YÜZÜCÜLER

Son dönemde izlediğim en iyi dramlardan bir tanesiydi “Yüzücüler…”
ve kesinlikle bu film Suriyeli sığınmacılara olan bakış açınızı değiştirmeye
talip…
Suriye’de sporcu bir babanın; sporcu, yüzücü iki kızı, Suriye’de
karışıklık başlayınca canlarını kurtarmak için erkek kuzenleriyle birlikte İstanbul,
Midilli, Makedonya, Macaristan güzergahını izleyerek Almanya’ya ulaşmalarını
konu alıyor.
Filmi izlerken Ege’nin serin sularını teninizde hissedecek,
Macar sınırında köpeklerin sesi kanınızı donduracak… bundan emin olabilirsiniz.
Kardeşler Almanya’ya ulaştıkları zaman yaşadıkları sevinçle siz de havalara
sıçrayacaksınız.
Bugün ülkemizde yaşayan milyonlarca sığınmacıya farklı bir gözle
bakmanın, olayı bir insanlık dramı olarak görmenin yolunu açıyor film...
Emperyal güçlerin iştahlarını kabartan zengin petrol yatakları ve bulunduğu
konum itibariyle jeopolitik önemi, milyonlarca
insanın dramını sonuç olarak ortaya çıkartıyor.
Her ne kadar filmdeki Suriyeliler, bizdeki Suriyelilere hiç
benzemese de bu insanları sadece insan olarak görmemize engel değil elbette… Yıllardır
emperyallerin yeni silahlarını, stratejilerini denedikleri bir oyun alanına
çevirdikleri Suriye’de akan kan, ne zaman diner bilinmez ama sömürge
zihniyetiyle hareket edenlerin, ellerini bu ülkeden çekmedikçe, bu insanlara
huzur çok uzak görünüyor.
Uygarlığı, teknolojiyi; insanın, sevginin, barışın bir
aracı yapmadıktan sonra ne işe yarayacağını Suriye’ye bakıp görebilirsiniz. Suriye,
coğrafyadaki birçok ülkenin başına gelenleri çok acı bir biçimde yaşıyor ve aslında
ciddi bir uyarı da veriyor; ders almayanların ve emperyal oyunlara kapıları açmanın
ne kadar tehlikeli olduğunu da gösteriyor.
Batı’nın, çıkarları söz konusu olduğu çoğu zaman kendi
savunduğu değerlere de ters düştüğünü, bizlerin bu oyunlara fırsat vermemesi, uyanık
ve güçlü olmamız gerektiğini bir kez daha hatırlıyorsunuz.
Ege’nin serin sularına yenik düşen binlerce mültecinin
yaşadığı çaresizliğe düşmeden bilmeliyiz; ülkemizdeki demokrasin kıymetini… ve ülkemizin
kurucu kadrolarına olan şükranlarımızı bir kez daha yinelemeliyiz:
Sevgili Ata’m, bizlere öyle bir ülke kurmuş ve emanet
etmişin ki bölgemizde yüz yıldır ayakta duran tek ülkeyiz ve daha nice
yüzyıllar ayakta duracağız, kıyamete kadar, kurduğun Cumhuriyeti yaşatacağız…
TAHİR SAKMAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.