30 Ekim, 2023
CUMHURİYET BAYRAMI / SEVİNCİ / KIVANCI NOTLARI
CUMHURİYET BAYRAMI /
SEVİNCİ / KIVANCI NOTLARI
İŞTE KONYA İŞTE CUMHURİYET!
İŞTE KONYA İŞTE CUMHURİYET!
Konya'da böyle bir kalabalığı ve kutlamayı ilk defa görüyorum. Konya bayrak oldu, Cumhuriyet oldu Ata'sına aktı bugün...
Ata'm sana minnettarız, yaşasın Cumhuriyet!
TAHİR SAKMAN
29 Ekim, 2023
BUGÜN HER YER BAYRAM
BUGÜN HER YER BAYRAM
Bugün en mutlu günüm…
Bugün benim ve Türk
Ulusunun en mutlu günü…
Nasıl olmasın ki… Dışarıdaki
düşmanlar yetmemiş gibi içeride de gaflet, dalalet ve hıyanet içinde olanlara
karşı ulusça topyekûn verdiğimiz mücadelenin sonucu kazandığımız Cumhuriyetimizin,
egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunun tescil edildiği gün…
Vatan evlatları Sakarya’da
ölüm kalım mücadelesi verirken gerdeğe giren padişahın… Yüce Atatürk yedi
düvelle mücadele ederken hakkında idam fermanı çıkaranların yetmediği gibi bir
de dini mübini alet edip aleyhine fetva verenlerin… İngiliz muhipleri, Amerikan
muhipleri, Yunan muhipleri… hepsini tarihin tozlu sayfalarına gömdüğümüz gün.
Kara Fatmaların,
Sütçü İmamların ve daha isimsiz nicelerinin… Şerife Bacı… sırtında bebesi ile İnebolu’dan
Kastamonu’ya kağnı ile cephane taşırken donarak…
Tük Millî Mücadelesi
öyle bir destandır ki bütün dünya anladı bir tek biz anlayamadık!
En mutlu günümüz,
şehitlerimizin emekleri boşa gitmemiş Cumhuriyet ilan edilmiştir. Yolumuz
aydınlıktır, Yüce Atatürk’ün açtığı yolda gösterdiği hedeflere yürümek en çok
da bize yakışacaktır; ninelerimizin, dedelerimizin emanetidir:
Yaşatmak, boynumuzun
borcudur.
Biz ilk yüz yılını
gördük; sonraki yüzyıllarını da görmek, torunlarımızın boynuna borçtur…
TAHİR SAKMAN
YÜZÜNCÜ YIL MARŞI
Atatürk önderimiz
Bir ulus yola çıktık
Alnımızın akıyla
Yüzüncü yıla çıktık
Sonsuzluğa uzanan
Vatan kurduk biz
yoktan
Kurulan her tuzaktan
Bizler kol kola
çıktık
Medeniyet ilkemiz
Yükseliyor ülkemiz
Vatan için tertemiz
Aşk dola dola çıktık
TAHİR SAKMAN
28 Ekim, 2023
“EFENDİLER, YARIN CUMHURİYETİ İLAN EDECEĞİZ!”
“EFENDİLER, YARIN
CUMHURİYETİ İLAN EDECEĞİZ!”
Hiçbir yarın bu kadar
anlamlı olmamıştı…
Hiçbir yarın; bir
ulusun kaderini bu kadar derinden etkilememişti… Ve hiçbir yarın bir milletin
geleceğe olan yürüyüşünü sonsuza bağlamamıştı…
O yarınlarda Türk
Milleti asli kimliğine dönecekti; yüzyılların kültür esaretinden kurtulup benliğine
yeniden dönmenin kıvancını yaşayacaktı.
O Cumhuriyet ki
emperyallere uşaklıktan bizi kurtarmış, dini duygularımızı istismar eden kerametleri
kendinden menkul şeyhlerin saltanatına son vermiştir. Türk aydınlanmasını
başlatmış, Türk Ulusunu tebaalıktan çıkarıp yurttaş yapmıştır. Kanunlar önünde
eşit olmanın onurunu yaşıyorsak bunu Cumhuriyete borçluyuz.
