BİR AVUÇ SUYUMUZ KALDI KİRLETİN GİTSİN!

BİR AVUÇ SUYUMUZ KALDI KİRLETİN
GİTSİN!
Bugün hava rüzgârlı da
olsa çok güzeldi Konya’da… Pırıl pırıl bir gökyüzü, tüm davetkâr bakışlarıyla çağırır
gibiydi…
Ve tabii ki biz de uyduk…
Ne zamandır gitmediğim Altınapa Barajı’na doğru yollandım. Sadece ben
değilmişim yollanan, Konya sanki akmış… Mangalını kapan, çayını demleyen, oltasını
eline alan gelmiş; kimi çadır kurmuş kimi mangal yakmakla meşgul… Değirmenköy’e
giden yol araç doluydu…
Her şey normal gibi
gözükse de aslında hiç olmaması gereken bir şeyler vardı…
Barajın çevresi su koruma
havzası ilan edilmişti… barajın çevresi çitlerle çevrilmişti, çünkü barajdan
şehre su veriliyordu…
Çitin dışında mangal
yapanlara sözümüz yok; çöplerini toplamadıkları, doğayı plastik poşetlerle kirletmeleri
haricinde…
Çitler yer yer devrilmiş,
tel örgüler kesilmiş ve baraj kenarında olta balıkçılığı yapan insanlar, hem de
koca koca yasak levhalarına aldırmadan… beton çitleri aşıp mangal yapanlar,
çadır kuranlar; bu suyun şehre içme suyu olarak verildiğini bilmiyor olsa
gerek!
Bilselerdi; eminim beton çitleri
devirip, tel örgüleri kesip zaten bir avuç kalan suyun içinde balık tutmaya
kalkmazlardı… Sağlık mı dediniz, geçin geçin, bize bir şey olmaz…
Çok tuhaf olduk, kendi içme
suyumuzu kendi ellerimizle kirletiyoruz…
Denetim? Siz eğer halk
olarak içme suyunuzu korumuyorsanız, denetim ne yapabilir ki?
Denetim içinizde
olmadıktan sonra!
Bir avuç suyumuz kaldı, kirletin
gitsin!
TAHİR SAKMAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.