18 Ocak, 2023
MAHMUT SURAL ve 50 YIL ÖNCEDEN BU YANA HER YÖNÜYLE KONYA (1925-1975)
Bu tür kitapları çok önemsiyorum;
özellikle aile fertlerinin hatıralara sahip çıkarak birinci elden
anlatması, kişisel tarihlerin yanında şehir hafızasına yaptığı katkıları da
düşünürseniz önemi ortaya çıkar.
Merhum, tefrika isminin çok iddialı
olmasına karşın bazı eksiklikleri olduğundan da bahseder: Hamleci aydınlar
bölümünün olmadığını ama ilerleyen zamanlarda sağlığı elverirse yazacağı vaadinde
de bulunur.
16 Ocak, 2023
GEÇMİŞ GEÇMEMİŞ
geçmiş geçmiş
midir
yoksa süregelen
bir heyelan gibi
çöker mi
üstümüze
geçmiş geçmemiştir
yolunuza çıkan
her neyse
geçmişin
taşlarıdır
özenerek
döşediğiniz geleceğe
geçmemiştir
geçmiş
ve asla
geçmeyecek
geçmiş
dediğiniz anda bile
sunulur
anıların altın
tepsisinde
geçmiş hep
gelecektir
ve asla sürpriz
değil
gelecektir
geçmiş
sonra
saydırmak kalır
size
/bu dünyanın
gelmişine geçmişine/
TAHİR SAKMAN
13 Ocak, 2023
MİNARENİN SIRRI
Blog sayfamda ve sosyal medyada “Selçuklu
Ağlar Ben Ağlarım” başlıklı bir paylaşımda bulunmuş ve Hoca Hasan Camii minaresinin
şerefeden sonraki kısmının aslına uygun olup olmadığını sormuştum; 17.11.2022 tarihinde…
Yazıların linkleri:
https://www.facebook.com/tahirsakman/posts/pfbid022B63Uk9xBRxXQCEC4zpdw13FNmqM4epVZ2tntcjtgRrPq5Ki2vBtVmAJmMZpLdrpl
https://tahirsakman.blogspot.com/2022/11/selcuklu-aglar-ben-aglarim.html
Bu konuda ne basında ne de sosyal
medyada iki satır bir şey göremeyince iş yine bizim Don Kişotluğumuza kaldı
galiba…
İbrahim Hakkı Konyalı’nın, Konya
Tarihi isimli ölümsüz eserinde şerefeden sonrası için şöyle bir bilgi var: “Minarenin
şerefeden üst kısmı dilimli ve oluklu bir hâlde yapılmış…”
Her ne kadar kitapta yer alan
fotoğraftan çok bir şey anlaşılmasa da yazıdan şerefenin üst tarafının dilimli
ve oluklu olduğu gayet net bir şekilde anlaşılıyor. Buraya kadar tamam ama ya
minarenin üstüne konulan kubbe?
Yenileme esnasında etrafını çevreleyen
brandadaki fotoğrafta da böyle bir kubbe yok!
Daha önceki Selçuklu camilerinde hiç
görmediğimizi bir tarz olmalı? Daha önceki külah gitmiş yerine Anadolu’da
örneği hiç görülmeyen bir kubbe yapılmış? Hint tarzı desem değil… Tasa mı
benziyor yoksa miğfere mi?
Bendeniz şahsen bir vatandaş olarak
bekliyorum; sanat tarihçilerinden, Mimarlar Odası’ndan, Eski Eserleri Koruma
Kurulu’ndan, yenilemeyi yaptıran Vakıflar Müdürlüğü’nden, bu minaredeki kubbenin
sırrını?
