![]() |
Tayyar Yıldırım-Tahir Sakman birlikte... |
Sosyal medyada şiirlerini görüyordum, ortak dostlarımız vardı ama henüz tanışmamıştık…
Özellikle taşlamaları vardı, sertti…
Gençken hepimiz şiir söyleriz ama yaş kemale ermeye başladığı zaman aslında
heyecanlar bir nebze olsun dinmeye başladığı, dinginleşmeye başladığımız
yaşlarda şiir susmaya başlar… Denemeye, öyküye romana yöneliriz…
Ama Tayyar Yıldırım şiir söylemekten vazgeçmeyenlerden…
Hele hele insan militarist bir yapıdan geliyorsa şiir onun için daha da zor
olmalı ama Tayyar Yıldırım bunun böyle olmadığının tam aksini ispat edercesine
mısra mısra duygularını açığa çıkarıyor. Tabii ki bu aynı zamanda asker bir
millet olan biz Türklere mahsus bir durum; çünkü dünyada Türk askeri kadar
duygusal, insancıl, barışçıl bir asker henüz görülmemiştir.
Bu açıdan baktığınız zaman onun şiirleri daha bir anlam kazanıyor.
Şiirleri teknik açıdan düzenli, kafiye ve ayak sıkıntısı olmayan ve sürekli
kendini yenileyerek yeni ayaklar bulmanın hassasiyeti içerisinde olduğunu
hissedebiliyorsunuz.
Geleneksel veznimizle söylediği şiirlerde, kendini tekrar etmeyen rahat bir
söyleyiş tarzı var. Tüm şairler / ozanlar gibi onun da bu bozuk düzene
söyleyeceği çok şey var.
Fakirhanemizde yapılan bir sohbet nedeniyle tanışma fırsatı bulduğumuz
Tayyar Yıldırım, Gönül Sızımın Bam Telleri Şiirlerim ismini verdiği
kitabını lütfetme nezaketinde bulundular ki benim için tüm şiir kitapları
kutsaldır, onun kitabını da kutsal bir emanet hediye edilmenin sevinciyle gönül
kütüphanemin nadide bir yerine koydum.
Alma Aklımı isimli şiirinde:
Bir aklım kalmıştı onu da alıp
Bilinmez yerlere götürme yolcu
Bağlıyız aşk ile koparma bizi
Yaşama azmimi bitirme yolcu
Derken, bir şair sözünün nasıl akıl alacağına tanıklık etmenin kıvancını
yaşadım ama bir şiiri var ki… geçmiş günlerin içimizde yer ettiği hüzünlere
eşlik eden ışığın türküsü gibi düşen bir şiir var ki… ben o şiiri çok sevdim. Gaz
Lambası ismini taşıyan şiir şöyle:
Çağlar ötesinden titredi alev,
Işıttı dünyamı, nura döndürdü.
Zamana yenildi, girdi mahzene,
Karardı fitili, sırra döndürdü.
Lambanın camları ince belliydi,
Başıma gelecek dünden belliydi,
Bir çember kuşaklı, siyah şallıydı
Gayrı erişilmez, yara döndürdü.
Sırtında aynası, haznesi camdan,
Öyle güzeldi ki, dillere destan.
"Üf! " dedi aleve, çıktı
odamdan
Genişti mekânım, dara döndürdü.
Ahşaptan sehpası, zarif mi zarif,
Anlatamaz onu tasvir ve tarif
Davet etsem tekrar etmiyor teşrif
Hasreti kalbimi kora döndürdü.
Dalarım hayale giderim düne,
Yıllar öncesine gittim ben yine.
Ben bakardım, o da bakardı bana
Ne yazık ki şimdi köre döndürdü.
Her şeyi onunla birlikte gitti.
Anılar, sevdalar yok oldu, bitti.
Aklıma geldikçe, gözümde tüttü.
‘Ah!’ edip, yandırdı nara döndürdü.
Şiirin eksik olmasın, sevgili Tayyar, seni, yeni kitaplarında okumayı
diliyorum; şiirin ışıklı dünyası, ah edip andığın gaz lambasının binlercesini
yeniden yakacaktır… ve bu şehrin semalarında; tıpkı, senden önceki şairlerin
mısralarından dökülen aydınlıklar yarınlarımıza umutla dolacaktır…
TAHİR SAKMAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.