YAŞAM SEVGİYLE BAŞLAR

07 Kasım, 2022

ANTALYA NOTLARI 6

 



Bu şehrin her köşesinde ayrı bir kültürel faaliyet var,  yani hayat var...

Kültürel faaliyetlerin zenginliği ve her seviyeden insana hitap etmesi ayrı bir güzellik. Sinemadan tiyatroya, spordan müziğe; sanatın her  dalında sizi yaşama davet ediyor.

Hemşehrimiz Erol Demirel ile birlikte...


Akdeniz Konyalılar Federasyonu Başkan Yardımcısı ve Muratpaşa Konyalılar Derneği Başkanı olan ve Facebook'tan arkadaşım, hemşehrim Sayın Erol Demirel'in nazik davetiyle gittiğim "Geleneksel Konyalılar Piknik Şöleni"nde Konya'yı ne kadar özlediğimi ve artık geri dönüş vaktinin geldiğini anladım.

Antalya'da neredeyse her ilçede bir Konyalılar derneği var... Yetmemiş, bütün bu dernekleri bünyesinde toplayan bir de federasyon kurmuşlar ve zaman zaman düzenledikleri faaliyetlerle şehir hayatına katkı sağlarken memleketleri Konya'yı da anıyorlar.



Antalya'da büyüyen birinci ve belki de ikinci kuşak Konyalıların hayata bakışları doğal olarak biraz "Antalya" olmuş ki bunu asla yadsımıyorum.

Çatısını Akdeniz Konyalılar Federasyonu'nun oluşturduğu; Antalya'da kurulan Konyalılar dernekleri ile birlikte Isparta ve Adana Konyalılar Derneklerinin de katılımıyla düzenlenen etkinlikte doğrusu bu kadar coşkuyu beklemiyordum. Özellikle Konya türküleri çalındığı zaman kaşıklarla alanı dolduran hemşehrilerimiz beni şaşırttı. Akdeniz'in havasından olsa gerek  aileler doyasıya eğlendiler. 



Karasu piknik alanında gerçekleşen şenlik, nezih bir ortamda çok keyifli geçti. Bir yanımız yeşillle koyun koyuna olmanın, bir yanımız ise Akdeniz'in ılık nefesini doyasıya içimize çekmenin hazzıyla ve Konya türkülerinin kıvrak nağmeleriyle müziğe doyduk.

Konya'nın eski gazetecilerinden şimdi Antalya'da yaşayan Zafer Varol'u görmek de ayrı bir sürpriz oldu.

Antalya'da büyüyen yeni nesil Konyalılar için de köklerini hatırlamaları açısından önemli olan etkinlik, Konyalıların birbirleriyle kaynaşmalarına  ve dayanışmalarına da vesile oluyor.

Antalya'da Konya kokularını hissetmekten çok mutlu oldum. Evin yolunu tutarken, sanatçımız Muzaffer Sarıkaya'nın dillendirdiği türkü yüreğimi ısıtmaya  hâlâ devam ediyordu:

"Şerif Hanım su doldurur dereden
Her yanları görünmüyor bereden
    Aman aman Şerif Hanım aman
    Tenhalarda buluşalım aman"

TAHİR SAKMAN

Not: İzlemek isteyenler için şenliğin vidoları linkte:

https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=653731692891134&id=595832267

https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=1166373647615610&id=595832267

https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=606764461227554&id=595832267

https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=1919788948413348&id=595832267
























05 Kasım, 2022

ANTALYA NOTLARI 5



Güneş; yeşilin gölgesinde Akdeniz'le sevişmiş ve doğan çocuğun adını Antalya koymuşlar...

Her gün yeni bir güneş doğarken; bu şehrin ufuklarını antik tanrılardan devralan ceddim Selçuklu'nun sancakları, esrik düşlerden arta kalan şarkıları, meltemlerin eşliğinde söylüyor.



Bir yanım güneşe dönerken bir yanım Akdeniz'in masum dalgaları gibi ve şehrin üzerini örten gizli bir hüznün habercisi gibi mahzunlaşıyor.

Gözlerimi açsam mı yoksa kapatsam mı bilemiyorum...

Türkmen atlılarının yerini... ruhumu istila eden... turist?

Konyaaltı, Uncalı ve sonra Kemer... Kemer'de ne kadar hüzün varsa üzerime döktüler. Kendimi bir başka ülkenin insanı gibi hissetmeme neden ne olabilirdi ki?


Yabancılaşan biz miydik yoksa suskunluğumuz mu? 

Sustukça, susmayı öğrenmenin hazzı mıydı bizi daha da çok susmaya iten?

