YAŞAM SEVGİYLE BAŞLAR

14 Haziran, 2022

UZUN ÖMRÜN KISA HİKÂYESİ: KÂMİL UĞURLU

Foto: Hasan Karaca. Kâmil Uğurlu Tahir Sakman ile birlikte...

Bu tür geceleri çok önemsiyorum:


Koca çınarların, yaşam serüvenleri sürerken, insanlara bir kesit de olsa sunmalarını çok ama çok önemsiyorum.


Şehrimizde eskiden yani insanlarımız bu kadar siyasallaşmadan önce bir sohbet geleneği vardı ve bu sohbetlerde yazılı olmayan yerel tarihlerin yanı sıra insanların kişisel tarihlerinden edindikleri tecrübeler, günün donanıma adapte edilerek dile getirilirdi.


Bendeniz şahsen bu sohbetlerde çok şey öğrendim. Öncelikli olarak Konya oturaklarının nezih yapısının sürdürülebilir olduğu dönemlerde, merhum babam Mazhar Sakman’ın saz ile ağdalı Osmanlıca ile divan okuduğu veya sazı bırakıp divan şairlerinin şiirlerinden hafızasının bir kenarına nakşettiği şiirlerden örnekler sunduğu gecelerde çok şey öğrendim. Sanırım kültür birikimimi de bunun üzerine kurdum.


Şehrimizdeki STK’ların içerisinde, kültür üzerine yoğunlaşan ve etkin bir biçimde çalışan Konya Aydınlar Ocağı’nın bu faaliyetleri her türlü takdire şayandır. Başkan Dr. Mustafa Güçlü’yü buradan kutlamak isterim, şehir kültürüne önemli katkılar sağladığını düşünüyorum.


Fikri yapıları uymasa da babam ile ilgili iki program yapmama vesile oldular ki şehirde başkaca bir hatırlayan çıkmadı. Rahmetli İhsan Kayseri abimiz de babamı ölüm yıl dönümünde mezarı başında anmak istemiş ve bir program hazırlamıştı ama sonra iptal etti, nedenini bir türlü öğrenememiştim. Bir de Seyit Abi hayattayken bir program iptal edilince onun yerine alel acele hazırlanmış, babamı ve Konya türküleri anlatmıştım. Anlı şanlı kültür derneklerinden “bazıları” ne yazık ki atıl vaziyette bekliyorlar… Neyi bekliyorlarsa?


Konya Aydınlar Ocağı’nın düzenlediği bir gecede geçtiğimiz hafta, 80 yılı deviren Doç. Dr. Kâmil Uğurlu abimizi dinleme fırsatı bulduk. “Uzun Yaşanmış Bir Ömrün Kısacık Hikâyesi” isimli gecede Kâmil abimiz o her zamanki tatlı üslubuyla bizleri aldı götürdü.


Şehirde yazı üslubunu beğendiğim ve kendime örnek aldığım Kâmil Uğurlu’nun, merhum hemşehrimiz İhsan Hınçer’in uzun yıllar çıkardığı “Türk Folklor Araştırmaları” dergisindeki Konya türkülerinin hikâyelerinden tanıdım.


Sonra “Konya Şehrengizi” isimli kitabındaki o tatlı üslubu unutmak ne mümkün… Eğer kütüphanenizde bu kitap yoksa çok eksik kalacaktır, bilesiniz…


©Fotoğraf: T. Sakman Arşivi. 90’lı yılların sonunda Fen Edebiyat Fakültesi’nde Prof. Dr. Saim Sakaoğlu tarafından düzenlenen Konya türküleriyle ilgili bir toplantı sonrası çekilen hatıra fotoğrafı. Ayaktakiler soldan sağa; Mehmet Gönülal, Zeki Kayhan, Saim Kayhan, Tahir Sakman, Kemal Pekçağlar. Oturanlar soldan sağa; Kâmil Uğurlu, Ahmet Özdemir, Saim Sakaoğlu, Memduh Derin, Seyit Küçükbezirci.


Sonraları, sanırım 90’lı yılların sonunda Fen Edebiyat Fakültesi’nde Prof. Dr. Saim Sakaoğlu tarafından düzenlenen Konya türküleriyle ilgili bir toplantıda yakından tanıma fırsatı buldum.


Bir çınarın kendisini bir saatlik bir zaman diliminde anlatması tabii ki mümkün değildi ama o tatlı lisanıyla hatıralarının bir kısmını dinlemek çok hoştu. O mutlu yıllara bizi alıp götürdü üstat… “Keşke gelmeseydik hep oralarda kalsaydık” dedirtti bizlere…


Birçok değerimizi yitirdiğimiz ve yenisini yetiştirmekte de bir hayli zorlandığımız günümüzde / şehrimizde Sayın Uğurlu gibi çınarların, sanata, kültüre, şiire gönül vermiş insanlarımızı sağlıklarında hatırladığı ve hatırlattıkları için Sayın Güçlüye ve ekip arkadaşlarına şehir kültürü adına teşekkür etmek de bize kalıyor.


Foto: T. Sakman. Kâmil Uğurlu sunum yaparken...


Sayın Uğurlu geceyi bir şiiriyle noktaladı. “Ateş renkli çiçek açan bir dünyada arşa yalın ayak” ancak Kamil Uğurlu gibi bir şairin mısralarında gidebilirsiniz:


Ateş rengi çiçek açan
Hangi dağın yücesindesin
Ey ayrılık dağının keklikleri
Ve hicran dağının Ferhatları
Gönül ülkemin güzel atları
 
Yılların sırtına binip gittiniz ve beni terk ettiniz
Ki benim bir vakit terk ettiklerim
Tenha bırakıp gittiklerim
Vaktinde kıymetini bilemediklerim
 
Bir zamanlar anamdınız babamdınız
Bazen kayınpederim
Boşa geçen vakitlerim nazlarım niyazlarım
Elinizi bir tutar isem arşa çıkacak bu yetim yürek
vallahi yalın ayak ve yürüyerek
Bir duaya bile mecalsiz titrek ellerim
Vay benim vaktinde kıymetini bilemediklerim


Bu şiirin tamamını Sayın Uğurlu'nun kendi sesinden dinlemek isteyenler için link:
 

https://drive.google.com/file/d/1S1Xep0b9bs5gR7jcygt7m0YsH6jHsFNO/view?usp=sharing


TAHİR SAKMAN


Foto: Mustafa Balkan. Gecenin sonunda hatıra fotoğrafı...


 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.