaki değerden haberim yoktu… Duyardık, sadece o kadar… Dönerdi (haşa) niye dönerdi amaç neydi, mesaj neydi? Sema neydi?
 
Sonra Mevlâna okumaya başlayınca… çok şanslı bir adamım ki Hakkı Dede ile tanıştım ve dizinin dibinde geçen 5-6 yıl içerisinde tasavvufun kokularıyla nasiplenmeye çalıştım…
 
Mutasavvıflar çok enteresan ruhlardır… Katı hükümlerin, kesin yargıların yerine insana hoşgörüyü, varlığın aslında bir olduğunu şiirlerle, sema ile müzik ile anlatırlar… ve tabii ki aşk ile…




 
Hz. Pir’in ruhunda kopan fırtınaları… “Birisi âşıklık nedir diye sordu/ Bizim gibi olursan anlarsın dedim” diyor Hz. Pir… Daha ötesi de var, varlığı birlemeyi anlatan ama… öncesi olmadan sonrasını anlatmak yanlış olur, bilenler zaten anladı…
 
Osho da zaman zaman saygıyla söz eder Mevlâna’dan…
 
Elimde bir sayfa fotoğrafı var; Osho’nun hangi kitabından çektiğimi hatırlamıyorum ama bilgiler hep yeni… “Ekmeğin yapımı binlerce yıl öncesiyle aynı olsa da ekmek her zaman taze…”
 
Yıllarca meditasyon yapıp riyazetle meşgul olan bir adamın hikâyesini anlatıyor ve yaşamın gerçeğini:
 
“Yıllarca didindim sonra uçtum” diyor… Osho, “kargalar da uçar” diyor… 18 yıl çalıştıktan sonra Ganj’ın üzerinde yürümeyi başaran adama da “bir lira verirsen sandalcı seni karşıya geçirir” diyerek bunca yılın heba olduğunu anlatıyor…
 
Ve asıl yolun “farkındalık” olması gerektiğini anlatıyor. Yaşamı; ezberden, otomatiğe bağlayarak yaşamak yerine her ânın farkına vararak yaşanılması gerektiğini anlatıyor.
 
Muhittin Arabi, bir eserinde “vaktin oğullarından” söz eder yani ânın farkında olan sufilerden…
 
Ve devam eder Osho, “bunlar oyuncak, oyuncakların peşinden gitme” der…
 
Bütün sufiler aynı şeyi söylerler; çünkü hakikat aynıdır, dünyanın neresine giderseniz aynıdır, değişmez… “Kıyamete dek bir Musa örneği vardır. Işık değişmez, değişen lambadır” der, Mevlâna…
 
Eğer gönül coğrafyanızı hakikate açtınızsa, o hakikat sizi bulacaktır… Öğrenilmesi gereken farkındalıktır…
 
Yemek yerken, su içerken, her ne yapıyorsanız yaptığınız işin kendisi olursak başarabiliriz… Ruh gibi yüce bir emanete bedenimiz ev sahipliği yaparken, oyuncaklarla oynamak!..
 
Hayatıma dokunan bu iki ruha saygılarımı sunuyorum…
 
Kendinizin farkında olursanız, kim olduğunuzu hatırlayabilirsiniz…
 
TAHİR SAKMAN
 
 

 

 

 


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.