MAHMUT SURAL ve 50 YIL ÖNCEDEN BU YANA HER YÖNÜYLE KONYA (1925-1975)

Bu tür kitapları çok önemsiyorum;
özellikle aile fertlerinin hatıralara sahip çıkarak birinci elden
anlatması, kişisel tarihlerin yanında şehir hafızasına yaptığı katkıları da
düşünürseniz önemi ortaya çıkar.
Hayırlı evlat aslında budur ki
ailesinin kültür mirasını gelecek kuşaklara taşır…
Merhum babam Mazhar Sakman’ın
vefatından sonra bendeniz de geceli gündüzlü uzun uğraşlardan sonra “Konyalı
Mazhar Sakman’dan Türküler” isimli eserim yayımlanınca bunun değerini ve
emeklerimin boşa gitmediğini anlamıştım.
Sayın Feyyaz Caner (1954), hemşehrimiz,
emekli hâkim… Merhum Mahmut Sural’ın (1914-1987) torunu…
Uzun yıllar önce “Dünden Bugüne Konya
Oturakları” isimli kitabımın üzerinde çalışırken, merhum İhsan Hınçer
ağabeyimizin “Türk Folklor Araştırmaları” dergisinde yazılarını okumuş ve
kitabıma alıntılar yapmıştım, ama kendisiyle tanışma fırsatı bulamamıştım.
Merhum Sural tarafından Yeni Konya gazetesinde 21 Temmuz 1975-13
Nisan 1976 tarihleri arasında 181 makalede tefrika edilen; “50 Yıl Önceden Bu
Yana Her Yönüyle Konya” isimli çalışması, bazı yayımlanmamış makalelerinin de
eklenmesiyle, torunu Feyyaz Caner tarafından Konya’nın kültür hayatına nadide bir
armağan olarak yayımlanmış.
Kitapta, 1925-1975 tarihleri
arasındaki Konya’nın bir portresi çizilirken, halkın yaşantısından da önemli
veriler aktarılıyor. Şehrin spor tarihinden tutunuz; eğlence kültürüne, günlük
yaşantıdan mekânlara, insanlara yer verilen kitap, kütüphanelerin baş
köşesinden inmeyecek önemli bir kaynak eser.
Konya ağzıyla aktarılan bazı
konuşmalar da içinizi ısıtacak ve dünün Konya mahallelerinde, tozlu sokaklarda
tozlara belendiğiniz, bağlarda, bahçelerde erik yolduğunuz günlere sizi tekrar
götürecek.
Merhum babamın sıkça okuduğu Âşık
Mehmet Yakıcı’nın (Göçülü Mehmet Ağa) Serbest Fırka’nın kuruluşunda söylediği:
Şikayetnamemi yazdım huzura
Bizim halimizi bilsin Fethi Bey
Dokunmasın bir şey kalbe fütura
Bizim halimizi bilsin Fethi Bey
Diye başlayan şiiri ile birçok
menkıbesini dinlediğim Saçlı Hoca’nın fotoğrafını görmekten de ayrıca mutlu
oldum. (Önümüzdeki süreçte bu insanlarla ilgili ayrı bir makale hazırlamayı
düşünüyorum.)
Tefrikanın sonunda, Sadettin Kaynak’ın
sahne teklifini; şehirde o dönemde şarkı söylemenin, “Konya’da kötü
karşılanacak bir şeydi” diyerek kabul etmediğinden söz eder. Bu sayede merhumun
sesinin de güzel olduğunu anlıyoruz.
Merhum, tefrika isminin çok iddialı
olmasına karşın bazı eksiklikleri olduğundan da bahseder: Hamleci aydınlar
bölümünün olmadığını ama ilerleyen zamanlarda sağlığı elverirse yazacağı vaadinde
de bulunur.
Avukat M. Ali Uz’un takdim yazısıyla
başlayan eser; büyük boy kuşe kâğıt, olabildiğince fotoğraflı ve 385 sayfa…
Şehrin hafızasına tanıklık etmiş bir insanın, bir kültür adamının günümüze
söylediği bir söz gibi hafızalarımızdaki yerini alırken, hayırlı torun Feyyaz
Caner’e de teşekkür etmek bize kalıyor. Merhum Mahmut Sural'ı da rahmetle anıyorum.
Kültür insanlarının hatırlanması
sadece aile fertleriyle sınırlı kalmamalı diye düşünüyorum; çünkü her ailenin
böyle bir kitap hazırlama olanağı maalesef yok. Bu insanlarımızın emekleri,
geçmişte yaptıkları araştırmaların çoğu gazete arşivlerini süslerken oralarda
kalmamasını, kitaplaştırılmasını diliyorum ama… korkarım pek çoğu dünden kalan
tatlı bir anı gibi git gide unutulacak…
Belki de bu nedenle “Konya ve Ötesi (2
cilt)” ile “Öteki Şehrin Hikâyesi” ismini verdiğim çalışmalarımı yakında
dijital olarak kültür dünyasına sunacağım. Ayrıca “Size Rağmen Yaşadım” isimli
çalışmamı da bu yıl bitirmeyi planlıyorum.
Söz uçar yazı kalır… Bu tür kitaplar ve
kütüphaneler öz benliğimizi muhafaza ettiğimiz eserlerle doldukça geleceğe olan
inancımız daha da pekişiyor…
TAHİR SAKMAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.