YASAKLI AYNALAR

YASAKLI AYNALAR
Eskilerin bir sözü vardır:
“Bir şeyin şüyuu vukuundan beterdir” diye…
Yani diyor ki bir şeyin
yapılmasından/ olmasından duyulması, konuşulması daha beterdir… Yani duyulmadığı/
görülmediği sürece sorun yok gibi de algılayabilirsiniz ki biz çoğu zaman böyle
anlıyoruz…
Son yıllarda TV'ler kültürümüzü oldukça artırırken(!) topluma kendi gerçeğini çarpıcı bir biçimde gösteren
diziler de hayatımıza girdi. Toplumsal eleştiri dozunu bir hayli yükselten bu dizilerde,
aynada kendimizi görmenin şaşkınlığını yaşadık…
Dizilerin dışında da en
çok aile yapımızı bozduğu gerekçesiyle eleştirdiğimiz programlara baktığımız
zaman da şaşkınlığımızı gizleyemiyoruz… Bozulan aile yapımızı ve ahlaki çöküntünün
sınırlarını zorlayan bir halde olduğumuzu gösteriyor aslında bu programlar. İnsanımızın
cehaletini ve düştüğü hazin durumun nedenlerini ve çözümlerini araştırmak yerine,
herkes, “kapatın bu programları, yasaklayın” korosuna katılıp, ahlak
bekçiliğine soyunuyor.
Programın ne suçu var ki, onlar
olanı gösteriyor; tıpkı, Kızıl Goncalar ve İnci Taneleri isimli dizilerdeki
gibi… Her ne kadar bunlar hayali olsa da gündelik yaşantımızın içinde sıkça tanıklık
ettiğimiz olaylar.
Bu ülkede zaten hiç pavyon
yok, konsomatrisler çalışmıyor ve bu mekânları ayakta tutan müşteriler de uzaydan
geliyor olmalı…
Gerçeklerle yüzleşmeyi
öğrenmeliyiz, asıl korktuğumuz da bu zaten. Görmezden geldiklerimizi yüzümüze
bir şamar gibi çarpıyor bu tür programlar. TV’leri kapatınca, dizileri
yasaklayınca sorunlar çözülecek mi? Yoksa şüyuu, vukuundan beter sözü aktif
hale mi gelecek? Başımızı kuma da gömelim mi?
İnci Taneleri… Yılmaz
Erdoğan; oyuncu, senarist, yönetmen ve şair kimliğini kullanarak dizinin ilk
bölümünde toplumsal eleştirinin dozunu olabildiğince yukarılara taşırken (başkasına
değil) kendimize ayna tutuyor. En basit bir sahnede bile insan ilişkileri hakkında
bize ders veriyor.
"Müsaitsen sarılabilir miyim?" Hiç müsait olmuyoruz dostça, kardeşçe sarılmaya... Oysa en çok da buna ihtiyacımız var. Ne zaman sevgiye, insanlığa, barışa, sosyal adalete müsait olacağız?
Toplumumuzun yönü, yön değildir,
görmüyor musunuz? Aynaları da yasaklayalım mı?
Belki de meşhur sözümüzü tersten
okumanın zamanı gelmiş olmalıdır:
“Bir şeyin vukuu, şüyuundan
beterdir…”
Duyulmasını değil de olmasını
beter olarak gördüğümüz gün, çok şey kendiliğinden düzelmiş olacak…
TAHİR SAKMAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.