YAŞAM SEVGİYLE BAŞLAR

13 Şubat, 2024

İKİ KAYIT BİR HATIRA

 

Mazhar Sakman, Çuhacıoğlu Peşrevi-Sandıklı dinlemek için tıklayınız...

Mazhar Sakman, Bülbül-Çubuk benim tel benim dinlemek için tıklayınız...


Mazhar Sakman ve Abidin Özlüoğlu birlikte...


İKİ KAYIT BİR HATIRA
 
Geçtiğimiz günlerde iki tane ses kaydı yolladı İsmilli dostlardan İbrahim Küçükdoğru… Anlattığına göre kayıtlar 1976 yılında İsmil’de düzenlenen bir Konya oturağında yapılmış. İbrahim Bey’in babası tarafından yapılan bu kayıtların bana ulaşan ilkinde Çuhacıoğlu Peşrevi ile Sandıklı türküleri yer alırken, ikinci kayıtta sözleri Âşık Şem’i’ye ait olan “Bülbül” koşması ile “Çubuk benim tel benim” isimli türkü yer alıyor. Belirtilen tarihte Mazhar Sakman 66 yaşındadır. Kaydı dinlerken bunu göz önünde bulundurursak, Koca Usta’nın performansı hakkında da fikir sahibi olmuş oluruz.
 
Çuhacıoğlu Peşrevi klasik anlamda bir peşrev olmamasına rağmen bu isimle anılmış ve Konya oturaklarına bir girizgâh ve vokal enstrümantal başlangıç müziği olarak, Konya oturaklarının günümüzdeki uzantısı olan barana gecelerinde de yaşatılmaktadır. Bu gelenek asırlardır hiç değişmemiştir. Peşrevin notasını yazan Sakman, 11 Mart 1963 tarihinde Konya’da, Şehir Postası gazetesinde yayımlamıştır.




 
Kayıtta, Bülbül türküsünün sözleri çok net anlaşılmasa da biliyoruz ki Mazhar Sakman bu türküyü Şem’i'nin sözleriyle okumaktadır. Bülbül’ü, Konyalıların pek de alışık olmadığı sözlerle okurken merhum babam Mazhar Sakman ona cümbüşle merhum Abidin Özlüoğlu eşlik ediyor.  Menteşeli türküsünü yaktığı söylenen Alim Hoca’nın torunu olan Abidin amca bizim Sarıyakup’taki bağ evimizde de komşuydu. Çiçekçi Camisi’nden Mengeneye doğru döndüğünüz zaman İlyas’ın Kavakları'na varmadan yani Mengene Caddesi’ne çıkmadan sol taraftaki kerpiç, bahçeli bir evde otururdu. Aynı zamanda askerlikte de bandoda birlikte çalan bu iki arkadaş sonraki yıllarda da uzun zaman birlikte çalmışlardır. Avcının Mevlüt ile birlikte bir ekip oluşturmuşlar ve Konya oturaklarının vazgeçilmez sesleri olmuşlardır.
 
Abidin amca iki dizinin üstünde oturur ve saatlerce yerinden kıpırdamaz bir derviş teslimiyetiyle, Konya türkülerinin coşkun nağmelerine ayak uydurup oturduğu yerde Konya tabiriyle uğunurdu.
 
Bülbül türküsünün sözlerini babam ısrarla Âşık Şem’i’nin sözleriyle okurdu ve aslının böyle olduğunda ısrar ederdi. Konya’nın en önemli âşıklarından olan Âşık Şem’i’nin ölmeden önce son olarak bu koşmayı söylediğini anlatırdı babam Mazhar Sakman. Günümüzde okunan Bülbül’ün babamın okuduğu Bülbül ile uzaktan yakından alakasının olmadığını da söylemeliyim. Sözleri arasında her ne kadar Şem’i’ye ait olan birkaç mısraı barındırsa da kelimelerin galat hâli hemen göze çarpmaktadır. Bu koşma, Mazhar Sakman’ın okuduğu haliyle şöyle:
 
BÜLBÜLDEN BİR NİDA GELDİ GÜLLERE (BÜLBÜL)
 
