GÜLLERİN SARHOŞLUĞU
GÜLLERİN SARHOŞLUĞU
Dünyanın bütün güllerini
dikmişler…
Kimisi sevdaya tomurcuklanıyor
kimisi esrik bir aşkın son nefesi gibi hüzünlü… Ama gül… gülüyorlar; insana
inat sanki yaşam dolular ve nefesleri, çığlıkların ötesinde cennet kokuları mı
desem yoksa cennete koku veren mi?
Binlerce gül, gülüyorlar…
Binlerce nefes sarıyor,
güllerin nefesinde… Yitip gitmek serbest; bir an unutun her şeyi hatta çokça an
unutun, farz edin ki cennetin ötesinde bir yerde, gizlenmiş, efsunlu bir
dünyanın kapılarını aralamışsınız, aygın, baygın kokular içindesiniz, ölseniz
gam yemeyeceğiniz bir yerde…
Gül bahçesine hoş geldiniz…
Karatay Belediyesi… Tarihi
dokusu yanında otantik yaşamların el değmemişliğiyle, değen ellerin yavaş yavaş
kıpırdandığı topraklar…
Kumköprü balcanıyla…
sanırım artık yok… Karatay’daki doku da değişiyor; o çok sevdiğimiz bostanlar mazinin
ihtişamında boy gösterirken, kuruyan şehir ırmaklarına dökülen betonlar gibi:
Kırmızı bir gül… yanıyor
mu kanıyor mu belli değil?.. Aşkın rengine boyanmış… Hemen yanında sarı güller
biten bir sevdanın kolları gibi sarıyor sizi. Begonvil deyince Bodrum gelir
aklınıza ama burada begonviller bir ağaç gibi göğe yükselmiş, önünüzü kesiyor… göğe
tırmanmak size kalıyor…
Ama illa ki beyaz gül;
bulutlar gibi saf bir aşkın timsali…
Peygamberi remzeden ve Hz.
Pir’in hakikat aşkına, Leyla’dan Mevlâ’ya giden yollar gibi…
Horasan Erleri gibi sufiler
gibi döne dön… tennureler aklığını beyaz güllerden mi almış ne?
Zamana el vurmak… Saatleri
susturmak ve güllerin kokusunda yaşadığınızı hissetmek… hangi sarhoşluğa sığar
ki bu?

Ama güllerin kokusuna,
rengine ömrünüzü sığdırabilirsiniz…
Karatay Belediyesi,
dünyanın bütün güllerini buraya dikmiş, güllerin kanı da burada, şarabı da…
içmek size kalıyor… Diken… Gül dediğin kanatmalı yürekleri… Yârin acı sözleri
gibi, hasretin rengi gibi ama…
Yaşamınız gül olsun…
TAHİR SAKMAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.