Belki de yaşamayı beceremediğimiz bir şehri, yaşayanları kıskançlığımızdır...

Ama şurası muhakkak ki Antalya; yaşanmayı en çok hak eden şehirlerimizden ve yaşamın belki de en büyük düşüdür Antalya...



Düşlerinizin ötesine bu şehir düşerse şansınıza; bilin ki bulutların üzerindeki bir yaşamın adıdır Antalya...

Hani ne demiştik; "Güneş; yeşilin gölgesinde Akdeniz'le sevişmiş ve doğan çocuğun adını Antalya koymuşlar..."

Hani sizin Antalya'nız?

TAHİR SAKMAN












 












 

03 Kasım, 2022

ANTALYA NOTLARI 4

Foto: T. Sakman, Yivli Minare ve Camii

Derin bir sessizlik... sonra bir çift güvercinin kanat çırpması gibi tennurelerin gölgesi yüzünüzü aydınlatıyor.


Sanki "garipler semaı"na karışmış nurdan ayak izlerinin gökyüzüne taşması gibi...


Antalya Mevlevihanesi'nden söz ediyorum.

Foto: T. Sakman, Antalya Mevlevihanesi

Konya Mevlâna asitanesi kadar ihtişamlı olmasa da onun gölgesinde yaşadığını nefes nefese hissediyorsunuz.


Kaleiçi'ne girerseniz, sizi önce "Yivli Minare ve Camii" karşılar. Ceddim Selçuklu'nun eserleri, sizi ilahi bir meşke davet ederken, adımlarınız, Akdeniz'in dalgaları gibi kabararak adeta uçar. 


Cami, şehrin ilk camisi olmanın ruhaniyetini üzerinde taşırken, etrafını saran külliye de Selçuklu'nun tüm karakteristik özelliklerini yansıtır.


Ceddim Türkmen atlıları, atlarının terini Akdeniz'in sıcak sularıyla yıkamak için... seslerini duyar gibi olursunuz, içiniz ürperir... 


Arkası bir zaman tünelidir, iç içe girmiş sokaklar bir korsan tarafından görülmekten korkar gibi sanki çömelmiş ve başını ufka uzatmış öteleri gözler gibidir..

Foto: T. Sakman, Kaleiçi'nde bir sokak.


Kaleiçi'nde üç müze, beş cami gezdim...

Foto: T. Sakman, Şehzade Korkut Camii


Şehzade Camii'nin restorasyonu yeni bitmiş. Eski bir kilise olan caminin restorasyonunda antik eserlerin de kullanılması inanılmaz bir güzellik katmış.


"Sultan Alâaddin Camii" dedikleri zaman heyecanlanmıştım ama caminin yapımı eskilere gitmiyor, o da eski bir Rum kilisesiymiş. Limandaki İskele Camii'nin  şirin yapısı Akdeniz gibi serin rüzgârlar taşıyor. Ahi Yusuf Mescidi adı gibi mütevazı... Mescitleri boynunu bükmüş dervişlere benzetirim; yalın, sessiz, "el kârda, gönül yârda" der gibi...

Foto: T. Sakman, Sultan Alâaddin Camii


Foto: T. Sakman, İskele Camii


Foto: T. Sakman, Ahi Yusuf Camii


Deniz Biyoloji Müzesi'nde envaiçeşit balığı bir arada görmek benim gibi "boz ikindilerde yayan yapıldak güneşe yürüyen bir Konya çocuğu" için oldukça şaşırtıcı geliyor. Sanki Akdeniz üzerime üzerime geliyor...

Foto: T. Sakman, Deniz Biyoloji Müzesi'nden bir görüntü.


Etnoğrafya Müzesi ile AKMED Suna & İnan Kıraç Kaleiçi Müzesi, Antalya yaşantısından kesitler sunuyor, görülmeye değer.

Foto: T. Sakman, Suna&İnan Kıraç Müzesi'nde temsili kına gecesi...


Yolumu kaybetmiştim ki serin dalgaların sesini takip ettim. Limanda iyot kokularıyla dinlenmek; tarihin içinde nefes aldığınızı ve attığınız her adımı dikkatli atmanız gerektiğini hatırlatıyor...

Bendeniz...

Bu küçücük Kaleiçi'nde... dünyaları sanki korsan sandıklarına doldurup gizli haritalarla gömmüşler, bulmak için şifreleri çözmelisiniz.

Foto: T. Sakman, Antalya, Kaleiçi'nde limandan bir tur gemisi...


Belki de içimizdeki korsanları uyandırmanın zamanı gelmiştir...


