Hayat düz bir çizgi değildir…
Hayat; yürürken zikzaklar çizdiğiniz bir serüvendir…
Bazen zirvede soluklanırsınız bazen diplerde nefesiniz kesilir. Hepsi sizin
içindir; gülersiniz, ağlarsınız… aslında güldüren de sizsiniz kendinizi, ağlatan
da!
Ne yaşamışsanız ne görmüşseniz ve ne kadar anı
biriktirmişseniz hepsi sizinle birlikte un ufak olmaya mahkûmdur. Sonra adınız,
düz bir çizgi üzerine yazılır…
Annemin kalp grafiğinden arta kalan kâğıda bakarken… düz
bir çizgiye dönen annemin ömrü bir kâğıt parçasına sığarken, 83 yıllık bir ömrün
hülasası gibi hüzünler saçıyordu…
Yaşantımız eninde sonunda bir çizgiye dönüyordu…
Bir ömrün sonunda çekilen düz bir çizgi… ömürlerimiz bu
kadar ucuz muydu? Bir kâğıt parçasına sığacak kadar kısa mıydı?
Hüzünlerimiz çiçek açarken bahara, yeşermeyi unutacak
mıydık?
Ah anacığım ah…
Sana yeterince sarılamadığımı, seni kefenin içinde ak
kuşlar gibi görünce anladım… seni yeterince öpemediğimi, senin tüy gibi hafif bedenini
toprağın bağrına emanet ederken anladım…
Oysa hasta da olsan, konuşmakta zorlansan da arkamızda
bir dağ gibi duruyordun… geç de olsa anlıyor insan; her şeyin yalana döndüğünü,
her şeyin bir aldatmaca olduğunu ama…
Yaşam sürüyor… bir gün bizleri de toprağa verecekler
ki üzerimizde çiçekler açsın…
Bir döngü… ama bereket dolu… eskiler giderken yeniler
hayata merhaba diyecek…
Ve bizler kardelenler gibi acıların/mutlulukların
içinde açarken, kısa da olsa kendimize anlamlar katmak için, yaşadığımızı ispat
etmek için ve bir gölgenin gölgesinde, gölgeler içinde bir gölge olarak ışığa
koşacağız…
İşte o zaman gölgelerin aslında olmadığını; var olanın,
ışık olduğunu anlayabileceğiz…
Ah anacığım ah, bedenini bu boyutta bıraktın…Bir daha
seni görebilir miyim, bir daha sana sarılabilir miyim bilmiyorum anacağım ama ışık
olarak varlığının yaşamın içinde sürdüğünü hissediyorum.
Ve bir gün bizler; tıpkı, bizden öncekiler gibi ışığa
karışırken, ışığın her boyutta yaşadığını bilmenin huzuru sarıyor içimi…
Görebildiğimiz yaşam olsa da; ölüm de yaşamın karşı
kıyıları… nerede durduğunu bilebilmek, karşının karşısını seçebilmek…
Tek yapabildiğim teselli aramak, işte hepsi bu…
ÖLÜM YAŞAM
ERTESİ ölüm dediğin
yaşam ertesiuyanmak gibi
seraptanbir düşten bir
düşe konarakertelediklerimizle/
erteleyemediklerimizlezoraki bir
karede donmakhepsi bu hayatın son
sesiölüm/ yaşam
ertesi TAHİR SAKMAN
ÖLÜM YAŞAM
ERTESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.