Cehaleti kendi
karanlığına gömen Cumhuriyet, kadınlarımıza sahip çıkmış, kadın haklarını en
üst seviyeye taşımıştır.
“Efendiler, yarın
Cumhuriyeti ilan edeceğiz!”
Cumhuriyet
vatanımızdır, Atatürk’tür; Yüce Atatürk’e minnetle…
TAHİR SAKMAN
VATAN
Yüreğimde nice zaman
Söylenen türküdür
vatan
Orta Asya'dan uzanan
Geçilmez ülküdür
vatan
Ay yıldızlı yüce
izdir
Babamızdır annemizdir
Sen ben yok ki
hepimizdir
Yaşayan halkıdır
vatan
Türk'ün adı bile
yaman
Ata’m gibi hep
kahraman
Medeniyete yazılan
Ak pak bir öyküdür
vatan
Yurdum gibi binbir
hece
Sevgi dolar gündüz
gece
Yaşadıkça biz
kardeşçe
Tertemiz duygudur
vatan
O cehaleti silenin
Birlik olup da
gülenin
Bilmeyenlerle bilenin
En büyük farkıdır
vatan
Fikirler hür
vicdanlar hür
Aramayız dostta kusur
Ceddimizin hepsi
cesur
Düşmana korkudur
vatan
TAHİR SAKMAN
27 Ekim, 2023
ATATÜRK’ÜN ERLERİYİZ
ATATÜRK’ÜN ERLERİYİZ
Bu bir kutlu yürüyüştür…
Kökü bin yılların
ötesine dayanan ve geleceğe uzanan… Ve bizi yolumuzdan döndürmeye kimsenin gücü
yetmeyecektir. Kazmayla, kürekle, canlarıyla kurdukları Cumhuriyeti bize emanet
eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının; dedelerimizin,
ninelerimizin kutsal emanetini yaşatmak, yaşantımızın yegâne hedefidir.
Bu yoldan asla
sapmayacağız. Atatürk’ün gösterdiği hedeflere; özgür ve bağımsız bir Türkiye’nin,
kalkınmış, demokrat, laik ve sosyal hukuk devletinin yurttaşları olarak sonsuza
kadar yürümeye devam edeceğiz…
Bizler Türkiye
Cumhuriyeti yurttaşları olarak, Yüce Ata’mızın dediği gibi “Yurtta sulh,
cihanda sulh” sözüne sadık kalarak Cumhuriyetimizi, vatanın birlik ve
bütünlüğünü korumanın, insani değerlerimizi korumak olduğunun farkındayız.
Senin erlerin olarak;
kalemle, teknolojiyle ve sevgiyle tam donanımlı olarak, cehaleti tümden yok etmek için mücadele ederek, “En büyük eserim”
dediğin Cumhuriyeti çağların ötesine taşıyacağız…
Sana binlerce kez
şükranlarımızı sunuyoruz Ata’m:
Ne mutlu Türk’üm
diyene…
TAHİR SAKMAN
ATATÜRK’ÜN ERLERİYİZ
Duysun dünya duysun
zaman
Atatürk’ün erleriyiz
Düşmanları yurttan
kovan
Atatürk’ün erleriyiz
Dönmek yok asla geri
Türk’ün adı hep ileri
Yolumuzdur ilkeleri
Atatürk’ün erleriyiz
Gaflet ile ihanete
Düşürdüler sefalete
Karşı durduk cehalete
Atatürk’ün erleriyiz
O vatanın bir neferi
Titretiriz göğü yeri
Cumhuriyettir eseri
Atatürk’ün erleriyiz
Vatanımı teslim eden
Hainlerdir kaçıp
giden
Onunla doğduk yeniden
Atatürk’ün erleriyiz
Yurdum cennet yurdum
güzel
İşgal etti yedi düvel
