YAŞAM SEVGİYLE BAŞLAR

13 Aralık, 2023

40 YIL SONRA GERİ GELEN DOSYA

40 YIL SONRA GERİ GELEN DOSYA
 
Dün akşam Konya Aydınlar Ocağı tarafından düzenlenen bir toplantıda merhum Seyit Küçükbezirci anıldı.
 
Konya Aydınlar Ocağı da olmasa… yani diyorum ki Konya… yok, vazgeçtim sana bir şey demiyorum!
 
Seyit abiyi tanıdığımı sanıyormuşum; Avukat Fatma Şeref Polat öyle bir Seyit Küçükbezirci anlattı ki, bir ara sanki hiç tanımamışım gibi geldi. Dr. Mustafa Güçlü’nün şahsında Konya Aydınlar Ocağı’nı ve Fatma Şeref Polat’ı kutluyorum…
 
Kim bilir belki bir günde bir başka formatta bendeniz anlatırım Seyit abiyi…
 
Seyit abinin dilinde bir Konya oturakları dosyası vardı; sürekli yayınlayacağını söylerdi ama ne hikmetse hiç ortaya çıkmazdı. Bendenizin Konya oturakları kitabı yayımlandığı zaman da çok sevinmiş hatta bazı bölümlerdeki bilgileri ilk defa duyduğunu söyleyerek beni tebrik etmişti.
 
Merhum Yalçın Dikilitaş’la da çok konuşmuştuk; Seyit abinin oturaklarla ilgili kitabını… ve ortaya çıkmamasının nedeni olarak da “galiba böyle bir çalışma yok” diyerek ileri bile gitmiştik…
 
Meğerse neden; kitabın dosyasının kaybolmasıymış… İlahi Seyit abi…
 
Uzun yıllar sonra konuyu unutmuşken; ünlü folklorcu merhum Sadi Yaver Ataman’ın arşivini tasnif eden İTÜ Doç. Dr. sevgili dostum Süleyman Şenel’in önce telefonla fotoğraflarını paylaşması sonrasında da dosyanın kargoyla elime geçmesiyle yeniden hatırlamıştık…
 
Merhum öylesine sevinmişti ki… tabii bu duyguyu eser üreten insanlar anlayabilir. Şehrin tapusunu verseydik bu kadar sevinmezdi; tam kırk yıl sonra kayıp dosyası geri gelmişti. Anlattığına göre dosyayı İstanbul’a yollamış basılması için ama o gün bugün ortadan kaybolmuş, sırra kadem basmış…
 
Seyit abi, daktiloyla yazılmış sayfaları dijitale aktartacağını ve bir nüshasını bana vereceğini söylemişti ama bana ulaşmadı, bir nüshasını Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi’ne vermiş ve orada gün ışığına çıkmayı bekliyor. Roman tadında Konya oturaklarını anlatan bu kitabın basılması için sponsor bulunabilirse ve ailesi de izin verirse yayıma hazırlamaya talibim.



 
Sevincini anlatan bir video çekmeyi de ihmal etmemiştik ki iyi ki de etmemişiz… Dosyanın son sayfasında Seyit abi şöyle söylüyor;
 
Kapkaranlık sokaklarda kısık bir ışık,
Ağırdan bir zil sesi; saz sesi oturak var demek…
Bir silah; bir silah sesi, baskın var demek…
Susan kadın, eve gelmeyen erkek,
kan ve kadın oturak âlemi demek…
 
TAHİR SAKMAN




 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.