Başka yerde de var mı bilmiyorum ama Konya’da çok meşhur bir söz vardır; zıkkım ye…
Çok acıkanlara veya doymayanlara söylenir; zıkkım ye…
Bu sözün bir de zıkkımın kökünü ye şeklinde söyleneni vardır ki o
çok vahimdir.
Konya metropol bir şehre dönüşürken birçok değerimizi yitirdiğimiz
gibi bu deyimleri de unutmaya başladık. Bu sözleri anasından duymamış bir
Konyalı düşünemiyorum. Hepimizin ortak hafızasının bir yerlerine kazınmış olan
bu sözün ne anlama geldiğini Konyalılar bilir de bilmeyenler için yazalım
istedim…
Zıkkımın kökünü ye aslında iyi bir temenni değildir; çünkü
buradaki zıkkım, zakkumun kendisidir ve kökü oldukça acı ve zehirlidir. Burayı
geçelim, bize lazım olan öbür zıkkımdır:
Sokakta oyunlar oynadığımız, kimseden korkmadığımız o mutlu, sakin,
hoşgörülü, dünün homojen Konya’sında acıktığımız zaman hepimiz evlerimize koşar
anamıza acıktığımızı söylerdik ve çoğunlukla aldığımız cevap zıkkım ye
olurdu…
Durun hemen öyle kötü düşünmeyin; bu zıkkım, sizin bildiğiniz zıkkımlardan
değil…
Çoğumuzun evinde olan ve hane halkı gibi bakılan, sevilen, sarı kızların sütünden, analarımızın o maharetli, nurlu elleriyle yapılan gerçek organik yoğurda baharatlar eklenirdi. Karabiber, kırmızıbiber, kekik hatta nane, tuz… Zeytinyağı da ekleyebilirsiniz. Tabii eğer bahçenizde ceviz ağacı varsa ceviz de ilave edebilirsiniz… sonra varsa tandır ekmeği yoksa yarım veya çeyrek çarşı ekmeği ortasından ikiye kesilir, bu zıkkım sürülürdü…
Hani canım çekti bir an ama artık cesaret istiyor… yoğurdun kilosu kaç para
haberiniz var mı kuzum?
Artık zıkkım bile yiyemiyoruz!
Eğer bensiz yapar da yerseniz vallahi hatırım kalır ona göre… Fakire de
haber edin sizin ellerinizi, benim ayaklarımı bağlayalım da size, zıkkım nasıl
yenirmiş itina ile göstereyim!
TAHİR SAKMAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.