TAHİR SAKMAN



Foto: T. Sakman, Deniz Biyoloji Müzesi'nden bir görüntü.

















30 Ekim, 2022

ANTALYA NOTLARI 3



Cumhuriyet'in coşkusundan ne kadar uzak kaldığımızı, burada insanların heyecanından anladım...


Oysa o şehir ki İstiklal Savaşı'nda en çok şehit veren illerin başındaydı ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Batı Cephesi Karargâhı'nı Akşehir'e kurarak sırtını dayadığı şehirdi... 



Yüce Atatürk'ün "Ata toprağım" diyerek övündüğü ve hayatı boyunca en çok ziyaret ettiği illerden birisi olan ve yine Ulu Önder'in kendisine babalık seçtiği şehir olan Konya; çocukluğumuzda gördüğümüz, yaşadığımız coşkuyu ne oldu da kaybetti? 


Üzerimize uymayan bu elbiseyi, bize kim dikti ve zorla giydirmeye çalıştı? 


Tarih, bu soruların yanıtını elbette verecektir. 


Antalya'da dün "yer beyaz, gök kırmızıydı" demek yanlış olmayacak; neredeyse herkes kırmızı beyaz giyinmişti, ellerindeki bayrakları coşkuyla ve gururla sallayarak Cumhuriyet'e sahip çıkan, özümsemiş yurttaşlar gözlerimi yaşarttı...



Yerel yönetimlerin bu heyecana katkılarını görmek beni daha da duygulandırdı. Antalya'nın pek çok ilçesinde yapılan şenlikler, konserler halkın yoğun katılımıyla gerçekleşti. 400 metrelik dev bayrakla gerçekleştirilen kortej ise ayrı bir güzellikti.


Cumhuriyet'e sahip çıkmak elbette bu değildi; bunlar Cumhuriyet'e sahip çıkmanın coşkusunun, heyecanının dışa vurumuydu...


Antalya dün "bir kez daha Cumhuriyet" derken şehir baştan başa Cumhuriyet olmuştu...


Yüreğimizle alkışlamak da bize düştü; teşekkürler Antalya... "Cumhuriyet ilelebet payidar olacaktır."


Yaşasın Cumhuriyet, yaşa Mustafa Kemal Paşa...


TAHİR SAKMAN















29 Ekim, 2022

CUMHURİYET



"Cumhuriyet, adam olmaktır."
-Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk- 

Yeniden var eden bizi
Özümüzdür Cumhuriyet
Kıyamete dek sürecek
Sözümüzdür Cumhuriyet

Feda olup canlar seren
Yurttaşlığı bize veren
Yarınları dünden gören
Gözümüzdür Cumhuriyet

Düşmanları yurttan kovan
Atatürk'ten bir armağan
Alnımıza  hep yazılan
Yazımızdır Cumhuriyet

Cehalettir millete yük
Akıldan yok başka büyük
Bilim sanat akla dönük
Yüzümüzdür Cumhuriyet

Tetiktedir Türkler her an
Özgürlüktür bizi saran
Asırlara damga vuran
İzimizdir Cumhuriyet

TAHİR SAKMAN















28 Ekim, 2022

"EFENDİLER YARIN CUMHURİYETİ İLAN EDECEĞİZ!"


Hiç bir yarın; bu kadar özlemle beklenmedi ve bir milletin kaderinde sonsuza dek aydınlık ufuklara açılmadı...


Bu yarın başka yarındı ; özgürlüğe adanmış ömürlerin, uğruna toprağa gül fidanı gibi düşenlerin çabalarını nihayete erdiren yarındı...


Bu yarın; Türk'ün bin yıllardır gökyüzüne dikili sancaklarının yeniden yeşermesinin müjdesiydi...



Ve bu yarın; tebaalıktan / kula kul olmaktan kurtulan, yurttaş olan bir milletin köle değil efendi olmasının, eşit olmasının yarınıydı...


Bu yarın; Yüce Önderimiz Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının ve isimsiz kahramanlarımızın bize emanet ettikleri yarındı...



"Kimsesizlerin kimsesi" olan Cumhuriyet'in, şanlı bayrağımızın gölgesinde yarınların yeşermesiydi...


Çünkü bu yarın "Cumhuriyet adam olmaktır" diyen Yüce Atatürk'ün Türk Ulusuna en büyük armağanıdır.


Ve bu yarınların teminatı Türk Milletidir, Türk gençliğidir.



Yarınlarımızı kutlandıranları şükran, rahmet ve minnetle anıyoruz.


Nice kutlu yarınlara...