(Hey hey) Bülbülden bir nida geldi güllere (hey hey)
                 Sefasın sürmeden geçti gidiyor (a bülbül bülbül bülbül hey)
                 Üftâdeler yalın ayak yollara (hey hey)
                Ağlayı ağlayı düştü gidiyor (a bülbül bülbül bülbül hey)
 
(Hey hey) Bahar eyyamında bülbül sesinden (hey hey)
     Çıkarmış perçemin fino fesinden (a bülbül bülbül bülbül hey)
                 Eyvah gönül kuşu can kafesinden (hey hey)
                 Pervaz edip uçtu uçtu gidiyor (a bülbül bülbül bülbül hey)
 
(Hey hey) Yiğitlik bâbında beysin paşasın (hey hey)
                 Mevlâm ömür virsin binler yaşasın (a bülbül bülbül bülbül hey)
                Gelin ey bi-vefâ helâllaşasın (hey hey)
                Şem’i ecel câmın içti gidiyor (a bülbül bülbül bülbül hey)
 
1783-1839 yılları arasında şehrimizde yaşayan ünlü Âşık Şem’i, yaşadığı yıllarda büyük üne kavuşmuş; muamma düzme ve çözmede büyük hünere sahip bir âşığımızdır. Döneminde bütün âşıkları mat etmiş ve padişah III. Selim’in huzurunda saz çalıp, şiir okuma mutluluğuna da erişmiş ve ihsan olarak kendisine Konya Subaşılığı verilmiştir. Bu yönüyle de şehrin ilk belediye başkanlarındandır. Mezarı Mevlâna Müzesi’nin yan tarafındadır.
 
“Erenler dünyaya gelmezden önce/ Bir ezan okundu sadası nerde” diye başlayan muammasını hiçbir âşığın çözemediği Şem’i’nin talebesi olan Silleli Sururi de divan şairleri arasındaki yerini almıştır.
 
Türkünün notası Mazhar Sakman tarafından yazılarak Konya’da, 30 Mart 1963 tarihinde Şehir Postası gazetesinde yayımlanmıştır.




 
Bana aktarılan bilgiler, İsmil’deki oturakta; o gün, Feyzi Halıcı, üst düzey askerler, mülki erkândan ve eşraftan kimseler olduğu şeklindedir ve ayrıca oturakta dört tane de hanım olduğundan söz edilmiştir. O yıllarda ismi çok duyulan “Maymatçı Gılis” lakaplı Süleyman Erol da kaşıkla eşlik etmektedir.
 
Bende babamın 100’e yakın türkünün ses kaydı var, teknik sorunları çözebilirsen tüm bu türkülerin kayıtlarını ve türküler hakkında naçizane bilgilerimi zaman zaman yayımlamayı düşünüyorum. Bu sayede türkülerimizin sesi geleceğe uzanan bir yolda, ecdadın bize bıraktığı en büyük mirası olarak yaşamaya devam etmesine küçük bir katkımın olacağını umuyorum.  
 
TAHİR SAKMAN
 





2 yorum:

  1. Allah gani gani rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah.
    Değerli kardeşim bu100 e yakın türkülerin topluma maaledil.esi yani yaşatılması Konya ve kültürü için çok deger taşır.
    Belkide tanıyor olabilirsiniz udi genç arkadaşlarımız,Aşık ŞEMINİN Akrabası olarak bildiği.sn Fatih ÇINIOGLU Ile görüşüp de bir program dâhilinde Kon tv sun tv ve diğer tv lar severek yayınlanır.
    Ben Bekir ŞAHİNER Eski TÜRSAB BYK BŞK TEL 0532 334 62 12 bu konunun hayata geçmesi için elimden geleni severek yaparım.
    Teşekkür ederim sevgiler saygılar.

    YanıtlaSil
  2. İlginiz için teşekkür ederim Bekir Bey... İyi niyetiniz için de ayrıca teşekkür etmem gerekir ama keşke her şey o kadar kolay olsaydı. Konya folkloru ile ilgili yazdığım kitapların yeni baskılarını bile yaptıramıyoruz, folklorumuz o kadar sahipsiz ki...

    YanıtlaSil

Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.