Kanımızla verdik
bedel
Atatürk’ün erleriyiz
Dağın taşın göğün
yerin
Vatan aşkı bizde
derin
Bekçisiyiz
devrimlerin
Atatürk’ün erleriyiz
TAHİR SAKMAN
26 Ekim, 2023
GAZİ KEMAL ATATÜRK’E BORCUMUZ VARDIR
![]() |
GAZİ KEMAL ATATÜRK’E BORCUMUZ VARDIR
“Bu kadar vefasız
olamazsınız” en hafif kelime bu olabilir…
Dünyanın hiçbir
ülkesinde, bizdeki kadar; ona bir vatan bırakmış, özgürlüğüne kavuşturmuş ve
ona kanunlar önünde eşit olma hakkını vermiş bir lidere ve onun silah
arkadaşlarına karşı en azından içinde minnet duyguları olmayan insanlar yoktur…
Hiçbir coğrafyada,
bizdeki kadar…
Sen dindar kardeşim; seni molla boyunduruğundan, hurafelerden, tarikat şeyhleri önünde el pençe
divan durmandan kurtaran, Diyanet teşkilatını kuran ve sana dinin özünü
gösteren ve dinini özgürce yaşaman için seni işgalden kurtaran… ve ezan bugün okunuyorsa,
bunu Gazi Mareşal Kemal Atatürk’e borçlusun!
Sen sanayici
kardeşim; ülkede sanayi üretimi adına hiçbir şey yokken, devletin öncülüğünde
fabrikalar açan; şeker fabrikaları, tekstil fabrikaları hatta 1927 yılında uçak
fabrikası açan Gazi Mareşal Kemal Atatürk’e bir teşekkürün yok mu?
Yüzyıllardır cepheden
cepheye sürülen ve kanıyla, canıyla, dişiyle dünyanın dört bir yanında adına savaştığı
padişahın kaçtığını gören sana, yeniden Türk olduğunu hatırlatan, “Köylü
milletin efendisidir” diyerek tarımsal üretimin önemini vurgulayan Gazi Mareşal
Kemal Atatürk’ün en azından manevi hatırası önünde saygı duruşunda bulunman çok
mu?
Ya kadınlar? Dünyada
ilk defa seçme ve seçilme hakkını vererek onları yüzyılların cehalet
boyunduruğundan kurtaran, kadını ait olduğu yere yükselten, onları önce insan
olarak gören ve erkeklerle eşit hale getiren, onlara söz hakkı veren Gazi
Mareşal Kemal Atatürk’e karşı manevi bir saygınız yok mu?
Siyasiler,
bürokratlar, profesörler, öğretmenler… Sayesinde okuduğunuz Cumhuriyet’e karşı
ve onu kuran Gazi Mareşal Kemal Atatürk’e bir borcunuz yok mu?
Bizlerin; büyük Türk
Ulusunun şerefli bir ferdi olarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin onurlu bir yurttaşı olarak…
Bozkurt bakışlarıyla bize çağın ötesini hedef gösteren ve töremizi, kimliğimizi
hatırlatan Gazi Mareşal Kemal Atatürk’e ve onun silah arkadaşlarına karşı
elbette minnet borcumuz vardır…
Ve bu borç; ülkemin
semalarında al bayrağım dalgalandıkça ödenecektir.
Bu borç; Cumhuriyetim
nice yüzyıllar yaşadıkça ödenecektir.
YAŞA KEMAL PAŞA YAŞA!
YAŞA CUMHURİYET ÇOK YAŞA!
