ŞEHRİN GEZGİN YÜREĞİ ZEKİ OĞUZ
ŞEHRİN GEZGİN YÜREĞİ ZEKİ
OĞUZ
Geçtiğimiz günlerde
kaybettiğimiz kadim dostlarımdan Zeki Oğuz için bir panel düzenlendi. Doğrusu şaşırmadım
diyemem; çünkü bizim böyle adetlerimiz yoktur. Kendi değerlerimize sırtımızı
dönmekle övünülecek derecede mutlu bile oluruz.
Panelde ilk olarak söz
alan merhumun kızı Şafak Çakır, oldukça duygusal bir konuşma yaptı ve babasıyla
olan anılarından söz ederken birçoğuna şahit olmanın hüznü sardı kalbimi… Sevgili
Şafak, babasıyla uzun yıllar dağ, dere, tepe gezdiğinden onu anlatacak
insanların başında gelmesi tabiidir.
Sevgili Ahmet Gögercin
dostum da Zeki Oğuz’u anlatırken; onun edebi kişiliğini, karakterini bir bilim
adamına yakışır şekilde objektif olarak anlattı. Uzun yıllar o da Zeki Oğuz’la hemhal
olmasına rağmen duygusallığa düşmeden anlatması aslında Zeki’nin nasıl önemli
bir değerimiz olduğunu yeniden hatırlattı…
Diğer konuşmacılar da Zeki
Oğuz’un farkla yönlerini ele alarak onunla olan hatıralarını aktardılar. Toplantı
oldukça verimli geçti, yanı başımızda hayattayken değerini bilemediğimiz Zeki
Oğuz’un aslında kim olduğunun altını kalın harflerle bir kez daha çizdiler. Merhum
Oğuz’un yerelliği çoktan aştığını, ulusal bazda bir değerimiz olduğunu
hatırlatırlarken de bu alanda yapılması gereken çalışmalar için de temennilerde
ve önerilerde bulundular.
Salon doluydu, buna çok
sevindim ama yerel yönetimlerden, şehrin kültür birimlerinden, kültür diye çırpındıklarını
söyleyen kuruluşlardan, derneklerden en azından bir çiçek yollama nezaketini
göstermelerini beklerdim. Kurucusu olduğu fotoğraf derneklerinin, yıllarca emek
verdiği basın camiasından böyle bir jesti, bir vefa örneği olarak göstermesini
beklerdim.
Böylesine önemli bir paneli
düzenleyen Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Konya Şubesi’ne, panelistler; Prof.
Dr. Ahmet Gögercin, Prof. Dr. Abdullah Harmancı, Doç. Dr. Muammer Ulutürk ve
Şafak Çakır’a, şehir kültürü adına ne kadar teşekkür etsek az olacaktır.
Umudumuz odur ki
yitirdiğimiz diğer değerlerimizi de akademisyenlerimizin çok yönlü ele
almasıyla hatta yitirmeden hatırlamanın yanında şehir kültür mirasının geleceğe
taşınmasında da önemli rol almasına vesile olmasıdır. Hani şu kadar
üniversitemiz var diye övünürken karşılığını da beklemek hakkımız olmalıdır.
Konya toprağında, Toroslarda
adım adım gezen Zeki’nin yürüyüşü; edebi kişiliği ve eserleriyle geleceğe doğru
sürüyor… eminim ki öbür tarafta da doğaya olan yürüyüşü sevgiyle devam ediyor…
Ruhun şad olsun sevgili
Zeki, birlikte yürüdüğümüz yollar bir gün dile gelecektir…
TAHİR SAKMAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.