YAŞAM SEVGİYLE BAŞLAR

11 Kasım, 2022

ANTALYA NOTLARI 8


Yaklaşık bir aydır Antalya'dayım... Vakit, ata toprağı Konya'ya dönme vaktidir. Yarın sabah yollar bizi bekliyor...

Bir şehri; bir ayda, bir yılda çözemez, içine giremezsiniz. Şehrin ruhunu hissetmek için önce kültürünü özümsemeniz gerekir, sonra şehri yaşamak... 

Antalya'yı yaşamak; bir düşün somut halidir... 

Bu şehrin doğal güzelliğinin yanı sıra her köşesinden adeta fışkıran tarih, insanı özellikle antik çağların gizemine çağırıyor.



Antalya Arkeoloji Müzesi'ni iki kez gezdim. İlkinde hemşehrim Erol Demirel'le birlikte ikincisinde ise yalnızdım. Uzun saatlerimi burada geçirdim. Antik dönemin ruhuna kulak vermeye çalıştım. Ve kesinlikle buna değdi. Toprağın sesi yüreğimde fırtınalar koparırken, nice medeniyeti bağrından çıkaran Anadolu'nun kudsiyetine, bir kez daha iman ettim.



İnsanın, Anadolu'daki serüvenine tanıklık ederken gelişimini; özellikle heykel sanatındaki muhteşem ötesi eserleri görmek, bir an da olsa insanı o günlere götürüveriyor.




(Müzeye giriş 90 TL ama müze kart 60 TL... 60 liraya bir yıl ülkemizdeki tüm müzeleri, ören yerlerini gezebilirsiniz, çok uygun ama tek girişin 90 lira olması bana biraz garip geldi...)

Kaleiçi'nin korsan kokulu sokaklarında binlerce kez kayboldum. Bunlardan birinde ceddim Selçuklu'dan kalma bir eser gözüme çarpıverdi; melül, mahzun...




Selçuklu'nun ünlü veziri Celaleddin Karatay'dan yadigâr kalan medrese, serin sokaklar arasında yüreği yanık bir âşık gibi  sessizliğin lisanıyla feryat ediyor gibi geldi bana...




Restore edilmiş; seminerler, konferanslar için kullanılıyormuş. Karşısında şarap evi... yan tarafında kafeden yükselen şamata... Muhafazakâr biri değilim ama doğrusu çok garipsedim. Bu tür yapıların etrafını, yapının işlevine uyumlu işlere tahsis etmek daha doğru değil midir?


Tıpkı, Antalya'nın kurucusu ve şehre ismini veren II. Attalos'un anısına yapılan anıtın etrafı gibi...

Şehirdeki yabancı yerleşimi ciddi boyutlarda... Bazı apartmanlarda Türk istenmediğini ve olanların taşınması için... İnanmakta zorlandım. İçlerinde emlakçılık bile yapanlar var. Fiyatlar da haliyle onlara endeksli olunca... Ücretliler için yaşamak zor değil imkansız, ev kiraları uçuk... 

Burada güneş dört mevsim ve hâlâ denize girilebiliyor. 

Bu bir veda değil; sana yine geleceğim Antalya; düşlerimin baş köşesindesin... 

Şimdi dönüş vaktidir, yüreğini açtığın için sana binlerce teşekkür ederim...


/çağların ötesinden bir hülya
 kuruluyor kalbime antalya/

TAHİR SAKMAN









 


 










 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.