YAŞAM SEVGİYLE BAŞLAR

18 Mart, 2024

BU BİR İFTAR YAZISIDIR


 

BU BİR İFTAR YAZISIDIR
 
Bu bir iftar yazısıdır…
 
Hepimiz biliriz ki oruç tutsun tutmasın, ramazan ayı gelince her evde mutlaka iftar sofraları kurulur, başında beklenir… Bu yazıyı iftar sofrasının başında beklerken de tekrar okumanızı dilerim:
 
Sofranızı bütçenize uygun hatta bütçenizi aşan yiyeceklerle donattınız ya… gözünüz dumanı üstünde, nar gibi kızarmış yumurtalı, susamlı pidede… Sen top bir atılsa diye beklerken Gazze’de bir çocuk ya top atılırsa diye korkudan iliklerine kadar titriyor…
 
Gazze’de bir çocuk, biraz önce atılan bombaların yıktığı ve dumanlar tüten bir evin altında yaşam savaşı veriyor… Duman altı! Nargile dumanı değil bu, sence neyin dumanı?
 
Ülkemizden giden gıda maddeleri, zalimlere enerji verirken… Gazze’de bir çocuk açlığa direniyor… Açken kim, kimdir?
 
Sen şimdi iftar topu atılınca sofraya saldıracak halde hazır kıta beklerken… Zalimlerin kıtaları çoktan saldırıya geçtiler bile… Gazze’de bir çocuk; bir tarafta mermiler, bir tarafta açlık, hangisini seçerdiniz?
 
O merminin çeliği hangi ülkeden? Haberli misiniz; dikenli teller… hani üzeri jiletli, dikenli telleri hangi ülkeden alıyor bu zalimler? Sen sofrada jilet gibi keskin bıçağınla pastırma, sucuk doğrarken… Gazze’de çocukları doğrayanlara bir sözün de mi yok?
 
Haydi, doğrasana ne duruyorsun?
 
Tatlısından tuzlusuna… şişler, kebaplar… Meclis lokantasında dana çökertme kebabı 55 liraymış… Gazze’de canları çökertiyorlar, gözünde bir damla yaş var mı, varsın emanet olsun?
 
Tıkınıyor musun? Hâlâ tıkınmaya iştahın kaldı mı? Gazze’de insanlık ölümlere tıkılıyor…
 
O sofraya elini uzattığın zaman en azından aklına getir; getir ki lokmalar boğazından geçmesin, çünkü Gazze’de, Filistinli çocuklar, boğazlarından bir lokma geçmediği için ölüyor…
 
Çocuklar ölmüyor; insanlık ölüyor…
 
Haydi aç orucunu sen, Gazze’de çocuklar, sahura kalkmadan, iftar etmeden gece gündüz oruçlu ve birileri onların kanıyla besleniyor ve sen iftarda orucunu açacaksın öyle mi?
 
Haydi o zaman afiyet olsun… götür, iyi götür sonra da dua et; o canlarını veren çocuklar için…
 
En azından için rahatlar, nasılsa orucunu tuttun… ama sen yine de dua et; o çocuklar öbür tarafta karşına çıkmasın…
 
TAHİR SAKMAN
 


AĞIRDAN HAFİFLER
 
-Bombalanan hastanede yaşamları çalınan Filistinli çocuk yüreklerin anısına-
 
ağır susmalarımız var bizim
kuytu kelimelerin hıncında
şafaklar can korkusudur
gökyüzünde çocuk şarkılar
 
ağır susmalarımız var bizim
mermi işlemez balonlarımıza
tutsaktır oyunlarımız kan revan
kaçımız kaç yaşı görmeden
 
ağır susmalarımız var bizim
kelimelere yetmez gücümüz
emperyal oyunların ebesi yok
kiminiz sağır kiminiz kör
 
ağır susmalarımız var bizim
sustukça tokattan beter
bir diyemediniz kahpe geceye
yeter ulan yeter
 
ağır susmalarımız var bizim
kıyametten öteye hesaplar
iki yüzlü bıçaklar -insan hakları, yaşam hakkı, hak, hukuk, guguk, cart, curt-
bağrımızda gül açıyor misketler
 
ağır susmalar
ağır insanlık
ağır susmalar
 
hepinize yeter susmalarımız
çocuk yüreğimiz size de yeter
 
TAHİR SAKMAN
  
 

1 yorum:

Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.