TAHİR SAKMAN



27 Ekim, 2022

ANTALYA NOTLARI 2


 

Bir şehre aidiyet duygusundan öte bir şey olmalı bu...


Düş kırıklıkları, yanılgılar, beklentiler ve bunların ötesinde içinizi kavuran özlemler...


Antalya... tarihin bir başka yüzünden seslenirken sokaklarında kaybolmayı isteyebileceğiniz şehirlerden bir tanesi...



Bir tarafta antik sesler Hadrian Kapısı'ndan öteki bir çağa çağırırken, denizin melodisine eşlik eden teknelere doğru yükselen minareler...



Sokaklarını ateş basan... bu mevsimde bile 30 dereceyi zorluyor! Geceleri biraz soğurken ben donuyorum. Yaklaşık on gündür burada olmama rağmen iklimine henüz alışamadım ve bunun mükafatı gecikmedi; gripal enfeksiyon...



Semt pazarı beni çok şaşırtıyor. Satıcılar genelde çok kibarlar ve hemen poşet uzatıyorlar seçmeniz için... bir kez daha şaşırıyorum; Konya'da kazara elimiz bir domatese değse bir dayak yemediğimiz kalırken burada ellemek, seçmek serbest!


Fiyatlar, domates 5 liraya da var 15 liraya da... pazarı dolaşırsanız günümüze göre uygun fiyatlarla alışveriş edebilirsiniz. Hele bir narları var... Yunus Emre Parkı'nın köşesine duran yerli bir teyzeden alıyorum, bahçesinden toplayıp getiriyor; kilosu 10 lira... Kocaman kocaman elinize sığmaz, lezzeti ise müthiş, size patlamalar yaşatıyor... 


Şehirde etli pide diyorlar ama bu bizim etli ekmeğimiz ve bulunduğumuz semtte Sivaslılar yapıyor, "İç getirirsem yapar mısınız?" dedim "yaparız" dediler. İlk fırsatta yanımda getirdiğim küflü peynirden börek yaptıracağım. Kokusunda Konya'yı bulur muyum?


Zanaat burada çok kıymetli. Tamirci bulmanız benim gibiler için kolay olmuyor... Askerlik yaptığım dönemlerde Antalya, Konya'nın yarısı kadardı; şimdi Konya'yı üçe katlamış... Trafik oldukça yoğun.



Turistler... yok artık turist falan değiller; yerleşmişler burada yaşıyorlar, çocuklarını burada büyütüyorlar. Kendi ülkemde yapamadıklarım için onları kıskanmam normal mi?


Antalya sokaklarını bir eski zaman gezgini gibi adımlarken, adımlarım ürkek ve yabancı... Konya'da da bize yabancı gelmiyor mu? Hele o kaldırımların yan yan bakışı, "çizerim" der gibi...


Konya'yı mı özledim ne?  



Ben iyisi mi Konyaaltı'na gideyim... belki Konya'ya kalkan bir gemi bulurum...


TAHİR SAKMAN








21 Ekim, 2022

ANTALYA NOTLARI


Sabah Konya'dan çıkarken arabanın kaloriferlerini yakmıştık... sonra klimayı...


Alacabel'in Konya tarafında ısı 9 dereceye kadar düştü ama Antalya tarafına geçince...


Alacabel'in bir tarafı kış bir tarafı yaz... Antalya'ya yaklaştıkça artan ısı, merkezde 30 dereceye yaklaşınca üzerimdeki kışlık kıyafetleri atmaya başlıyorum.


Bu satırları yazdığım Konyaaltı sahilinde ısı dün 27 dereceydi... İnsanlar denize giriyor, plaj kalabalık... Askerlik anılarımın saklı olduğu şehir... Antalya'ya tatil için gelmek bizler için artık hayal oldu...


Bir başka ülkeye gelmiş gibiyim. Bir başka şehir, başka insanlar... Sahilde bir Türk gördüğüm zaman boynuna sarılasım geliyor. Konya'da nasıl Suriyeliler her yerde karşımıza çıkıyorsa burada da Ruslar, Ukraynalılar çoğunlukta ve Antalya'da denizin ve güneşin keyfini çıkarıyorlar. Suriyelilerden farkları  -eğitim, görgü vb. şeyleri bir kenara koyarsak- bunların zengin olmaları... Ve tabii yeşilleri kıymetli!


Dünyanın en güzel şehirlerinden birisi, tam bir yeryüzü cenneti ama kime? Eminim; Konya'ya üç saatlik bir mesafede olmasına rağmen pek çok Konyalı bırakın burada üç gün tatil yapmayı, görmemiştir bile...


Pahalı bir şehir, ev kiraları çoktan uzaya fırlamış... Garip, gureba? Kimin umurunda?


