AYIN ÖDÜ KUŞUN SÜTÜ
AYIN ÖDÜ KUŞUN SÜTÜ
Ayın ödü, kuşun sütü…
derlerdi eskiler, hani şimdi iftar sofralarınızı süsleyen…
Siz şimdi iftarlar
veriyorsunuz anlı şanlı… bir tek ayın ödü kuşun sütü eksik… bunların ne anlama
geldiğini inanın bilmiyorum… bilenler, bilmeyenlere anlatsın…
Elim yazmaya gitmiyor
artık dünyanın iki yüzlülüğünü; bir yanda dindar olduğunu söyleyen bir dünya,
bir yanda insani değerleri yücelttiğini söyleyen bir Batı Medeniyeti… yok,
medeniyeti kalmamış sadece küçük harfle batı…
İftar ederken hiçbirimizin
aklına gelmiyor, sahurda da gelmiyor… Gazze’de bombalar yağarken bir çocuğun
çığlığını hiç kimse duymuyor… Gösterişli sofralardaki kaşık sesleri
bastırıyor, masum çığlıkları…
Siz kaşığınızı sallarken,
orada bir çocuk açlıktan…
Yazmanın da bir anlamı
kalmıyor artık… birlikte paylaştığımız gökyüzünün altında çocuklar aç kalıyorsa,
aç karınlarına kurşunlar… /Çocuklar öldürülmesin/ şeker de
yiyebilsinler/ diyen Nazım’ın kulakları çınlasın; Gazze’de çocukların payına mermiler
düştü…
İçimizde büyümüyorsunuz; susmanın hafiflettiğini sanan hafifler…
TAHİR SAKMAN
KIZ ÇOCUĞU
Kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
Gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler.
Hiroşima'da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
Yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.
Saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.
Bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu.
Benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
Şeker bile yiyemez ki
kâğıt gibi yanan çocuk.
Çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler.
NAZIM HİKMET
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.