TAHİR SAKMAN
25 Ekim, 2023
BİR ULUSTUR ATATÜRK
BİR ULUSTUR ATATÜRK
/bilirim sensiz esmez bu rüzgâr
bu bayrak sensiz yükselmez/
yurdumun her karışında
her doğuşunda güneşin
bilirim vardır senin izin
sen bizsin biz atatürk
ne zaman söylesem ismini
özgürlük gibi yurttaşlık gibi
binlerce sevinç sarar içimi
bir bakarım sen gelmişin
ekmeksiz susuz olabiliriz belki
ne mümkün devrimlerin olmadan
çizmelerin gelir aklıma
rahat uyumayız atam
göklere yolumuz vardır
ilkelerini korumaksa
gözlerindeki ışık
alev olur taşarız atam
devrimleri yaşatırız yaşarız
hüznümüz hasretindendir
eserinle çağları aşarız
çünkü biliriz
sen bizsin biz atatürk
bir ulustur atatürk
TAHİR SAKMAN
24 Ekim, 2023
BU TOPRAĞIN ÇOCUĞU
BU TOPRAĞIN ÇOCUĞU
bu topraklarda çalınır sazım
bu topraklarda söylenir türküm
ben bu toprakların çocuğuyum
on bin yıldır açık gözüm
çatalhöyük’te
bazen hititliyim
bazen doğu romalı lidyalı
ama hep konyalı
bizans’ta çocukluğum geçti
selçuklu’da gençliğim
stepler gibi hırçın
kartallar gibi özgür
türkmen kocaları gibi vakur
hayat veren bana
bu topraklardır
iskender’e yol veren bu toprak
eflâtun’a inanç verdi
mevlâna’ya aşk
şems’i bastı bağrına
geçittir bu topraklar
dünden yarına
osmanlı’ya sancak verdi konya
osmanlı’ya dar geldi dünya
osmanlı’da yaşlandım yoruldum
yedi düvelden yedi kurşun
vuruldum
şehitlerle doğdum yeniden
kızıl hafızlar’dan
mustafa kemal benim
cumhuriyet kurdum
çatalhöyüklü hititli doğu romalı
kırk bohçayım kırk yamalı
peki ben neyim
ben cumhuriyet nesliyim
dokuz oğuzlar’dan boyum
türk oğlu türk’tür soyum
ama önce de sonra da
bu toprakların çocuğuyum
Tahir SAKMAN
23 Ekim, 2023
BALO
![]() |
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bir Konya ziyaretinde eşi Latife Hanım ve babalığı Hüseyin Ağa ile birlikte... |
BALO
Varlığımızı tescillediğimiz Cumhuriyetimizin ilk 100. yılını kutlayacağız… Yoksa kutlamayacağız
mı deseydim?
Bizleri padişaha kul,
köle, tebaa olmaktan çıkaran ve bizleri özgür ve eşit bireyler haline getiren,
bizleri vatandaş yapan Cumhuriyetimizi böyle mi kutlayacağız?
Bu Cumhuriyet bizim
Cumhuriyetimiz… Ne sivil toplum kuruluşlarından bir ses var, ne de Cumhuriyetin
bütün nimetlerinden yararlanarak devletin üst kademelerinde yer alan insanlarımızdan
hatta partilerden tık yok…
Hele CHP kendi
derdine düşmüş… Atatürk’ün partisinin düştüğü duruma bakıyorum içim sızlıyor; sanki
tek görevleri iktidarın, iktidarını sağlamlaştırmak… Coşku yok, kelimeler klişe,
ötesi nanay…
Atatürkçü sivil toplum
kuruluşları… Allah için haklarını yemeyelim şimdi balo düzenliyorlar…
Baloya itirazım yok,
500 lirası olan gidebilir, ona da sözüm yok ama…
Şehrimizde bütün bir
yıl, bir tek olsun bir konferans düzenleyip gençlerimize Atatürk’ü ve Cumhuriyet’i
anlatmak aklınıza gelmedi mi?
Balo önemli… Atatürk’ü
gençlerimize, insanımıza baloda mı anlatmayı düşündünüz?
Oysa bu şehir, Yüce
Atatürk’ü her gelişinde bağrına basmıştır. Ulu Önder’in en çok ziyaret ettiği
şehirlerden olması, Millî Mücadele’de sırtını dayadığı şehirlerden biri olması,
en çok şehit veren illerin başında gelmesi, bizim daha büyük bir coşkuyla
kutlamamızı gerektirmiyor mu?
