FOTOĞRAFLARA SAKLANAN ZARAFET

FOTOĞRAFLARA SAKLANAN
ZARAFET
Zamana her şey yenik
düşüyor, fotoğraflar hariç…
Ciddi sayılabilecek
sayıda bir fotoğraf arşivim var ve bunların pek çoğu ailemize ait… Bir dönemi
kısa yoldan anlatmaya yetiyor…
Elimde bir fotoğraf
var; o da diğerleri gibi zamana yenilmemiş ve bir dönemi anlatıyor… o dönemlere
ne oldu kuzum?
Fotoğrafı doğru
okursanız…
Halamın ilk eşi,
Ziraat Bankası müfettişlerinden Vedat Bey’dir. Görev icabı yurdun pek çok
yerini dolaşmış ve gördüğü her yeri fotoğraflamış, yetmemiş arkasına daktilo
ile kırmızı yazılarla yılını ve neresi olduğu hakkında notlar düşmüş.
Zigana Geçidi’nde,
Samsun’da gemide, Iğdır’da, Konya Hatıp’da… emek verilmiş onlarca fotoğraf bize
kalan şimdi, hepsi de belgesel niteliğinde.
Halam saklamış, babam
saklamış, ben de saklıyorum, benden sonra ne olur bilemem…
Vedat Bey’in soyağacı Giritli Sırrı Paşa’ya dayanıyor. Osmanlı vezirlerinden, Bağdat ve Girit’te
valilik yapmış olan Sırrı Paşa’nın eşi de şair ve besteci olan Leyla Saz
Hanımefendi. Ve onların çocukları olan Cumhuriyet döneminin önemli
mimarlarından olan Vedat Tek’in ismini taşıyor, Vedat Bey… Sırrı Paşa din adamı
ve edebiyatçı kimliğiyle de tanınmaktadır. Kur’an tefsiri de yapan Giritli Sırrı
Paşa’nın “Mektubat-ı Sırrı Paşa” isimli bir de kitabı vardır.
Sonraları Vedat Bey’in
önceki eşinden olan Tomris Hanım ile babam evlenecekler ve bu evlilikten önce
abim Raci Hakkı sonra Vedat abim doğacaklardır. Vedat abimin ismi bu şekilde
verilmiş. Çok sonraları babam Tomris Hanım’dan ayrılınca annem Akile Hanım ile
evlenmiş ve bu evlilikten de kız kardeşim Vesile ile bendeniz doğmuşum. Annelerimizin
ayrı olması abilerim ile ilişkilerimde hiçbir zaman sorun olmadı hatta bunu hiç
hissetmedim bile… İki abim de her zaman yanımda oldular. Raci abimi kaybettik,
Vedat abim, ailemizin en büyüğü ve onuru olarak sanat hayatını sürdürmekte ve sırtımızı
dayadığımız bir çınar gibidir; gölgesi üzerimizden eksik olmasın…
Babam anlatırdı;
Vedat Bey’in annesi de Girit göçmenlerinden, tek kelime Türkçe bilmezmiş, Rumca
konuşurmuş ama Türkoğlu Türk bir aile. Ne kadar enteresan bir coğrafya… Türkçe
bilmeyen Rumca konuşan Türkler, Rumca bilmeyen Türkçe konuşan Rumlar… Ve arkası
savaşlar, göçler, acılar… Anadolu gerçekten insanların buluşma, kaynaşma
noktası…
Fotoğraf, 1950’li
yıllardan… Vedat Bey’in ve halamın zarafetine bakar mısınız? Vedat Bey’in
üzerinde beyaz pantolon, yine beyaz, muhtemelen İtalyan ayakkabıları ve koyu
renk ceket, gömlek kravat… Hepsi özenle seçilmiş, halamın üzerinde beyaz
ayakkabı, göğüs dekoltesi biraz cesur, işlemeli bir elbise ve takılar…
başındaki tokaya varana kadar hepsi ince bir özenin ifadesi… ve bakışlardaki
derin ama saygılı bir sevgi… ta o günlerden bize bir mesaj verir gibi…
İzmir’de, Hamza
Rüstem tarafından çekilen bu stüdyo fotoğrafı nereden nereye geldiğimizi de
anlatıyor.
Hangi yıllarda
yaşamak istersiniz? Günümüzün rüküş, takma kirpikli, boyalı, botokslu,
estetikli… kirli sakallı, skinny kotlu, saç baş karışmış …
Yaklaşık 75 yıllık bu
fotoğrafa bakıp siz de mi iç geçireceksiniz?
Biri bizi dürtse de o
yıllara geri dönsek?
Fotoğraflara saklanan
zarafet şimdi içimizi acıtıyor; ağlamaya bile cesaretimiz yok artık…
TAHİR SAKMAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.