MUHACİR PAZARI’NDA ROMAN AKŞAMLARI

MUHACİR PAZARI’NDA ROMAN
AKŞAMLARI
şehir ışıklarını döküyor
geceye
binlerce ampul patlıyor
için için
kaç hikâye yaşanıyor kim
bilir
kaçaklar dolaşıyor sinsi
sinsi
bir sevgili arıyor
kaldırımlar
buz tutan yürekler umarsız
koşuyor kendisiz
karanlıklara
vitrinler gibi aydınlık
değil oysa
çevirme var ilerde belli
hangi çağa kaçsam
yakalanmam
kendimin olmadığı bir yer ve
sensiz
sirenler çalıyor bir
şafakta
belli belirsiz bir uzakta
kalemim gökyüzünde
direniyor
aklım uzakta gönlüm
tuzakta
şehir ışıklarını
söndürürken
yazgın sana dönüyor ve
isyanın
bir şeyler patlıyor yine
yeni bir yangın ve içinde
sen
dilsizdir oysa neler
görmüştür anlatamaz
zafer’e çıkan tüm
sokaklarda eksiktir yaşam
isyan kokar ve masum
olmayan aşklardan
geriye kalandır korkak bir
gözyaşı
muhacir pazarı’nda roman
akşamları
tasasız geçen günlerin
acısı saklıdır
park sineması’nda matine
varsa
halimizi oynar iki film
acıklıdır
gırnatanın sesi bölerken
uykuları
pandelacı mahmur kadehlere
gizlenmiş
meloş abla’nın kahkahası
duyulmuyor
kemancı deli demir
uyandırır duyguları
kim kaçmış geceye kim
çaldıran sokak'ta bir
çocuk
gündüz hamal gece müzisyen
notalara sığmaz şarkıları
bir çocuktum ben hep çocuk
gökyüzüne açılırdı
pencereler
tatar camisi’nde salalar
verilmiş
çorak damlı evlerde
yırtılmış perdeler
camlı köşk de yıkıldı
heyhat
bir alâattin kaldı bir de
ben
selçukya’dan emanet
dede bahçesi’ne gömülen
bu şehir hep böyledir
eskiden de yanardı
hikâyeler vardı suskun ve
anlatılmamış
yeter ki bir ışık düşsün
kuytu köşelere
ne anlatırsan anlat bu
kaldırımlar kanardı
/hey sen yalnız adam
sil her şeyi yaz yeni
baştan/
TAHİR SAKMAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.