Türk’ün adı bile
unutulmuşken, Türk horlanırken onu yeniden ayağa kaldıran ve Türk ismiyle
devlet kuran Atatürk’ü, Konyalılar elbette daha çok sahiplenecektir; aile
lakabının bile “Konyarlar” olması, köklerinin bu topraklarda olması hatta kendine
babalık seçtiği insanın bile Konyalı olması bize çok şey anlatmalı… ama nasıl
anlatmalı, baloyla mı?
Filistin bahanesiyle
hilafet çağrıları yapılırken, gazeteler, TV’ler, konferanslar vs. etkinliklerle
Cumhuriyet’e saldırıların arttığı bir dönemde… Cumhuriyet’in kazanımlarının
tartışıldığı bir dönemde, Atatürk devrimlerinin arkasında kim duracak?
Bu Cumhuriyet, bizim
Cumhuriyet’imizdir; yedi düvelle anladığı dilden konuşup tüm emperyal hevesleri
boğazlarına tıktığımız Cumhuriyet’tir. Bu Cumhuriyet; Türk Ulusunun dünyaya bağımsızlığını
haykırdığı Cumhuriyet’tir…
Cumhuriyet’i bize
armağan eden Ulu Önderimiz Yüce Atatürk’e ve silah arkadaşlarına, Cumhuriyet’i
ilan eden o ilk Meclis’e minnet ifadelerimizin sınırı yoktur. Bu ilk 100 yılımız…
yüzüncü 100 yılımızı da kutlayacağımızdan asla şüphemiz yoktur; çünkü Atatürk
ilke ve inkılapları rehberimizdir, ışığımızdır…
TAHİR SAKMAN
21 Ekim, 2023
ACI BİRİKTİRMEK
ACI BİRİKTİRMEK
Herkes; herkesi yanlış anlamayı adet haline getirmiş
sanki… herkes; herkesi klişelerin, sloganların arkasında arıyor; “bir de
buradan baksam mı acaba” diye kuşku duymayı kimse kendine yediremiyor…
Yanlışlıklar da burada başlıyor…
Filistin halkının çektiği karşısında… Bendenizin
dedesi 1. Dünya Harbi’nde Suriye cephesinde askerdir. Gündüz İngilizlerle gece
Araplarla savaşırlar. Savaş kaybedilir, ordu dağılır. Dedem Konya’ya güç bela
ulaştığında hastadır ve ayağındaki postal kaynamıştır, keserek çıkarırlar. Kırk
gün yaşar… Babam bu nedenle şehit sayıldığını söylerdi, rahmet olsun…
Dedemi ve daha nicelerini gece baskınlarıyla sırtımızdan
hançerleyen, şehit edenlere karşı elbette içimizde taşıdığımız bir acı
vardır ama… Filistin’de, İngiliz üniforması giyip Türk askerini şehit edenlere karşı da…
Ama bu acılar okul, hastane demeyip bomba yağdıranlara
karşı da içimizde bir acı oluşmasını engellememeli… Bu bir insanlık dramıdır; çocuk
hastanesine bomba yağdıracak kadar gözü dönmüşlerle -geçmişimizde yaşananlara bakıp-
aynı safta olmamız mümkün değildir.
El Halil’de çocuk taşları görmüştüm; ellerinde
oyuncak olması gereken çocuklar ellerinde taşlarla vatanlarını savunuyorlardı.
Elbette Filistin’e asker göndermeyeceğiz ama zalime karşı da içimizde bir şeyler birikmesin mi? İnsani yanımızı yok mu sayacağız?
Filistin’e baktıkça Ulu Önderimiz Atatürk’ün
değerini bir kez daha anlıyorum ve Cumhuriyetimizin 100. yılında, bir kez daha Yüce
Atatürk’ün manevi şahsiyetine binlerce kez şükranlarımı sunuyorum.