Yanılmayı çok istiyorum…
TAHİR SAKMAN
![]() |
Hoca Hasan Camii'nin en eski fotoraflarından birisi. Kaynak, Konya Fotoğrafları: https://www.facebook.com/photo?fbid=3495812137157756&set=pcb.3495813983824238 |
11 Ocak, 2023
MEVSİMLERİ ŞAŞIRAN DÜNYA
Dün bir şiir paylaşmıştım “karı
seyrediyorum” başlıklı…
Sabah kalkınca her tarafı saflığın rengine
büyüyen karı seyretmeye doyamamıştım; mevsimin ilk karıydı, belki de yoğun bir
kırağıydı ama sevincim uzun sürmedi…
Şiirle birlikte paylaştığım
fotoğrafları saat 10.14’te çekmiştim ki aynı saatlerde, bizim mahalleye yürüme
mesafesinde olan Şefikcan’da karın olmadığını duymak oldukça şaşırtıcı gelmişti…
Çok geçmedi sadece iki saat sonra yine
aynı yerden çektiğim fotoğrafa baktığınız zaman kıyameti anlıyorsunuz; ortada
ne kar vardı ne o doğanın beyaz umutları… eser bile kalmamıştı…
Mevsimlerin mi şaşırdı Konya?
Aylardır ne yağmur ne kar… İklim
değişikliği sonucu, küresel ısınma ve doğanın intikamı…
Siz böyle doğayı tahrip etmeye devam
edin; hani o filmlerde gördüğünüz sahnelerin gerçekleşmesi artık çok uzak bir
gelecek değil!
Mevsimleri şaşıran dünyanın, kendini
koruma içgüdüsünü devreye almasıdır bu…
Durmak yok; yeryüzünde tek bir ağaç
kalmayıncaya, tek bir can nefes almayıncaya kadar…
TAHİR SAKMAN
10 Ocak, 2023
KARI SEYREDİYORUM
06 Ocak, 2023
BAŞKA ŞEYLER
başka şeyler
bunlar
para pul mesela
kula kul
kayırmaca
kandırmaca
soymaca yalan
dolan
başka şeyler
emmi dayı ahbap
çavuş
kirli
düşünceler
başka şeyler
bunlar
başka şeyler
bizde hiç
görülmemiştir
başka şeyler
dünyanın çarkı
değil
yandaşın çarkı
döner
hak huk guguk
sosyal adalet
insan hakları
başka şeyler
bunlar başka şeyler
TAHİR SAKMAN
04 Ocak, 2023
AH EFENDİM BİZ YANDIK / ÇABUK GELSİN O SANDIK
Daha
iki ay olmadı; kremanın kilosu 80-90 liraydı, önceki gün aldım 125 lira...
Enflasyon %64 öyle mi? Süt 14, yoğurt 50-60, peyniri sormaya cesaret edemedim… Nasıl
cesaret ederim ki pek muhterem küflü peynir bile 130 olmuş…
Açlık
sınırı 8 bin küsur ama emekli maaşı 4-5 bin...
Asgari
ücrete %54 emekli maaşına %25... tabii asgari ücretliler bir başka ülkede,
emekliler bir başka ülkede yaşıyorlar...
Emekli
olduğumda maaşım asgari ücretin üzerindeydi. Önce yavaş yavaş düştü, asgari
ücretle eşitlendi sonra altına indi, en son fark, aleyhime 1000 lira
civarındaydı şimdi 3000 lira civarında...
Meclis
lokantasında ucuz çorba içtiklerinden sanırım vatandaşın çorbası kaça pişiyor
haberleri yok...
Almanya
bizi tabii ki kıskanır; açlık sınırının altında aldığı maaşa "buna da
şükür" diyen bir kitle yok orada...
Kriz dönemlerinde vatandaşına euro yardımı yapan Almanya tabii ki bizi
kıskanacak; çünkü bize yardım yerine iban atıyorlar…
Akaryakıt
fiyatları yüzünden arabayı kilitlemiştik… ama bundan sonra o da mümkün
olamayacak; çünkü fenni muayene 1030 TL, sigorta 3500-4000 oldu diyorlar, altı
aylık MTV 483’tü, 800’ü geçmiş… tek çare arabayı satıp yürümek. Yürümek sağlıktır
ne de olsa!
Daha
da vahimi; Cumhuriyetin kurucu kadrolarına, temel değerlerine yönelik yanıltıcı
bilgilerle saldıranlar var.
Dış güçler,
lobiler, Lozan… Gizli maddeler?..
