YAŞAM SEVGİYLE BAŞLAR

02 Ekim, 2023

20. ULUSLARARASI KONYA MİSTİK MÜZİK FESTİVALİ ÜZERİNE NOTLAR


 

20. ULUSLARARASI KONYA MİSTİK MÜZİK FESTİVALİ ÜZERİNE NOTLAR
 
·    Bu yıl 20.’si yapılan festival beklentilerin çok gerisinde kaldı. Oysa bunca yılın tecrübesi daha iyi bir organizasyon ve programla kendini gösterebilirdi. Büyük beklentilerle meydanlara koşan insanlar hayal kırıklığı yaşadılar.


·    Festivalin açılışında 250 semazenin Vuslat Yürüyüşü’nde tevhit kelimesini söyleyerek yürümesi, başka bir tarikat tarafından yapılmış olsa yanlış algılara sebebiyet verebilirdi; ancak Mevleviliğe genel olarak hâkim olan dini anlayışın siyasetten uzak durması, toplum tarafından bilindiğinden, bunu önlemiştir.



·     250 semazenin birlikte bir selamlık da olsa sema yapması güzel görüntülere sahne oldu ama akıllarımıza “ne kadar çok semazen sema yaparsa o kadar çok Mevlevi mi olunuyor” sorularını da beraberinde getirdi. “Yüzyılların mütevazı öğretisi, kendini gösterişe ve ihtişama mı” kaptırıyor diye düşünürken gelenekte yer alan Garipler Semaı’nı hüzünle hatırlamaktan da kendimizi alamadık. Ayrıca iki adım ötede “Mevlâna şekeri” adı altında ticaret yapılması da hüznümüzü katladı.


·     Festival programını halka açık ve meydanlarda yapmak fikri güzeldi ancak sadece açılış töreninde protokol için tribün yapılmasının dışında halkın nereye oturacağı 4. gün akla gelebildi ki o da sadece Kılıçarslan Meydanı’nda ve çok yetersizdi, insanlar ayakta izlemeye çalışırken birçok insanın da geri dönmesine neden oldu. Programlara ilk günün dışında protokol katılımının olmaması sanırım bu durumu ortaya çıkarırken; genel anlamda da bu tür organizasyonlarda halka ve protokole olan bakış açımızı da anlatır gibiydi. İnsanların sosyal ihtiyaçlarının hiç düşünülmemesi de çok garipsendi.   



·     Geleneksel olarak gösteri mahiyetinde de olsa -ki zikir ayinleri her türlü gösterişten uzak olmalıdır- öğretilerin uluorta meydanlarda abartılı olarak yapılması ayinlerin özünden uzaklaşmasını da beraberinde getirir. Tarikat geleneklerinde yer alan mütevazılık kavramlarının, ihlas kavramlarının yerini meydanlarda gösteriye bırakması üzücüydü. Sahnede ayin yapılırken kimi insanların çekirdek çitleyerek, ekmek arası yiyerek, sigara içerek hatta üzülerek söylüyorum; uygunsuz kelimelerle konuşarak izlemesi hiç de hoş olmayacak durumlardı. Gelenekte yer alan kendini saklama, gizleme gibi kavramlar yerini meydanlarda; gurur, kibir gibi ve bütün tarikatların benliği yok etme amaçlarının günümüzde tam tersiyle yer değiştirdiğini de ilan eder gibiydi.



·     Adından anlaşılacağı gibi Mistik Müzik Festivali, farklı inanışların müziğini 20 yıldır şehrimize taşıyarak çeşitlilik oluşturmuş, Konya bu çok renklilikle, Mevlevi hoşgörüsüyle bütünleşmişken, bu yıl yapılan programlar bu çeşitliliğe gölge düşürmüş tek sesli bir koroya dönüşmüştür.  Farklı mistik müzikleri dinleme imkânı olmamıştır. Ayrıca tarikat ve cemaatlerin; vakıf, dernek adı altında aleni ayin yapması da mistik de olsa bir müzik festivalinde yer alması öğretileri örselemiştir.


