UNUTMADIK SEYİT ABİ!
UNUTMADIK SEYİT ABİ!
Onunla ilk
tanışıklığım folklor üzerine yazdığı yazılarla oldu. Üslubu çok ilgimi çekmiş
ayrıca bana ilerde yazacağım makaleler için de yol gösterici olmuştu.
Uzun yıllar birlikte
çok şey paylaştık, aynı dilde konuştuğumuzdan olsa gerek çok sağlam bir abi kardeş
ilişkisi oldu hep. Bazen ayrı kalsak da o benim için hep Siyit abiydi ben onun
için hep Deli Tahir’dim…
Ne zaman “Akdeniz”
yangınlarına düşse beni arar “Deli Tahir orada mı” diye sorardı. Saatler süren
telefon konuşmaları, içimizdeki yangınları söndürmeye yetmezdi. Benim için
şehrin iki milyona dayanan nüfusunun çok bir anlamı yoktu; çünkü konuşabildiğim
insanlar iki elin parmaklarını geçmiyordu… Seyit abiden sonra onu çok aradım. Hâlâ
çok arıyorum. Konuşabildiğim insanların en başında o vardı…
Bir dönem Yeni Gazete’de
merhum Yalçın Dikilitaş ağabeyimizin yönetiminde Yeni Gazete’de birlikte yazmıştık.
Telefon konuşmalarımızda bana bir cümle verir ve “Tahir altını doldur…” derdi
Seyit abi… “Kırmızı Yazılar” yazı serisi bundan doğmuştu ve ileride
kitaplarımdan biri olacaktı. Aslında kırmızı demek az gelirdi ateş yazılarıydı
onlar…
Konya oturaklarıyla ilgili
bir roman çalışması olduğunu hep söylerdi ama bir türlü o çalışmayı görmek
kısmet olmamıştı ki… Kitabın daktilo edilmiş sayfaları, Sadi Yaver Ataman’ın
arşivi dostum Süleyman Şenel tarafından tasnif edilirken çıkmıştı. Daktilo
sayfalarını Seyit abiye götürdüğüm zaman inanılmaz sevinmişti.
Seyit abi de kendi
geleceğimi de gördüm; şehrin vurdumduymaz, vefasız hâli elbette bizi çok üzüyor,
bırakıp gittiği dernek bile bir anma toplantısını yapmıyor…
O bizim değerimizdi…
Konya unutsa; yazıları, araştırmaları hep hatırlatacak…
Bir de dostların
Seyit abi, seni hiç unutmadı, unutmayacak…
TAHİR SAKMAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.