YAŞAM SEVGİYLE BAŞLAR

07 Şubat, 2025

ZAMANA İHANET ETMEK

 

Kapanmadan önceki son fotoğrafta Necati Ercengiz, sanki mazinin ihtişamlı günlerine hüzünlü bir bakış atarken... Fotoğraf; T. Sakman


ZAMANA İHANET ETMEK
 
Şimdi tarih oldu…
 
Gözümüzün önünde, bizim vefasızlığımıza baka baka…
 
Sizi bilmem ama ben bazı mekânları çok önemsiyorum… Müzelerin nasılsa bir koruyucuları var, kütüphanelerin de ama ya zanaatkârların? Yıllarca hizmet ettiği; iş ürettiği, aş ürettiği ve zanaat icra ettiği…


Zamana meydan okumak yerine zamanla uyumlu çalışmanın sırrını keşfeden Mustafa Yavuz usta, şehrin en yaşlı saatçisi olarak zamana ayar vermeyi sürdürüyor. Fotoğraf; T. Sakman


Nafakalarını çıkarırken halka hizmet eden meslek erbapları… öğrenilmesi zor, icrası özel yetenek isteyen zanaatlar… Önceki yılın son aylarında “Zamana Ayar Veren Ustalar / Konya Saatçileri” ismiyle bir dizi paylaşımlar yapmış, şehrimizdeki saatçiliğin kökenleriyle, iz bırakan ustalardan bazılarını sizlere anlatmaya çalışmıştım. (Bu çalışmamı çok yakında kitap olarak sizlerle buluşturmayı umuyorum.)


Bedesten'in Hükümet Meydanı'na bakan tarafında olan Adil ustanın dükkânı. Bu küçük dükkânda şehre nice saatçi onarım ustaları yetişmiştir. Fotoğraf: Recai Kıcıkoğlu Koleksiyonu.



Şehrin saatçiliğinde çok önemli bir yeri olan Saray Çarşısı’ndaki Şen Saatçi’den de söz etmiştim… İlk kuruluşu 1950’li yıllara dayanan bu önemli müessese…

 
Şehirde marka olmuş, simge olmuş mekânları yaşatmak zor olmamalı… onların hatıraları, tezgâhlarına sinen ustalık hikâyeleri eminim bize seslenmek için fırsat ararken… Bizlere, birer birer kapanan bu dükkânları hüzünle izlemek kalıyor…
 
Şen Saatçi, ülkemizin saatçilik piyasasında önemli bir yeri olan ve “Konyalı Saatçi” ismiyle zaman piyasasında haklı bir yer edinen ailenin ilk nesil saatçisi olan Mukadder Nalçacı tarafından 1950’li yıllarda kurulmuştur. Ailenin işlerini İstanbul’da sürdürme kararından sonra önce Mustafa Kolat sonra Necati Ercengiz ve ortakları devralarak 2023 yılının sonuna kadar mesleği ve Şen Saatçi ismini onurla taşımışlardır.
 
Şehirde ciddi bir marka olan Şen Saatçi’yi yazarken Necati (Ercengiz) abi ile olan sohbetimizde dükkânı kapatma kararı aldıklarını ama o zamanlar bunu yazmamamı istemişti. Aradan birkaç ay geçmişti ki Şen Saatçi tabelasının indirildiğini görünce şok olmuştum. Bir devrin sonu gibi gelmiş, kendi dükkânımı kapatmış gibi üzülmüştüm.
 
Oysa bu tür yerler ne olursa olsun yaşamalıydı; şehrin simge dükkânlarının kapanmasına mani olmalıydık, izin vermemeliydik…
 
Şehirde eskiye dair ne varsa hızla yok ederken… hafızamızı yok ediyoruz farkında mısınız?


Mazhar Sakman, Tevkifiye Caddesi'nde şimdi mazi olan dükkânında. Fotoğraf; T. Sakman Koleksiyonu.


 “Bazı zanaatların yok olmasından endişe edilmiyor” desem haksızlık etmiş olurum ama… Bir nalbantlık, saraçlık, at arabası yapımı, testicilik, semercilik kadar konuşmuyoruz saatçiliği… Oysa bu mesleklerle birlikte anmak bile abes olabilir; çünkü saat tamirciliği, çok ince bir işçilik, özen ve azami dikkat gerektirir, yetmez; bir mühendislik harikası olan saatlerin kapağını açmak bile bazen bir çırağın yıllarını alabilir. İki yıla kadar varan sürelerde, mesleğe yeni başlayan çırakların eline tornavida bile verilmez, sadece izlemek öğretilir. Tabii bu izlemenin aslında bir sabır imtihanı olduğunu göz önüne alırsak; saat tamirciliğinin ne kadar zor olduğunu, öncelikli olarak sabır öğrenmek olduğunu, sabırdan sonra hüner geldiğini anlayabiliriz. 


Ustalar sadece saat tamirini değil, insanların gözü gibi baktığı ve hatıralarının baş köşesinde yer eden saatlerin önemini çıraklarına aktarırken aslında iyi ahlakı ve insana; saygıyı, sevgiyi de öğretirler. Zamana hürmeti olmayan bir saatçiyi ben bugüne kadar görmedim. Zamanı ince ince işlerlerken, bu dünyanın aslında sonlu olduğunu, işleyen zamana saatlerle birlikte insan ömrünün eşlik ettiğini her zaman hatırlatırlar. Eğer çevrenizde bir saat tamircisi varsa bilin ki o, yaptığı paha biçilmez tamirin, hayatlarımıza dokunan zamanların ustasıdır…

Mazhar Sakman’ın Tevkifiye Caddesi’ndeki, Mehmet Dikilitaş’ın Bedesten’deki, Adil Özselçuk ustanın Hükümet Meydanı’ndaki dükkânları kapanırken sessiz sedasız… Tik takların sesi duyulmazsa… Zamana ihanet ediyoruz…




Şehrin yetkin ustalarından soldan sağa; Ahmet Sami Kalaycı, Hüseyin Karadeli, Mehmet Emin Haksever. Fotoğraf; T. Sakman


Türbe Önü’ndeki muvakkithaneyi nasıl koruyamadıysak… Bu ustalar şehrin zamanına tanıklık eden ustalardı; sözleri dinlenir, her gittikleri yerde saygı görürlerdi; çünkü onlar birer zaman ustasıydı, saatçiydi. Saatçiler yanlarına asla güvenmedikleri insanlara mesleklerini öğretmezlerdi, yanlarına alacakları çırakları “kılı kırk yararak” alırlardı. Meslekte en önemli şeyin dürüstlük olması gerektiğini bilirlerdi.


Tahir Sakman'ın Türbe Caddesi'ndeki iş yerinde, sol başta merhum Uysal Saatçi Mehmet Dikilitaş. Fotoğraf; T. Sakman.


 
Şimdi bir avuç saatçi kaldı şehirde… Onlar da ustalarından gördüklerini yaşatmaya çalışıyorlar, teknolojiye yenik düşmeden zamanın çarkları düzgün dönsün diye direniyorlar…
 
TAHİR SAKMAN


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.