TAHİR SAKMAN
19 Ekim, 2023
AĞIRDAN HAFİFLER
AĞIRDAN HAFİFLER
-Bombalanan hastanede yaşamları çalınan Filistinli
çocuk yüreklerin anısına-
ağır susmalarımız var bizim
kuytu kelimelerin hıncında
şafaklar can korkusudur
gökyüzünde çocuk şarkılar
ağır susmalarımız var bizim
mermi işlemez balonlarımıza
tutsaktır oyunlarımız kan revan
kaçımız kaç yaşı görmeden
ağır susmalarımız var bizim
kelimelere yetmez gücümüz
emperyal oyunların ebesi yok
kiminiz sağır kiminiz kör
ağır susmalarımız var bizim
sustukça tokattan beter
bir diyemediniz kahpe geceye
yeter ulan yeter
ağır susmalarımız var bizim
kıyametten öteye hesaplar
iki yüzlü bıçaklar -insan hakları, yaşam hakkı, hak,
hukuk, guguk, cart, curt-
bağrımızda gül açıyor misketler
ağır susmalar
ağır insanlık
ağır susmalar
hepinize yeter susmalarımız
çocuk yüreğimiz size de yeter
TAHİR SAKMAN
14 Ekim, 2023
İNSANDIR YAPAR
İNSANDIR YAPAR
birçok şeyi anlayamadım
şu kısa ömrümde
sömürüyü yalanı talanı
bir de savaşı
insanın insana kastını
sığabilirdi oysa
ömrümüze bir çiçeğin kokusu
anlam doluydu görene
hayatın rengi dokusu
karanlığa kaydı gözlerimiz
yıldız dolu düşleri göremedik
yeşertmek varken
umutları soldurduk
cehenneme çevirip dünyayı
dualara cennet doldurduk
artık şüphem kalmadı
yaparsa insan yapar
ve silinmez izleri
üzgünüm dostlar
anlayamadım sizleri
TAHİR SAKMAN
12 Ekim, 2023
İNSANLIK AĞARMAZ
İNSANLIK AĞARMAZ
-filistinli
çocuklara-
el aksa
ağarır gün ağarmaz
harem’de
sabah yoktur
filistin
sürgündür kendine
ve
çocuklar ebabil kuşları
yürekleri
büyük
taşları
daha da büyük
ağır mı
ağır yüreğimde
batı
şeria’da el halil’de gazze’de
çocuk
taşlar duadır / gökyüzünde
duvarların
ardında saklı
insanlık
kan revan
utançtır
esarettir umutlar yasaklı
filistinli
yaşamak keskin bir bıçak
ağır
müslümanlar ağır uykularda
oysa
güvercindir çocuklar uyumaz
özgürlük
türküsüdür yalın ayak
hasretle
titreşen derin sularda
kubbet-üs
sahra ağarır
insanlık
ağarmaz
muallak
taşı gibi duygular ayakta
bir mermi
ilişir gözüme
adresi
belli değil
bir silah
patlar
insanlık
öldü mü ne
ezanlar
ağarır gün ağarmaz
özgürlüktür
barıştır yükselir yücelerde
filistinli
çocukların erişeceği yerde
TAHİR SAKMAN
11 Ekim, 2023
KAZANAN
KAZANAN
kazananı var savaşın
mermiler bombalar
tankçılar tüfekçiler
ve zafer nidaları atan
cehaletten yığınları ateşleyen
ikbaline tapan siyasiler
elbet kazanırsınız
canları/ paraları yığarak üst üste
/çevirin dünyayı cehenneme
nah gidersiniz cennete/
TAHİR
SAKMAN
09 Ekim, 2023
Mazhar Sakman'dan "Aşamadım Bergama'nın belinden/ Kahve içerken fincan kaydı elimden..."
Mazhar Sakman'dan "Aşamadım Bergama'nın belinden/ Kahve içerken fincan kaydı elimden..."
