KONYALI SEN BU DEĞİLSİN

KONYALI SEN BU DEĞİLSİN
Sana ne oldu Konya, ne ara
bu kadar değiştin Konyalı?
Sokaklarında yürürken bile
hüznün doruklarını yaşatıyorsun; o bildiğimiz, tattığımız, kokladığımız Konya
çok gerilerde kalmış...
Bedesten'de adımlarım
maziye gidiyor… yarınlarını nerede düşürdün Konya, kimlere kaptırdın Konyalı;
hani senin o mütevazı tavırların, saygılı, kibar; müşteriyi velinimetin bilen
esnafına ne oldu?
Bu kadar değişimin izahı
da yok, mizahı da... Ben de tutmuşum kısa pantolon giyip ayağımda sandalet
omuzumda çanta... eee tabii kazık yemeye hazırsın kardeşim; seni ya turist
sanacak ya da Almancı, göz ucuyla süzerken hangisi olduğunu kestirmeye çalışan
esnaflar...
Bendeki de cahil
cesareti... yanlarına dokuz salavat getirmeden girilir mi hiç? Adam usta...
afra tafra onun işi... dünyada bir tek o biliyor, başka bilen yok... Arabanı
bozarmış adamın suçu yok ki o usta, senin araban kötü ne yapsın... sen parayı
ver, gerisini boş ver...
Her yerde karşımıza
çıkıyorlar; nasılsa denetleyen meslek kuruluşları veya zabıta yok... pazarda
bile kazıklanmak kaderimiz oldu: bir yanda 35 TL, iki adım ötede 15 TL, serbest
piyasa deyip bir de gevrek gevrek gülüyorlar.
Sen bu değilsin Konya,
Konyalı sen hiç değilsin!
Sanırım arızalı olan
bizleriz... Her şeyini yıkıp tarihe gömdüğünüz mekânlar gibi bizleri de bir
gömseniz rahatlayacaksınız...
TAHİR SAKMAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.