·     Programda yer alan semah ve sema toplulukları görsel olarak da bir ziyafet sunarken gerek Bektaşi ezgileri ve gerekse Mevlevi müziği insanları oldukça etkilemiştir. Bu iki topluluk dışındaki; gösteri mahiyetinde de olsa tarikat ayinleri pek çok insan tarafından hoş karşılanmamış, festival felsefesiyle bağdaştırılamamıştır.



·     Belki de ekonomik nedenlerle olsa gerek, yurt dışı katılımı belli bir seviyeyi yakalayamamıştır. Kendini “Moritanyalı Türk” olarak tanımlayan ve gerçekten kendini kanıtlamış bir sanatçı olan “Abdullah Kaymak”, çok başarılı geçen konserinde coşku üst seviyelere tırmanırken mistik müzik anlayışımızın Kuzey Afrika ve Arap ülkeleriyle olan farkını da ortaya koymuştur. Bizim tekke müziğimizde özellikle Mevlevi geleneğinde daha meditatif bir yol izlenirken, bu konserde yabancı izleyiciler müziğin ritmine kendilerini kaptırarak hiç de alışık olmadığımız dans gösterilerine sahne olmuştur.



·     Kültür Bakanlığı ekiplerinin çok olması da dikkatten kaçmamış ancak bazı ekiplerdeki solistlerin sahne performansları vasatın altında kalmıştır. Bazı programlarda okunan irfani türkülerin ardından okunan hareketli türkülerin, mistik müzikle olan alakasını da sorgulatmıştır.

·     Türk Dünyası’nda büyük önemi olan Ganire Paşayeva’nın sır olduğu gün; bırakın konser iptal etmeyi veya program yavaşlatmayı, en azından sanatçılarımız yakalarına siyah bir kurdele takarak merhumun anısına saygı gösterebilirlerdi.




·     Festivalin kapanışında coşkulu bir izleyici karşısında sahne alan Yılmaz Erdoğan’ın Sine-i Şiir dinletisinin sahnedeki yazımında bile imla hatası olması, Bakanlığın adının yazıldığı bir festivalde yeterli özenin gösterilmediği izlenimini bırakmıştır. Yılmaz Erdoğan oyuncu olmanın verdiği tecrübeyle sahnede başarılı bir performans göstermiş ancak Mevlâna’dan sadece bir şiir okumuştur. Mistik bir festivalde daha çok mistik şiir okumasını beklemiştik.




·     Dernek, vakıf adı altındaki tarikat yapılanmalarının / cemaatlerin gelecek yıllarda da katılımı sürecek midir? Keza Urfa Sıra Gecesi benzeri folklorik değerler taşıyan gelenekler; Çayda Çıra, Konya Barana Gecesi, Bursa Kılıç Kalkan Ekibi, Ankara Seğmenleri gibi benzeri ekipler de katılacak mıdır soruları kamuoyu tarafından sorulmaktadır.




·     Festivalin genel bir değerlendirmesini yapacak olursak; bu yıl ekonominin ön plana çıktığı açıkça görülmüştür. Bizi asıl üzen; festival felsefesinin her yıl geriye itilerek çok sesliliğin terk edilmesidir. Önceki yıllarda yapılan festivalin renklerinden eser kalmamış gibidir. Belli bir dini anlayışı ön plana çıkarmanın gayreti gözlerden kaçmamış diğer programlar araya sıkıştırılmış izlenimi uyandırmıştır.

·     Sonuç olarak her ne olursa olsun; Mistik Müzik Festivali Konya’ya mal olmuş şehrimizdeki en önemli etkinlikler arasındaki yerini uluslararası boyutta sağlamlaştırmıştır. Bunun örselenmesine, amacının dışına sapmasına en başta Konya halkı izin vermeyecektir, vermemelidir.
 
TAHİR SAKMAN
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.