YAŞAM SEVGİYLE BAŞLAR

17 Ocak, 2022

İNADINA ŞİİR

 



Şiir olduğumuz günlerden bir hatıra: Bu yazıyı Yeni Gazete’de, 2 Mart 2000 yılında yayınlamışım… Hani biz koca koca adamların birbirimize şiir söylediğimiz günlerden…

İNADINA ŞİİR

“Hani Sedirler’e giderken, Köprübaşı’nı geçince, sağa İşgalaman’a dönünce...”  
 
Zaman zaman kendime çok kızarım...” Ulan, sana ne şiirden, sanattan... Sana mı kalmış oğlum? Paranın peşinde koşmak varken, köşeyi dönmek varken...Şiir söylermiş...
 
Şiir demek çile demek...” Yirmi beş yıldır şiir söyleriz de bu şehirde değerimiz nedir? Altı ay önce, otuz adet kitap verdiğiniz kitapçıdan, altı ayda üç tane satıldığını öğrenirseniz... Ötesi, kitapçı size hayatın yüksek gerçekleri hakkında bir konferans verirse...
 
”Yoksa simit mi satsaydım...” Yirmi beş yıldır dişinizle, tırnağınızla kazarak bir yerlere gelmek, bir mesaj vermek istiyorsunuz... Biz bu kentin sanatına, kültürüne hizmet etmek için didinirken... Arkamızda yirmi beş yıldır kimseyi göremedik... Bir Allah’ın kulu elimizden tutmadı... Ama direndik. İnadına şiir söyledik...
 
Biz bu kentin itilmişleri miyiz?.. Biz bu kentin kakılmışları mıyız?..
 
Ama her şeye rağmen mücadeleye devam... Şiir hayatımız... Kadim dostlarım Nevzat Küçükerdoğan (aslında Büyükerdoğan) ve Yalçın Dikilitaş’a telefon ediyorum. Artık söz şiirin;  
 
Sıcak bir tebessüm sizden umduğum
Çatık kaşlarınız paralar beni
Elin attığı taş yarmaz başımı
Dost vurursa bir gül yaralar beni
 
Dönüp bakmam bile elin sözüne
Varmak istiyorum insan özüne
Yürekten bakınca yârin gözüne
Sitemkâr bakışı karalar beni
 
Eyvallahım yoktur asla cihana
Şeffafım saydamım gelmem dumana
Direnirim teslim olmam ummana
Sorgusuz götürür dereler beni
 
İsterim ki dobra dobra oluna
Dik başım hedeftir fesat okuna
Derviş Ozan der ki gerçek yoluna
Bir avuç toz gibi sereler beni

Şair dost Nevzat Küçükerdoğan, “Tahir, beynime yağmur gibi indin” dedikten sonra beni teselli ediyor. Şair Yalçın Dikilitaş’ı arıyorum, sesini duyunca rahatlıyorum. İnsanın dertleşebileceği dostları olması ne güzel...
 
On-on beş dakika geçmemişti ki telefonum çalıyor. Telefonda bir dostun sesi, Nevzat Küçükerdoğan’ın sesi dereler gibi çağlıyor;
 

Koyup bir potaya erisin diye
Ateşlerde kızdırdılar Tahir’i
Sakin sakin bir köşede dururken
Deli edip kızdırdılar Tahir’i
 
Düşmanı güldürdü dostu ağlattı
Gönülleri birbirine bağlattı
Cahiller boynuna bir kement attı
Diyar diyar gezdirdiler Tahir’i
 
Döndürdüler onu sabır taşına
Güller attı taşlar değdi başına
Gönül kitabımın satır başına
Dostum diye yazdırdılar Tahir’i
 
Artık söz mülkünün kapıları açılmıştı;

Ne varsa gönlünde sevgiden yana
Kalmasın içinde söyle Nevzat’ım
Hayat dediğimiz acıyla dolu
Ömrümüz geçiyor böyle Nevzat’ım
 
Acılara rağmen güzeldir hayat
Yıllardır içimde gizlenir feryat
Yaşamın çirkine inat mı inat
Doluyorsun güzel huyla Nevzat’ım
 
Gönlünden koparıp bir çiçek yolla
Acılara yol ver bir mendil salla
Varsın o yıkansın parayla pulla
Bizi de yıkarlar suyla Nevzat’ım
 
Derviş Ozan der ki severim seni
Dostluktur sevgidir eskimez yeni
Bir gerçek var ki korkutur beni
Varınca huzura neyle Nevzat’ım
 
Ben böyle söylerim de Nevzat Ağabey durur mu:
 
Anlatma kendini sen bana Tahir
Seni senden iyi ben tanır oldum
Yıllar yılı gam kasavet çekerken
Dinledikçe seni ben şatır oldum
 
Dağlara söylerken derdi tasamı
Gam ile yoğurdum anayasamı
Toplamışken sandalyemi masamı
Halimi sizlere anlatır oldum
 
Vefasızlar düşlerimi çaldılar
Mecnun edip çölden çöle saldılar
Üç kuruşa hatırımı sordular
Gönül meclisinizde sorulur oldum
 
Yorgun düştüm dosta gidip geldikçe
Hep ben verdim hiç almadım verdikçe
Tahir şiirini ben dinledikçe
Kendi şairliğimden utanır oldum
 
Diyerek büyük bir tevazu gösteren dosta teşekkürlerimi sunuyorum... İnsanın dostları olması ne güzel. Eğer bu dünyada sizi anlayabilecek bir dostunuz yoksa hanlarınızın, hamamlarınızın bir gün başınıza geçtiğini göreceksiniz demektir...
 
“Tez elden dost bulmalısınız” diyeceğim ama...
 
Dost o kadar kolay bulunmuyor... Önce çilesini çekmelisiniz... Dost aramanın ne kadar çok çilesini çekerseniz, bulacağınız dostta, o kadar dost olacaktır...
 
DOSTA
 
Dumanlı dağ gibi yüksekte başım
Aktıkça çoğalır eksilmez yaşım
Sıkıntılar basmış dostum Nevzat’ı
Gözyaşıyla büyür gül arkadaşım

TAHİR SAKMAN
 


 





 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.