Muhannetin çeşmesinden su içip de sebil olma…yani korkakların,
alçakların, namertlerin çeşmesinden su içip sebil olma yani bir şey oldum, bir
şey bildim sanıp da bunu millete yayma….
Uyup iblisin sözüne belayı nefse kefil olma… şeytanın
sözüne uyarsan nefsin belalarına katlanman gerek…
Verme dünyaya meylini uyanık ol gafil olma… dünya
nimetlerine, hevaya çok dalarsan gaflette kalırsın…
Yarın ruz-i kıyamette halk içinde zelil olma… bunlara
uymazsan kıyamet gününde halk içinde aşağılanır, hor görülürsün diyor…
1393 (1977) tarihli bu levha ünlü hattatlarımızdan Hüseyin
Öksüz’ün imzasını taşıyor ama şunu da eklemek gerek bu çalışma Hüseyin abimizin
ilk öğrencilik yıllarından…
Eskilerin hüsnü hat levhalarını iş yerlerinin evlerinin duvarlarına asmak gibi âdetleri vardı. Dini kaygılarla resim asılmaz ama bu tür yazılar duvarları süslerdi. Merhum babam Mazhar Sakman da buna çok meraklıydı ve Hüseyin abiye beğendiği birçok dörtlüğü verir yazmasını rica ederdi. Hüseyin abi de babamı kırmaz, yazardı. Bizdeki bu levhalar da o günlerden kalan bir yadigâr…
Muhannetin çeşmesinden su içip de sebil olma
Uyup iblisin sözüne belayı nefse kefil olma
Verme dünyaya meylini uyanık ol gafil olma
Yarın ruz-i kıyamette halk içinde zelil olma
Dörtlük kime ait bilmiyorum, her ne kadar babamın böyle
dörtlükleri varsa da ve babama ait olmasından şüphelensem de emin değilim.
Dörtlükle ilgili bilgisi olan varsa benimle paylaşmasını dilerim.
Günümüze baktığımız zaman muhannet çeşmesinin önü çok kalabalık,
“içmek için sıra bile gelmiyor” desek yeridir.
İkinci levhada babaannem Vesile Sakman’ın bir dörtlüğü
yazılı:
Söyle derler söylemeye mecal yok
Yapış derler yapışacak bir dal yok
İller libas giymiş sorgu sual yok
Bize Şam hırkasını yasak ettiler
Levhanın altında Hacı Vesile Sakman 1968 Kanunevvel
(Aralık) yazıyor ki bu tarih babaannemim ölüm tarihidir.
Üçüncü levhada ise Nesimi’den bir dörtlük yazılı:
Dil penahi Kibriya’dır yıkma kalbini kimsenin
Kenzi esrarı Hüda’dır yıkma kalbini kimsenin
Kalbi mümin beytil haktır haccı ekber andadır
Secdegâhı Mustafa’dır yıkma kalbini kimsenin
Oysa o kadar çok kalp yıkıyoruz ki… ve yıktığımız kalpleri,
onarma ihtiyacı hissetmeden kendi kalbimizin yıkılmamasını istiyoruz…
Söz madem “dile” geldi bir Derviş Ozan şiiri söylemesem olmaz ki bu şiiri, babamla bir gün tartışmıştık… Konu neydi bilmiyorum ama daha sonra çok üzülmüş bu şiiri söylemiştim… Umarım babam beni affetmiştir… ki babam kin tutmayan bir insandı eminim affetmiştir. Rahmet olsun…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.