Ah
efendim biz yandık
Geç de
olsa uyandık
Biz sizlerden
usandık
Çabuk gelsin
o sandık
TAHİR
SAKMAN
03 Ocak, 2023
TAŞ BİNA
Taş Bina, öyle mi?
Bir eğitim kurumuna yakıştırdığınız isim bu mu sizin?
Yıllarca öğretmen yetiştirmiş bir kurumun binasına verecek
başka bir isim bulamadınız mı?
Taş Bina…
Şehrimizin yüz akı okullarından birisiydi… Gerek mimari
tarzı ve gerekse yetiştirdiği öğretmenler ile şehrimizin gurur kaynağıydı…
1924 yılında tamamlanarak Darülmuallimat ismiyle başladığı
hizmetini, öğretmen okullarının kapanmasına kadar sürdürür ve eğitim ordumuza
binlerce öğretmen yetiştirir. Bir dönem Kız Sanat Yüksek Öğretmen Okulu olarak
da eğitim camiasına hizmet eden bina daha sonraları Selçuk Üniversitesi
Rektörlük binası olarak da kullanılmıştır.
Konya Büyükşehir Belediye binası yıktırılınca (aslında hiç
de gerekli değildi; pekâlâ güçlendirme yapılabilirdi, nasılsa biz çok zenginiz
ya!) Belediye, bu binayı restore ettikten sonra giriş katının yarısını Konya
Tanıtım Merkezi (dijital ağırlıklı) olarak düzenlemiş ve giriş katının diğer yarısı
ile üst katın tamamını ise Belediye Başkanına makam olarak düzenlemiş…
Cumhuriyet mimarisinin en güzel örneklerinden birisi olan
yapı, Kız Muallim Mektebi olduğu dönemlerde Ulu Önder Atatürk’ün de ziyaret
ettiği ve yetiştirdiği öğretmenler ile gururlandığı bir okul olarak şehrin
hafızasına kazınmışken…
Bina yeniden eğim kurumlarına kazandırılıp okul olarak hizmetine
devam ettirilemez miydi? Konya Tanıtım Merkezi
yapılacaksa tüm binanın bu şekilde değerlendirilmesi daha doğru olmaz mıydı?
Ya Hu, en azından binanın girişine bir tabela takıp okul
olduğunu hatırlatsaydınız?
Taş Bina… ecdadın bize bıraktığı mirasa cevabınız bu mudur?
Taş olan o yapı değil aslında; o binanın bir ruhu vardı,
anısı vardı ve yetiştirdiği öğretmenler ile ülkemizin aydınlanma ve çağdaş
medeniyet yolundaki uğraşına yıldızlar gibi ışık tutuyordu…
“Türk kültür akınının Konya’dan geçen yolu” diye marşlar yazılan
bir okula, bunu reva görmemeliydiniz.
Güftesini
Nedim Güntel’in yazdığı ve Arif Şahap Öktem’in bestelediği Konya Kız Öğretmen
Okulu Marşı’nın güftesi şöyle:
Bizler bu güzel yurdun ülkü yıldızlarıyız
Önderi bilgi, güven olan Türk kızlarıyız
Beklenen ufuklardan bir gün doğacağız biz.
Yurt ufuklarını nura boğacağız biz.
Türk kültür akınının Konya’dan geçen yolu
Üstünde bir kaynaktır Kız Öğretmen Okulu
İnanıp güvenerek çalışmak yolundayız.
Yaşamanın en yüksek zevkine varanlarız.
İnsanlığı çocuktan kurtarmak ülkü bize
Ruhlar yaratmak görev olmuştur çünkü bize.
Türk kültür akınının Konya’dan geçen yolu
Üstünde bir kaynaktır Kız Öğretmen Okulu
Umarız bu yanlıştan vazgeçilir… Ecdadın bize emanet
ettiği bu önemli eğitim kurumumuz yeniden eğitim, öğretim hayatımıza
kazandırılır. Bu kadar okul ihtiyacımız olduğu bu zamanda bu savurganlıktan
vazgeçilmesi, Konya’nın hafızasına olan saygınızı da gösterecektir…
Taş Bina… lütfen bu yazıyı oradan kaldırınız…
Not: Marşın güftesi için Günden Ayas Ebesek öğretmenime
teşekkür ederim.
