YAŞAM SEVGİYLE BAŞLAR

12 Haziran, 2024

YAKIN TANDIRLARI TAHİR GELİYOR!


 

YAKIN TANDIRLARI TAHİR GELİYOR!
 
Sıcaklarla boğuşmaktan elim kaleme gitmiyor, belki de bunca yıldır yazmanın yorgunluğu belki de attığımız taşın yerine varmadığı düşüncesi...
 
Aslında esas olan yazmaktır benim için gerisi beni ilgilendirmez diyeceğim ama yaşadığımız toplumdaki her şey beni ilgilendirir hem de sizlerden daha çok...
 
Yazar duyarlılığı, şair aforizmaları deseniz de yazmanın vazgeçilmezliği bugünlerde biraz askıda kalmış gibi... Askıda ekmek olur da askıda şiir olma mı?
 
 
Etrafıma bakıyorum; Konya'ya... bir cam fanusun içinde geçmişin ihtişamına dalmış, ışıl ışıl... İyi uykular şehrim, uyumak sana yakışmazdı eskiden… Ovada sarı hüzünlerinden bereket fışkırıyor. Sille'de bir testici, ocağından çıkan dumanlara bakıp testilerin kimin toprağı olduğunu düşünüyor... kim bilir gelecekte kendi toprağından da bir testi… yapılacak mı?
 
Sorsalardı ona toprağından ne yapalım diye ne olmak isterdi acaba?
 
Ya size bayım, toprağınızdan ne yapalım?
 
Bir an testici olup ürperiyorum sonra elimi klavyede görünce rahatlıyorum...
 
Alâaddin Tepesi... çocukluğumun gizemli bir o kadar da korka korka, gizli gizli, eteklerinde üçüncü sigarası içtiğimiz yer... kendimizi Selçuklu Sultanı yerine koyup kafamızın döndüğü... ah bu sıcaklar...
 
Ah bu sıcaklar... toprağımdan dümbelek mi yapsalar... Vallahi kafanızı şişiririm, zinhar olmaz!
 
Bardak yapıp Takkacı Pınarı'ndan buz gibi... o su beni kandırmaz beyim!
 
Testi yapsalar vallahi hiç olmaz; içimde ne varsa sızdırırım...
 
Şarap çanağı desen bir ömür sürdü serhoşluğum...
 
Başımda bir kârhane dumanı...
 
Tandır yapsalar bak işte ona yakışırım; yandığımız yetmez biraz daha yanalım...
 
Ben ki:

 

Aşk oduna yandır beni
Tandırlara döndür beni
İstemem ben cennetini  
Cehennemde söndür beni

 

Demişim... daha ne gam; yakın tandırları hey, Tahir geliyor, hem de Deli Tahir!
 
TAHİR SAKMAN


SİLLE TÜRKÜSÜ
 
            /şu sille’den dün gece geçtim
            acı tatlı sular içtim
            nazlı yârden vaz mı geçtim/
 
alaca karanlıkta başlar
ekmek telâşı sille’de
gelinler kızlar hamur yoğurur
delikanlılar çamur
karşılıklı tüter dumanlar
bir tandırdan bir testi ocaklarından
önce boğuk sonra inceden inceye
sanki diyemediğini
dumanlar yazıverecekmiş gibi mahcup
 
            /şu sille’nin minaresi kiremit
            ben aşkından ölüyorum kerem it/
 
yüreklerin ateşi
bir tandıra gömülür
bir testi ocağına
 
testiler sürer ocağa
ekmekler yapıştırır tandıra
öpülesi ak eller
anamın eli bacımın eli yârimin eli
 
yüreklerin ateşinde pişer
testiler çömlekler ekmekler
 
burcu burcu bir koku
sarar sille’yi
ocaktan mıdır tandırdan mıdır
yürekten midir bilinmez
düşmeler olur kavrulan yürekler gibi
bir çömlek iner tandıra
 
        /şu sille’nin minaresi mercandan
        sen doldur da ben içeyim fincandan/
 
gün uzar gölgeler uzar
küllenen ateşler eşelenir
tandırda sudur ısınan
ocaklarda yürek
aş için baş için
 
bir sille türküsüne
coşkun konya tezenesi atılır
artık dünya bir pula satılır
 
            /şu sille’nin koyunları kuzular
            kuzular da anasını arzular
            kadir mevlâm kara yazmış yazılar/


TAHİR SAKMAN

1 yorum:

  1. Muhteşem bir anlatım Muhteşem duygular..okudum şimdi bir daha okuyacağım.Günden Ayas Ebesek.

    YanıtlaSil

Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.