30 Temmuz 2019 ve 19 Eylül 2019
tarihlerinde “Ucube Sultan Tekkesi”; 10 Mart 2022’de “Alâaddin Tepesi’ne
Dokunmayın” ve 19 Mart 2022 tarihinde ise “Alâaddin Tepesi’ni Kurtarmak” isimli
yazılar kaleme almış ve sosyal medyada paylaşmıştım. Aslında 2000’li yılların
başlarından başlayarak köşe yazdığım gazetelerde de tarihi tepenin kullanımıyla
ilgili onlarca yazı kaleme almıştım. Yani diyorum ki elinizi sürmeseniz
tarihi eserlerimize, vallahi daha iyi korunacak! Bir dönem köfteciler istila etmişti sonra
otopark olarak kullanılıyordu; şükür vazgeçildi… Ağır iş makinaları çıkarılıp
tepeye granit döşendi! Sonra bir baktık kazılar yapılmaya başlandı ama ne kazı!
Yıllardır kaz, kaz bitmez… Ne buldular bilmiyoruz, her yıl bir
iki ay çalışma yapılırken son yıllarda o da kesildi, üzerine branda çekilip
öylece kendi haline bırakıldı. Bizans’tan kaldığı söylenen hazine efsaneleri de
şehirde yayıldı gitti böylece. Bu arada Alâaddin Köşkü’nün son kalıntılarını
koruyan ve gayet estetik olan şemsiye yıktırıldı ve yerine hiç kimsenin
beğenmediği ucube bir yapı konduruldu… Tabii harcanan paralar boşa gitti…
Foto: T. Sakman
Tepe’ye, Konyalı sahip çıktı. Şimdi
yeni bir proje çıktı ortaya… Atam Selçuklu’nun mimarisine ne kadar uygun
olduğunu daha tam detay göremediğimiz için bilemiyorum… Proje güzel olabilir,
mimarı ehliyetli, başarılı olabilir sözümüz yok; sözümüz, tarihi tepeye uyumlu
olmasıdır. İlk bakışta gördüğümüz, modern çizgiler taşıyan proje, tepeye ne
kadar uyumlu olabilir, iyi düşünmek gerek? Bu konuda Konya Mimarlar Odası’na
büyük görevler düştüğü kesin, onların fikri önemli.
Yeni Proje
Ucube yapı yıktırılıp mevcut çelik
muhafaza camla kaplanılsa eminim güzel olacaktır veya eski şemsiyeyi yerine
koyunuz lütfen. Şehrin bir dönem simgesi olan şemsiye tepeyle bütünleşmiş ve
doğal bir görünüme sahipti. Bir yanlışı düzeltelim derken bir
başka yanlışa meydan vermeyelim; çünkü başka Alâaddin Tepesi yok. Tepe, şehrin
en eski yerleşim yeri olmasının ötesinde şehrin en önemli simgesidir… Zaten etrafından
geçen ağır trafik yükünün yanı sıra tramvaylar yeterince tepeye zarar veriyor, çok
su isteyen bitkilerin yoğunluğu da ayrı bir soru işareti… İplikçi Camii de aynı durumda; ağır
trafik yetmezmiş gibi bir de tramvay geçti, duvarlarındaki çatlaklar bağırıyor, duyan
var mı? Hoca Hasan Camii yenilemeye tabi
tutulduktan sonra minaresinin üzerine giydirilen başlığın Selçuklu mimarisiyle
alakası veya Anadolu’da bir başka örneği var mı? Kız Öğretmen Okulu… Yenilendi, adı değişti;
yazarken utanıyorum, “Taş Bina” oldu… Yanlıştan dönülmesini bekliyoruz… Lütfen tarihi eserlerimize, ecdat
yadigârı eserlerimize dokunmayınız… Hele hele Alâaddin Tepesi’nin etrafından
bile geçmeyiniz! TAHİR SAKMAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.