Fotoğraflar: T. Sakman
TAHİR SAKMAN
02 Ocak, 2023
MUHANNETİN ÇEŞMESİ
Muhannetin çeşmesinden su içip de sebil olma…yani korkakların,
alçakların, namertlerin çeşmesinden su içip sebil olma yani bir şey oldum, bir
şey bildim sanıp da bunu millete yayma….
Uyup iblisin sözüne belayı nefse kefil olma… şeytanın
sözüne uyarsan nefsin belalarına katlanman gerek…
Verme dünyaya meylini uyanık ol gafil olma… dünya
nimetlerine, hevaya çok dalarsan gaflette kalırsın…
Yarın ruz-i kıyamette halk içinde zelil olma… bunlara
uymazsan kıyamet gününde halk içinde aşağılanır, hor görülürsün diyor…
1393 (1977) tarihli bu levha ünlü hattatlarımızdan Hüseyin
Öksüz’ün imzasını taşıyor ama şunu da eklemek gerek bu çalışma Hüseyin abimizin
ilk öğrencilik yıllarından…
Eskilerin hüsnü hat levhalarını iş yerlerinin evlerinin duvarlarına asmak gibi âdetleri vardı. Dini kaygılarla resim asılmaz ama bu tür yazılar duvarları süslerdi. Merhum babam Mazhar Sakman da buna çok meraklıydı ve Hüseyin abiye beğendiği birçok dörtlüğü verir yazmasını rica ederdi. Hüseyin abi de babamı kırmaz, yazardı. Bizdeki bu levhalar da o günlerden kalan bir yadigâr…
Muhannetin çeşmesinden su içip de sebil olma
Uyup iblisin sözüne belayı nefse kefil olma
Verme dünyaya meylini uyanık ol gafil olma
Yarın ruz-i kıyamette halk içinde zelil olma
Dörtlük kime ait bilmiyorum, her ne kadar babamın böyle
dörtlükleri varsa da ve babama ait olmasından şüphelensem de emin değilim.
Dörtlükle ilgili bilgisi olan varsa benimle paylaşmasını dilerim.
Günümüze baktığımız zaman muhannet çeşmesinin önü çok kalabalık,
“içmek için sıra bile gelmiyor” desek yeridir.
İkinci levhada babaannem Vesile Sakman’ın bir dörtlüğü
yazılı:
Söyle derler söylemeye mecal yok
Yapış derler yapışacak bir dal yok
İller libas giymiş sorgu sual yok
Bize Şam hırkasını yasak ettiler
Levhanın altında Hacı Vesile Sakman 1968 Kanunevvel
(Aralık) yazıyor ki bu tarih babaannemim ölüm tarihidir.
Üçüncü levhada ise Nesimi’den bir dörtlük yazılı:
Dil penahi Kibriya’dır yıkma kalbini kimsenin
Kenzi esrarı Hüda’dır yıkma kalbini kimsenin
Kalbi mümin beytil haktır haccı ekber andadır
Secdegâhı Mustafa’dır yıkma kalbini kimsenin
Oysa o kadar çok kalp yıkıyoruz ki… ve yıktığımız kalpleri,
onarma ihtiyacı hissetmeden kendi kalbimizin yıkılmamasını istiyoruz…
Söz madem “dile” geldi bir Derviş Ozan şiiri söylemesem olmaz ki bu şiiri, babamla bir gün tartışmıştık… Konu neydi bilmiyorum ama daha sonra çok üzülmüş bu şiiri söylemiştim… Umarım babam beni affetmiştir… ki babam kin tutmayan bir insandı eminim affetmiştir. Rahmet olsun…
DİL
Başıma belâ geldiyse
Dilimdendir dilimdendir
Düşmanım bile sevdiyse
Dilimdendir dilimdendir
Söz var top tüfekten beter
Söz var âlemlere değer
Gülüyorsa yüzler eğer
Dilimdendir dilimdendir
Dil var merhemdir yarama
Dil var ok olur bağrıma
Kavgaya neden arama
Dilimdendir dilimdendir
Kalplere sevgi doldurur
Barışa köprüdür yoldur
Kâh yeşertir kâh soldurur
Dilimdendir dilimdendir
Ses verir kimi cennetten
Derviş Ozan’ım hürmetten
Düşersem eğer kıymetten
Dilimdendir dilimdendir
TAHİR SAKMAN
31 Aralık, 2022
YOLLUK
TÜM RUHLARI SEVGİYLE SELAMLIYORUM
Bu boyuttaki yaşam deneyimime sevgiyle katkılarda bulunan
ve yeni tecrübeler edinmemi sağlayan 2022 yılına teşekkür ediyorum. 2022
yılındaki var saydığım illüzyonun, 2023 yılında da bütünün en yüksek hayrına
sevgi ve barış dolu olarak sürmesini, bolluk ve bereketle katlanarak refah içinde
geçmesini, tüm varlıkların kendi farkındalıklarını geliştirerek özlerini açığa
çıkarmalarını ve tüm varlıkların huzurla ve mutlulukla dolmalarını seçiyorum.