Kendi ülkemde, bu insanlar kadar rahat dolaşamamanın verdiği rahatsızlık... Tamam döviz, turizm şu bu ama... ama görünen bu işin turizm sınırlarını aştığıdır; mal, mülk sahibi olmuşlar, iş sahibi olmuşlar. 


Ülkemizdeki yabancı sayısının bu kadar artması normal midir?  Abartmak istemem ama gizli bir işgal altında mıyız? İşin insani boyutu vs. ... bu durumun gelecekte başımıza sorunlar açabileceğini hiç düşünmüyoruz? 


Doğa buralara çok cömert davranmış; su var, yeşil dersen her tonu, deniz baştan başa... Her ne kadar yabancılar kadar faydalanamasak da bu topraklar bize ait.


Toprak deyince; seraları yıkıp beton dikmeyin ne olur! 


Konya ne kadar bozkırsa, burası da o kadar yeşil ve tabii paralar da yeşil olursa keyfine doyulmaz! 

Kültürel faaliyetlerin çokluğu ve çeşitliliği başka dünyaların kapılarını aralamanıza imkân veriyor, ufuklarınızı Akdeniz'in derinliği gibi özgür düşüncelere açıyorsunuz.

Bir şiirimde Konya için "mabet şehir" demiştim... Antalya kozmopolit bir yaşantının merkezine doğru evrilirken yakamozların ardına saklanıyoruz ve umutlarımız Akdeniz meltemlerine doğru savrulurken yayan yapıldak düşlere bir kez daha gönüllü kurban yazılıyoruz...


Hey Akdeniz, orada mısın? Biz buradayız; seni yaşayamamanın verdiği hüzün de sarsa içimizi, bizler, baştan başa Akdeniz kokan güneş gibi Antalya'yız...


Güneş belki de... yok, kesin buralıdır... 


TAHİR SAKMAN







18 Ekim, 2022

AŞK ÖMRE SIĞMAZ İNDİRME LİNKİ



 

/aşk ömre sığar mı
kaç bin yıldır uzar hasrete
               yüreğimin yolları
uzasın                                                                    
           ben işime bakarım
umutlarımı uçurtma yapıp
bulutlara bağlayacağım
ve ardı sıra yürüyüp
o dönse de
                  dönmese de
gecelerin kuytularında
size inat
              size inat ağlayacağım
 
ağlayacağım ulan ağlayacağım/
 
(Aşk Ömre Sığmaz’dan)
 
TAHİR SAKMAN

Aşk ömre sığmaz demiştim… aylar önce demosunu hazırladığım kitap için…

Ve şimdi paylaşma zamanı; bir ömre sığmayan aşkın şiirlerini okumak isterseniz bilgisayarınıza veya telefonunuza indirip okuyabilir; aşkın ölümsüz kulvarında umarsız yarınlara düşen hislerin; ay ışıklarıyla yıkanıp güneşe serilen duyguların ürpertilerini, günümüzün kaotik yaşam koşullarından bir an da olsa uzaklaşıp, taze bahar kokularına eşlik edebilirsiniz…

www.tahirsakman.blogspot.com/ blog sayfamdaki E-KİTAP İNDİRME yazısına tıklarsanız açılan sayfadaki linkten kitabı ücretsiz indirebilirsiniz.

©Tahir Sakman. Bu kitap sadece pdf formatında dijital olarak yayımlanmıştır. Yazarın izni olmadan fiziksel olarak basımı ve dağıtımı yapılamaz. Kitapta bulunan şiirler ticari amaçlarla izinsiz kullanılamaz.

ISBN: 978-625-00-0965-9

Bu kitapla birlikte dijital olarak paylaşıma açtığım kitap sayım dörde ulaştı, yakında diğer kitaplarımı da paylaşacağım…

Gösterdiğiniz ilgi nedeniyle hepinize teşekkür ederim…

Bu dünyada iyi ki aşk var, iyi ki şiir var…

Şiirli yaşamlar dilerim…

TAHİR SAKMAN



17 Ekim, 2022

SON DURAK


rüzgârlar uçuşurdu gözlerinizde
yağmurlu bahçeler gibiydiniz
ay doğunca ıslak saçlarınızdan
umutlarınızda güneş
                     koşardınız
 
ve yaşardınız
             şafakların sessizliğince
gözleriniz bulutlara sevdalı
yüreğinizde yarınlar
kör bıçaklar gibi sokulu
 
oysa siz
         ince ve narindiniz
az kalmıştı aşka
bir durak erken indiniz


TAHİR SAKMAN