Konya türkülerinin önemli kaynak kişilerinden merhum Mazhar Sakman... Fotoğraf: Süleyman Şenel.
FOLKLOR VE AYIP Folklorda ayıp olmaz… Bizler
bunun okulunu okumadık, herhangi bir eğitimini de almadık ama ilk öğrendiğimiz
şeydi… Yıllar yılı amatörce ama
profesyonel heyecanlarla derlemeler yapmaya çalıştık, fotoğraflar çektik,
kayıtlar yaptık ve yaptıklarımızı toplumla paylaşma gereği duyduk ve ne duyduysak
onu yazdık… Tüm bunları yapmak için bırakın para kazanmayı; cebimizden harcadık,
zamanımızdan harcadık, ömrümüzden harcadık… Ve asla gocunmadık… Ne unvanımız oldu ne
titrimiz… bunların peşinde de koşmadık zaten amacımız şehir kültürüne Türk
folkloruna bir parça olsun hizmet etmekti… Konya türkü kültürünün
enteresan bir yapısı vardır ve bu kültürün kaynağı da Konya oturaklarıdır.
Oturaklarda yaşayan türkülerimiz günümüze intikal ederken elbette değişimlerden
geçmiştir. Oturakta, türkü metinlerinin ortama göre okunması solistin
inisiyatifinde olmuştur; ortama göre bazen bazı güfteler okunmamıştır ama bu güftelerin
yok sayıldığı anlamını çıkarmaz aksine kıvrak ince bir zekâyı gösterir. Özellikle
düğün çetnevir gibi özel toplantılarda bu her zaman böyle olmuştur. Halka açık
olan yerlerde elbette bazı sözlerin okunmaması doğaldır. Ancak bu kayıtları deşifre
edip yazıya geçirirken, derlemecinin duyduğu gibi yazma zorunluluğu vardır ve
bu bir anlamda derlemenin ilk şartıdır. Eğer “bu ayıp, bu günah” gibi düşüncelerle
kendinizi sınırlarsanız Molla Kasım’dan bir farkınız kalmayacağı gibi
yaptığınız iş derleme olmaktan çıkar. O zaman oturursunuz, masa başında size uyan
sözler yazar yayımlarsınız ki o zaman da derlemenin bir anlamı kalmaz. Bırakın
derlemeciyi hiçbir kimsenin türkü metinlerini değiştirmeye yetkisi yoktur. Konya oturakları, üzerinde
en çok tartışılan ve çoğu zaman üzeri örtülmeye çalışılan bir geleneğimizdir. Ve
bu şehrin muhafazakâr yapısı yanında ortaya çıkan bir başka Konya’nın önemli
bir müzik etkinliğidir. Oturakları, oturaklarda okunan türkülerimizi yok
sayarsanız bu şehri anlamanız oldukça zorlaşacaktır. Konya oturakları ve türkülerine
bu yüzle bakanlar elbette bundan rahatsız olacaklardır ve bu her zaman da böyle
olmuştur. Oysa tüm bunlar folklorumuzun eşi olmayan verileridir. Derlemeler, herhangi bir anlayışa
göre yapılmaz… Bunun aksi, halkın söylediğine sansür uygulamak olur. Bu
türküler ki bizim ecdadımızın söylediği türkülerdir; şehrin havasıdır, suyudur,
bu toprağın sesidir bu türküler… Aksini yapmaya kalkarsanız; bunun adı, türkülerimize
ihanetle eş anlamlı olacaktır. Merhum babam, annesinden
ve ninesinden türkü geçtiğini iftiharla söylerdi. Belki sizin dedeniz
söylememiş olabilir ama bizim gibi Konyalılar söylemiştir; dedem söylemiştir,
babam söylemiştir ötesi babaannem söylemiştir, babamın ninesi söylemiştir. Abim Vedat Sakman da zaman zaman söylemektedir. Ve
ben de gücüm yettiğince söyleyemesem de derlemeler yapmaya ve duyduğum gibi
yayımlamaya devam edeceğim… Folklorda ayıp olmaz, asıl
ayıp; türkü metinleri üzerine sansür uygulamaya kalkmakla olacaktır… TAHİR SAKMAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.