KARTPOSTALLARDA KALDI İNCELİKLER

KARTPOSTALLARDA KALDI
İNCELİKLER
Ah o incelikler, ince
düşünceler, ince insanlar… neredeler?
Hangi atlara binip gittiler?
Duygularını nereye gömdüler?
Bir yılbaşı telaşı
başlardı 15 gün önceden; Kayalı Park’ın karşısındaki PTT binasının önüne kartpostal
satıcıları
tezgahlarını kurardı. Binlerce tebrik kartına bakmalara doyamazdınız.
Renklisi, renksizi, kabartmalısı,
Konya manzaralısı… Konya kartlarını mutlaka Alâaddin Köşkü’nün şemsiyesi ile Mevlâna
süslerdi. Sonraları müziklisi bile çıktı bu kartların. Almasak da alamasak da
saatlerimizi burada geçirirdik. Günün sonunda en ucuzu hangisiyse ondan alırdık
belki ama fiyatının ne önemi vardı ki?
Ak kâğıt üzerine dökülen
gökyüzü dolu, özlem dolu satırlar… Saygılı ifadeler, hürmetler, el öpmeler. Önce
büyüklerden tebrik gelmesi ayıp olacağından erkenden yollardık biz küçükler. Büyüklerse
biraz ağırdan alır, küçüklerden gelmesini beklerlerdi…
O tebrik kartlarının ruhu
vardı; konuşurdu, sevgi doluydu…
Haydi sarılın telefonunuza;
ruhunu kaybetmiş cümlelere, kısalttığınız kelimelerle…
Merhum halam Gülizar Hanım’ın
ikinci eşi merhum Albay Raşit Başeğmez’di… İzmir’den babama tebrik yollamış;
damgasından okuyabildiğim kadarıyla yıl 1966…
Tebrikteki ölçülü ama
sevgisini aradan geçen bunca yıldan sonra bile hissedebildiğim enerji yüklü
kelimelerle…
Hepsi rahmetli oldu;
tıpkı, bizim tebrik kartlarımız gibi…
O dönemlerde hiç
duymamıştık, yılbaşı karşıtı konuşmaları veya alternatif kutlamaları…
Biz mi değiştik zaman
mı? Ama kartlar aynı duruyor; zarafetse lügatlerden çıkıp geleceği günü
bekliyor…
Ah o incelikler, kartpostallarda
kalmasın incelikler…
Mutlu yıllarınız
olsun…
TAHİR SAKMAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.