YAŞAM SEVGİYLE BAŞLAR

28 Aralık, 2023

FOTOĞRAFLARA SAKLANAN ZARAFET


 

FOTOĞRAFLARA SAKLANAN ZARAFET
 
Zamana her şey yenik düşüyor, fotoğraflar hariç…
 
Ciddi sayılabilecek sayıda bir fotoğraf arşivim var ve bunların pek çoğu ailemize ait… Bir dönemi kısa yoldan anlatmaya yetiyor…
 
Elimde bir fotoğraf var; o da diğerleri gibi zamana yenilmemiş ve bir dönemi anlatıyor… o dönemlere ne oldu kuzum?
 
Fotoğrafı doğru okursanız…
 
Halamın ilk eşi, Ziraat Bankası müfettişlerinden Vedat Bey’dir. Görev icabı yurdun pek çok yerini dolaşmış ve gördüğü her yeri fotoğraflamış, yetmemiş arkasına daktilo ile kırmızı yazılarla yılını ve neresi olduğu hakkında notlar düşmüş.
 
Zigana Geçidi’nde, Samsun’da gemide, Iğdır’da, Konya Hatıp’da… emek verilmiş onlarca fotoğraf bize kalan şimdi, hepsi de belgesel niteliğinde.
 
Halam saklamış, babam saklamış, ben de saklıyorum, benden sonra ne olur bilemem…
 
Vedat Bey’in soyağacı Giritli Sırrı Paşa’ya dayanıyor. Osmanlı vezirlerinden, Bağdat ve Girit’te valilik yapmış olan Sırrı Paşa’nın eşi de şair ve besteci olan Leyla Saz Hanımefendi. Ve onların çocukları olan Cumhuriyet döneminin önemli mimarlarından olan Vedat Tek’in ismini taşıyor, Vedat Bey… Sırrı Paşa din adamı ve edebiyatçı kimliğiyle de tanınmaktadır. Kur’an tefsiri de yapan Giritli Sırrı Paşa’nın “Mektubat-ı Sırrı Paşa” isimli bir de kitabı vardır.
 
Sonraları Vedat Bey’in önceki eşinden olan Tomris Hanım ile babam evlenecekler ve bu evlilikten önce abim Raci Hakkı sonra Vedat abim doğacaklardır. Vedat abimin ismi bu şekilde verilmiş. Çok sonraları babam Tomris Hanım’dan ayrılınca annem Akile Hanım ile evlenmiş ve bu evlilikten de kız kardeşim Vesile ile bendeniz doğmuşum. Annelerimizin ayrı olması abilerim ile ilişkilerimde hiçbir zaman sorun olmadı hatta bunu hiç hissetmedim bile… İki abim de her zaman yanımda oldular. Raci abimi kaybettik, Vedat abim, ailemizin en büyüğü ve onuru olarak sanat hayatını sürdürmekte ve sırtımızı dayadığımız bir çınar gibidir; gölgesi üzerimizden eksik olmasın…
 
Babam anlatırdı; Vedat Bey’in annesi de Girit göçmenlerinden, tek kelime Türkçe bilmezmiş, Rumca konuşurmuş ama Türkoğlu Türk bir aile. Ne kadar enteresan bir coğrafya… Türkçe bilmeyen Rumca konuşan Türkler, Rumca bilmeyen Türkçe konuşan Rumlar… Ve arkası savaşlar, göçler, acılar… Anadolu gerçekten insanların buluşma, kaynaşma noktası…
 
Fotoğraf, 1950’li yıllardan… Vedat Bey’in ve halamın zarafetine bakar mısınız? Vedat Bey’in üzerinde beyaz pantolon, yine beyaz, muhtemelen İtalyan ayakkabıları ve koyu renk ceket, gömlek kravat… Hepsi özenle seçilmiş, halamın üzerinde beyaz ayakkabı, göğüs dekoltesi biraz cesur, işlemeli bir elbise ve takılar… başındaki tokaya varana kadar hepsi ince bir özenin ifadesi… ve bakışlardaki derin ama saygılı bir sevgi… ta o günlerden bize bir mesaj verir gibi…
 
İzmir’de, Hamza Rüstem tarafından çekilen bu stüdyo fotoğrafı nereden nereye geldiğimizi de anlatıyor.
 
Hangi yıllarda yaşamak istersiniz? Günümüzün rüküş, takma kirpikli, boyalı, botokslu, estetikli… kirli sakallı, skinny kotlu, saç baş karışmış …
 
Yaklaşık 75 yıllık bu fotoğrafa bakıp siz de mi iç geçireceksiniz?
 
Biri bizi dürtse de o yıllara geri dönsek?
 
Fotoğraflara saklanan zarafet şimdi içimizi acıtıyor; ağlamaya bile cesaretimiz yok artık…
 
TAHİR SAKMAN
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.