YAŞ İŞLERİ

Aslında hiç sevmiyorum bu yaş işlerini… Ne ara bu yaşa
geldik bilmiyorum; sanki her şey, dünün, kanatlanıp önünüze konması gibi…
Uzun yıllar öncesi söylediğim bir şiirde /Nereye gitti
dün nerdedir bugün/ demiştim… şimdi çok iyi biliyorum; dünlerin nereye
gittiğini ve bugünün nerede olduğunu…
/yaş altmış beş yolun yarısı etmez
başındayız daha
ikinci ömrün/
Biliyorum; daha ne heyecanlar yaşayacağım! İnsan,
heyecanını yitirirse ölür… ben aynı yerdeyim… nefesim karıştığı sürece bu
gökyüzü… eskiden beri benimdir; bu yıldızlar, bu dolunay; illaki dolunay,
vazgeçmem… Hani, nerede görsem, altında ağladığım; Zafer’in, Gedavet’in paslı;
bir o kadar da yaslı kaldırımları yüreğimi çizerken… ben, aynı yerdeyim… Yüreğim
ellerimde…
/Zaman bir beyaz martıdır/ demiştim… işte o beyaz
martı, tepemde dönüp dolaşıyor… tam yirmi üç yıl önce söylemişim;
Derviş Ozan der ki bak kucak kucak
Çiğnediğin toprak göğüs açacak
Çığlık çığlık ha uçtu ha uçacak
Bir beyaz martıdır candaki zaman
Martılar dolanır, zaman geçer ve bizler de
yaşadıklarımızla, hatalarımızla… Üstat Borges, /dünyaya bir daha gelirsem
aynı hataları işlerim/ diyor ya… Yok, ben öyle demem; “dünyaya bir daha
gelirsem aynı hataları işlemem; daha büyük hatalar işlerim…” demek yakışır
bana…
Geriye baktığım zaman, içimde bir
ukdenin kalmadığını görmek benim için büyük kazanç… Yaşadım mı; yaşadım, hem de
dibine kadar… Cenneti de yaşadım, cehennemi de… Yaşamın tüm renklerini sevgiyle
kabul ettim, kucakladım.
Bugüne
kadar 3’ü dijital olmak üzere toplam 15 kitap yayımladım… Dijital olarak
önümüzdeki günlerde 8 yeni kitap daha paylaşmanın mutluluğunu yaşayacağım
ayrıca 4 kitap üzerinde de çalışmalarım sürüyor. Onları da önümüzdeki süreçte
bitirmeyi planlıyorum. Ve tabii ki şiir söylemeye devam…
Tüm
bunlar boşa yaşamadığımızın ispatıdır. Geleceğin insanına / Konyalısına
mesajımı sunmaya devam edeceğim. Bugüne kadar kimseye eyvallahımızın olmadığını
biliyorsunuz, bundan sonra da yine tek tabanca olarak yaşamaya devam…
Her neyse dostlar; 65 yıldır bu boyuttaki yaşam deneyimime
katkı sağlayan; “ayağıma taş, gözüme yaş” olan tüm ruhlara sevgilerimi, saygılarımı
sunuyorum.
65 yılı geride bırakırken tüm varlıkları şükranla selamlıyor
ve sözü şiire bırakıyorum:
YAŞ 65
/yaş altmış beş yolun yarısı etmez
başındayız
daha ikinci ömrün/
ağaçlarda eski şarkılar titriyor
mevsimler mi sarhoş ne
kuşlar hüzün çalarken
bir ben mi kaldım şimdi
elleri yıllardan eski
aynalar söylesin tenhalara
bu bakan yüz ben miyim
bu kaçıncı vurgun
ağarmış yıllara koşan serseri kim
gözlerimde eski lambalar
yalnız mahzun ve yorgun
yeniden başlarsam hayata
yani ötede bir yerde
yine dibine dibine
vurmazsam ne olayım
yaşamak güzeldi
yanlışlarım daha da güzel
üç şey var öğrendiğim
biri aşk biri sevda sonrası cennetti
kaldırımlara sorun
zafer’de gedavet’te ağladığımı
meram’da sormayın kimene halil’e
vallahi ayıp olur kırdığım kadehlere
eski dostlar gibi karışırız belki
öldüğümüz buselerin tadına
onulmaz bir yaşamdı bize hayat
karıştırmayın şimdi
yaş altmış beş
yaş işlerle uğraşmaya değmez
yolun yarısını çoktan geçmişiz
ileriyi gözler seçemez olmuş
bu yüzdenmiş dönüp baktığımız geriye
bir mezar örterseniz üzerime
ağlarım sanmayın bakıp bakıp geriye
birkaç mısra yeşertip dilimde
toprağın ötesine geçerim
bu yüzdendir baktığım ileriye
/yaş altmış beş yolun yarısı etmez
belki de tamamdır
doğduğun
öldüğün gün aynı gün
başındayız
aslında yeni bir ömrün/
TAHİR SAKMAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.