02 Ekim, 2023
20. ULUSLARARASI KONYA MİSTİK MÜZİK FESTİVALİ ÜZERİNE NOTLAR
20. ULUSLARARASI KONYA
MİSTİK MÜZİK FESTİVALİ ÜZERİNE NOTLAR
· Bu yıl 20.’si yapılan festival
beklentilerin çok gerisinde kaldı. Oysa bunca yılın tecrübesi daha iyi bir
organizasyon ve programla kendini gösterebilirdi. Büyük beklentilerle
meydanlara koşan insanlar hayal kırıklığı yaşadılar.
· Festivalin açılışında 250 semazenin
Vuslat Yürüyüşü’nde tevhit kelimesini söyleyerek yürümesi, başka bir tarikat
tarafından yapılmış olsa yanlış algılara sebebiyet verebilirdi; ancak Mevleviliğe
genel olarak hâkim olan dini anlayışın siyasetten uzak durması, toplum
tarafından bilindiğinden, bunu önlemiştir.
· 250 semazenin birlikte bir selamlık
da olsa sema yapması güzel görüntülere sahne oldu ama akıllarımıza “ne kadar
çok semazen sema yaparsa o kadar çok Mevlevi mi olunuyor” sorularını da
beraberinde getirdi. “Yüzyılların mütevazı öğretisi, kendini gösterişe ve
ihtişama mı” kaptırıyor diye düşünürken gelenekte yer alan Garipler Semaı’nı
hüzünle hatırlamaktan da kendimizi alamadık. Ayrıca iki adım ötede “Mevlâna
şekeri” adı altında ticaret yapılması da hüznümüzü katladı.
· Festival programını halka açık ve
meydanlarda yapmak fikri güzeldi ancak sadece açılış töreninde protokol için tribün
yapılmasının dışında halkın nereye oturacağı 4. gün akla gelebildi ki o da sadece
Kılıçarslan Meydanı’nda ve çok yetersizdi, insanlar ayakta izlemeye çalışırken
birçok insanın da geri dönmesine neden oldu. Programlara ilk günün dışında
protokol katılımının olmaması sanırım bu durumu ortaya çıkarırken; genel
anlamda da bu tür organizasyonlarda halka ve protokole olan bakış açımızı da
anlatır gibiydi. İnsanların sosyal ihtiyaçlarının hiç düşünülmemesi de çok
garipsendi.
· Geleneksel olarak gösteri mahiyetinde de olsa -ki zikir ayinleri her türlü gösterişten uzak olmalıdır- öğretilerin uluorta meydanlarda abartılı olarak yapılması ayinlerin özünden uzaklaşmasını da beraberinde getirir. Tarikat geleneklerinde yer alan mütevazılık kavramlarının, ihlas kavramlarının yerini meydanlarda gösteriye bırakması üzücüydü. Sahnede ayin yapılırken kimi insanların çekirdek çitleyerek, ekmek arası yiyerek, sigara içerek hatta üzülerek söylüyorum; uygunsuz kelimelerle konuşarak izlemesi hiç de hoş olmayacak durumlardı. Gelenekte yer alan kendini saklama, gizleme gibi kavramlar yerini meydanlarda; gurur, kibir gibi ve bütün tarikatların benliği yok etme amaçlarının günümüzde tam tersiyle yer değiştirdiğini de ilan eder gibiydi.
· Adından anlaşılacağı gibi Mistik Müzik Festivali, farklı inanışların müziğini 20 yıldır şehrimize taşıyarak çeşitlilik oluşturmuş, Konya bu çok renklilikle, Mevlevi hoşgörüsüyle bütünleşmişken, bu yıl yapılan programlar bu çeşitliliğe gölge düşürmüş tek sesli bir koroya dönüşmüştür. Farklı mistik müzikleri dinleme imkânı olmamıştır. Ayrıca tarikat ve cemaatlerin; vakıf, dernek adı altında aleni ayin yapması da mistik de olsa bir müzik festivalinde yer alması öğretileri örselemiştir.