Bu seçimimi sevgiyle destekliyor, kalbimle onaylıyorum. 2023 yılının bana
getireceklerini, yaşantıma sevgiyle kabul ediyorum…
Tüm varlıklar mutlu olsun; canlı cansız, görünen
görünmeyen, büyük küçük tüm varlıklar mutlu olsun! Barış tüm varlıkları
sevgiyle kuşatsın. Tüm varlıklar mutlu olsun. Kalbimdeki sevgileri tüm
varlıklarla paylaşıyorum, tüm varlıklar mutlu olsun…
Tüm ruhları sevgiyle selamlıyorum…
TAHİR SAKMAN
Google translation:
ALL THE RUTS LOVE
I would like to thank the year 2022 for contributing with
the love of life experience at this dimension and for acquiring new
experiences. I choose the illusion I have existed in 2022 to continue to be
full of love and peace full of grace in 2023, to pass through prosperity with
abundance and abundance, to make all the entities develop their own awareness,
to open their essence and to fill all the beings with peace and happiness. I
support this election with affection, I affirm with my heart. I admit with love
of life that they will bring me to the year 2023 ...
Be happy with all beings; live inanimate, seemingly
invisible, big and small be all beings happy! Peace surround all beings with
love. All beings be happy. I share the love in my heart with all the beings,
all beings happy ...
I greet all souls with love ...
TAHİR SAKMAN
29 Aralık, 2022
TEZGÂHTA NE VAR!
Üç yıl olmuş, Hakk’a yolcu edeli…
Onu ilk olarak bizim evde yapılan sohbetlerde tanıdım. Tanıdım
dediysem de öyle lafa karışmak, söz söylemek gibi bir lüksümüz yoktu; hizmetten
arta kalan zamanlarda bir kenara oturup edebiyat, sanat ve Konya üzerine olan
sohbetlere kulak kabartmaktan ibaretti tanışıklığımız…
Aslında yüreğimi kabartmışım meğer o günlerde, şimdi anlıyorum bunu…
Merhum Seyit Küçükbezirci'nin kurucusu olduğu ve başkanlığını yaptığı Konya Fikir Sanat Kültür Adamları Birliği'nin ev sohbetlerinde daha yakından tanıma fırsatı buldum.
Hasan Özönder Hocamdan söz ediyorum…
Sonra yıllar geçti, babamı kaybettikten sonra sanki
babamdan kalan nadide bir emanet gibi veya yetiştirilmesi gereken bir fide gibi
özenle; yaşıma, meşrebime, cehaletime bakmadan Türbe Caddesi’ndeki iş yerime sık
ziyaretlerde bulunmaya başladı. Her zaman beni yazmaya teşvik etti. Hele babam
Mazhar Sakman’ın bant kayıtlarını deşifre ettiğimi gördüğü zamanki sevincini
unutamam.
Dükkânıma her gelişinde sorardı; tezgâhta ne var?
