YAŞAM SEVGİYLE BAŞLAR

28 Ocak, 2024

YASAKLI AYNALAR



YASAKLI AYNALAR
 
Eskilerin bir sözü vardır: “Bir şeyin şüyuu vukuundan beterdir” diye…
 
Yani diyor ki bir şeyin yapılmasından/ olmasından duyulması, konuşulması daha beterdir… Yani duyulmadığı/ görülmediği sürece sorun yok gibi de algılayabilirsiniz ki biz çoğu zaman böyle anlıyoruz…
 
Son yıllarda TV'ler kültürümüzü oldukça artırırken(!) topluma kendi gerçeğini çarpıcı bir biçimde gösteren diziler de hayatımıza girdi. Toplumsal eleştiri dozunu bir hayli yükselten bu dizilerde, aynada kendimizi görmenin şaşkınlığını yaşadık…
 
Dizilerin dışında da en çok aile yapımızı bozduğu gerekçesiyle eleştirdiğimiz programlara baktığımız zaman da şaşkınlığımızı gizleyemiyoruz… Bozulan aile yapımızı ve ahlaki çöküntünün sınırlarını zorlayan bir halde olduğumuzu gösteriyor aslında bu programlar. İnsanımızın cehaletini ve düştüğü hazin durumun nedenlerini ve çözümlerini araştırmak yerine, herkes, “kapatın bu programları, yasaklayın” korosuna katılıp, ahlak bekçiliğine soyunuyor.
 
Programın ne suçu var ki, onlar olanı gösteriyor; tıpkı, Kızıl Goncalar ve İnci Taneleri isimli dizilerdeki gibi… Her ne kadar bunlar hayali olsa da gündelik yaşantımızın içinde sıkça tanıklık ettiğimiz olaylar.
 
Bu ülkede zaten hiç pavyon yok, konsomatrisler çalışmıyor ve bu mekânları ayakta tutan müşteriler de uzaydan geliyor olmalı…
 
Gerçeklerle yüzleşmeyi öğrenmeliyiz, asıl korktuğumuz da bu zaten. Görmezden geldiklerimizi yüzümüze bir şamar gibi çarpıyor bu tür programlar. TV’leri kapatınca, dizileri yasaklayınca sorunlar çözülecek mi? Yoksa şüyuu, vukuundan beter sözü aktif hale mi gelecek? Başımızı kuma da gömelim mi?
 
İnci Taneleri… Yılmaz Erdoğan; oyuncu, senarist, yönetmen ve şair kimliğini kullanarak dizinin ilk bölümünde toplumsal eleştirinin dozunu olabildiğince yukarılara taşırken (başkasına değil) kendimize ayna tutuyor. En basit bir sahnede bile insan ilişkileri hakkında bize ders veriyor.


"Müsaitsen sarılabilir miyim?" Hiç müsait olmuyoruz dostça, kardeşçe sarılmaya... Oysa en çok da buna ihtiyacımız var. Ne zaman sevgiye, insanlığa, barışa, sosyal adalete müsait olacağız?
 
Toplumumuzun yönü, yön değildir, görmüyor musunuz? Aynaları da yasaklayalım mı?
 
Belki de meşhur sözümüzü tersten okumanın zamanı gelmiş olmalıdır:
 
“Bir şeyin vukuu, şüyuundan beterdir…”  
 
Duyulmasını değil de olmasını beter olarak gördüğümüz gün, çok şey kendiliğinden düzelmiş olacak…
 
TAHİR SAKMAN
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.