MERAM
AŞKINA
Geçtiğimiz
günlerde uzun zamandır gitmediğim Meram’a gittim… Keşke gitmeseydim…
Evliya
Çelebi’den beri öve öve bitiremediğimiz, üzerine şiirler söylediğimiz, öyküler
yazdığımız Meram’ın pür melal hali içimi acıttı. Elimizde zaten kala kala küçük
bir alan kaldı, onu da gerek bizlerin hor kullanımı ve gerekse yaşadığımız
yoğun kuraklık nedeniyle sarılara bürünmesi elbette üzücü ama…
Özellikle
Gümüştepe’ye giden yolların bakımsız ve çukurlarla dolmasına da mı bir çare
bulamıyoruz? Şu kadar yol yaptık, asfalt döktük diyenleri arıyor gözlerimiz
ister istemez. Meram, Konya’nın son akciğeri... mangal yapılmasını bile
önleyemezken yeşil dokuyu nasıl muhafaza edebileceğiz ki?
Sille
Seyir Terası örnek bir alan oldu Konya için… Meram’dan vaz mı geçtik yoksa
kimse gelmesin mi isteniyor? Bana uyar ama arada bir de olsa nefes almak
istiyoruz! Şehrin kirli havasından kaçıp sığındığımız Meram’ın acilen bakıma
ihtiyacı olduğu açıkça görülebiliyor. Meram’ın ünü şehrin önüne geçmişken daha
titiz olmamız gerekmez mi?
Hüzün,
kalbimi sarmıştı ki üzerime doğru koşan köpeklerin sesiyle kendime geldim… Bir
sürü köpek koşarak geliyordu ve iki tanesi oldukça iriydi. Korkmamak tabii ki
mümkün değildi; korkmak ne ki hem de çok korktum. Köpek saldırısından
korunmanın tek yolunun hareketsiz kalmak veya çömelmek olduğunu bildiğimden hiç
hareket etmedim. Köpekler birkaç metre önümde durup havladıktan sonra geri
döndüler. Eğer kaçsaydım peşime takılıp ısırabilirlerdi. Bu arada bacaklarım
titredi.
Hayvanların
yaşam alanlarına el koyduk, dünya sadece bizimmiş gibi davrandığımız için
köpeklere kızamıyorum ama Meram’daki köpek nüfusunun da oldukça arttığını
görmeden gelemeyiz. Köpeklerin büyük çoğunluğu düğmeli ama içlerinde
düğmesizlerin de olması, gelen yaz günü için endişelenmemize yol açıyor.
Meram
için yıllardır yazdığımız yazıların ana konusu mangalcılardır… Meram’da mangal
acilen yasaklanmalı ve Meram bakıma alınmalıdır. Artan hayvan popülasyonuna da
bir çare bulmak gerekmektedir.
Bize
de kalan şiir söylemektir artık:
MERAM
AŞKINA
bir
damla suyunda bin hayat vardır
şifadır
içilir meram aşkına
yaşam
gedavettir ölüme kefen
burada
biçilir meram aşkına
yüce
mevlâna’yı getirip yâda
bülbüller
seherde gelir feryada
uzaklarda
değil cennet burada
kevserler
saçılır meram aşkına
hakikati
söyler sözün doğrusu
tavus
ana sırdır hakk’ın yolcusu
sırat
değil dostum meram köprüsü
sevgiyle
geçilir meram aşkına
ateşbaz
veli cana bereket
sadreddin
konevî toprağa rahmet
kızlar
kayası’nda sen de niyet et
kapılar
geçilir meram aşkına
bu
yeşil toprak hakk’a derviştir
meram
çayı sebil hayat vermiştir
hâl
sahibi bilir meram ermiştir
perdeler
açılır meram aşkına
TAHİR
SAKMAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.