Önceleri anlayamamıştım… Tezgâhtaki tamir ettiğim saatleri
gösterirdim… meğerse bana hangi kitap üzerinde çalıştığımı soruyormuş…
O dönemlerde kitaplarımın yanı sıra Konya gazetelerinde ve
özel sayfalarda araştırma ve inceleme makalelerim, şiirlerim sık yayımlanıyordu.
Bir gün, Özönder Hocam üşenmeden bendenizin dükkânda ve birlikte gittiğimiz
Âşık Şem’i’nin mezarı başında ve Mevlâna Türbesi’nde fotoğraflarımı çekti ve
bir makale yayımladı, belediye dergisinde….
Söz konusu yazıda, soyadımın kökenini Çağatay Türkçesine
bağlıyordu: Sakman, serin rüzgârlar ülkesi… ne çok sevinmiştim…
Sille ile ilgili kitap yazacağı zaman Sille’yi anlattığım
bir şiiri ona ithaf etmiştim. Çok beğenmişti. Bu şehirde büyük destek gördüğüm
birkaç insandan biriydi. Aşağıdaki şiiri de ona söylemiştim ve çok sevinmişti,
yıl 1999…
Hocamın çantasını çok taşımak istedim ama hiç taşıtmadı,
çok hayıflanıyorum keşke bir yolunu bulup taşıyabilseydim eminim neler
öğrenecektim…
29 Aralık 2019 yılında sır olan Hocam Hasan Özönder’i rahmet
ve minnetle anıyorum…
ÖZÖNDER HOCAMA
Kalem düşmez hiç elinden
Hasan Özönder Hocamın
Ballar akar hep dilinden
Hasan Özönder Hocamın
O Konya’nın kültür dalı
Bilgisinden feyz almalı
Kapısında yol olmalı
Hasan Özönder Hocamın
Böyle insan şimdi nerde
Şifadır hocam her derde
Eserleri gönüllerde
Hasan Özönder Hocamın
İrfan dolu bir bilgindir
Hoş görüsü çok engindir
Gönlü geniş pek zengindir
Hasan Özönder Hocamın
Konyalıdır o Konya’dır
Konya gibi bir dünyadır
Kendi gitse ismi kalır
Hasan Özönder Hocamın
TAHİR SAKMAN
![]() |
Foto: T. Sakman Arşivi. Bendenizin fakirhanesinde bir sohbetten, soldan sağa; merhum Doç. Dr. Hasan Özönder, Tahir Sakman, Prof. Dr. Saim Sakaoğlu |
28 Aralık, 2022
KONYA AYDINLAR OCAĞI
“Biz kimsenin arka bahçesi olmadığımız için ön bahçemizde
hesap vereceğimiz kimse yok” diyordu Dr. Mustafa Güçlü ki bu sözlerin doğruluğuna
yakinen şahidim… Tam 26 yıldır her hafta bu sohbetleri aksatmadan yapıyorlar,
bu bir rekordur.
Konya Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü ve yönetim
kurulu üyeleri şehrimizde sözü olan herkesi, hiçbir ayrım yapmadan davet ediyorlar
ve onları dinliyorlar. Babam Mazhar Sakman’ın vefatından sonra iki kez babamı
anlatmıştım sonra “Konya Türkü Kültürü” hakkında da ayrı bir program yapmıştım.
Doğrusu onlar hatırlatıncaya kadar farkına varamamıştım…
Yaşım 65 olabilir ama heyecanlarımız henüz taze, taptaze…
Dün akşam düzenlenen bir toplantıda bendenizi onore ettiler…
iki saati aşkın konuştum; hatıralardan tutunuz şiirlerime ve kitaplarıma varıncaya
kadar… beni sabırla dinlediler.
Kız kardeşim Ressam Vesile Güzeloğlu da şiir okurken bir tablomu yapmış, bu da ayrı bir sürpriz oldu benim için.
Bu müstesna gecede beni yalnız bırakmayan tüm dostlara ve Dr. Mustafa Güçlü’nün şahsında Konya Aydınlar Ocağı’na teşekkür ederim. Ayrıca fotoğraflar için de Hasan Karaca Hocama teşekkür ederim.
TAHİR SAKMAN