· Programda yer alan semah ve sema
toplulukları görsel olarak da bir ziyafet sunarken gerek Bektaşi ezgileri ve
gerekse Mevlevi müziği insanları oldukça etkilemiştir. Bu iki topluluk
dışındaki; gösteri mahiyetinde de olsa tarikat ayinleri pek çok insan
tarafından hoş karşılanmamış, festival felsefesiyle bağdaştırılamamıştır.
· Belki de ekonomik nedenlerle olsa gerek, yurt dışı katılımı belli bir seviyeyi yakalayamamıştır. Kendini “Moritanyalı Türk” olarak tanımlayan ve gerçekten kendini kanıtlamış bir sanatçı olan “Abdullah Kaymak”, çok başarılı geçen konserinde coşku üst seviyelere tırmanırken mistik müzik anlayışımızın Kuzey Afrika ve Arap ülkeleriyle olan farkını da ortaya koymuştur. Bizim tekke müziğimizde özellikle Mevlevi geleneğinde daha meditatif bir yol izlenirken, bu konserde yabancı izleyiciler müziğin ritmine kendilerini kaptırarak hiç de alışık olmadığımız dans gösterilerine sahne olmuştur.
· Kültür Bakanlığı ekiplerinin çok olması da dikkatten kaçmamış ancak bazı ekiplerdeki solistlerin sahne performansları vasatın altında kalmıştır. Bazı programlarda okunan irfani türkülerin ardından okunan hareketli türkülerin, mistik müzikle olan alakasını da sorgulatmıştır.
· Türk Dünyası’nda büyük önemi olan Ganire Paşayeva’nın sır olduğu gün; bırakın konser iptal etmeyi veya program yavaşlatmayı, en azından sanatçılarımız yakalarına siyah bir kurdele takarak merhumun anısına saygı gösterebilirlerdi.
· Festivalin kapanışında coşkulu bir izleyici karşısında sahne alan Yılmaz Erdoğan’ın Sine-i Şiir dinletisinin sahnedeki yazımında bile imla hatası olması, Bakanlığın adının yazıldığı bir festivalde yeterli özenin gösterilmediği izlenimini bırakmıştır. Yılmaz Erdoğan oyuncu olmanın verdiği tecrübeyle sahnede başarılı bir performans göstermiş ancak Mevlâna’dan sadece bir şiir okumuştur. Mistik bir festivalde daha çok mistik şiir okumasını beklemiştik.
· Dernek, vakıf adı altındaki tarikat
yapılanmalarının / cemaatlerin gelecek yıllarda da katılımı sürecek midir? Keza
Urfa Sıra Gecesi benzeri folklorik değerler taşıyan gelenekler; Çayda Çıra,
Konya Barana Gecesi, Bursa Kılıç Kalkan Ekibi, Ankara Seğmenleri gibi benzeri
ekipler de katılacak mıdır soruları kamuoyu tarafından sorulmaktadır.
· Festivalin genel bir değerlendirmesini yapacak olursak; bu yıl ekonominin ön plana çıktığı açıkça görülmüştür. Bizi asıl üzen; festival felsefesinin her yıl geriye itilerek çok sesliliğin terk edilmesidir. Önceki yıllarda yapılan festivalin renklerinden eser kalmamış gibidir. Belli bir dini anlayışı ön plana çıkarmanın gayreti gözlerden kaçmamış diğer programlar araya sıkıştırılmış izlenimi uyandırmıştır.
· Sonuç olarak her ne olursa olsun;
Mistik Müzik Festivali Konya’ya mal olmuş şehrimizdeki en önemli etkinlikler
arasındaki yerini uluslararası boyutta sağlamlaştırmıştır. Bunun örselenmesine,
amacının dışına sapmasına en başta Konya halkı izin vermeyecektir,
vermemelidir.
TAHİR SAKMAN
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)