Mazhar Sakman, Çuhacıoğlu Peşrevi-Sandıklı dinlemek için tıklayınız...
Mazhar Sakman, Bülbül-Çubuk benim tel benim dinlemek için tıklayınız...
Mazhar Sakman ve Abidin Özlüoğlu birlikte... |
İKİ KAYIT BİR HATIRA
Geçtiğimiz günlerde iki tane
ses kaydı yolladı İsmilli dostlardan İbrahim Küçükdoğru… Anlattığına göre
kayıtlar 1976 yılında İsmil’de düzenlenen bir Konya oturağında yapılmış.
İbrahim Bey’in babası tarafından yapılan bu kayıtların bana ulaşan ilkinde
Çuhacıoğlu Peşrevi ile Sandıklı türküleri yer alırken, ikinci kayıtta sözleri
Âşık Şem’i’ye ait olan “Bülbül” koşması ile “Çubuk benim tel benim” isimli
türkü yer alıyor. Belirtilen tarihte Mazhar Sakman 66 yaşındadır. Kaydı
dinlerken bunu göz önünde bulundurursak, Koca Usta’nın performansı hakkında da
fikir sahibi olmuş oluruz.
Çuhacıoğlu Peşrevi klasik
anlamda bir peşrev olmamasına rağmen bu isimle anılmış ve Konya oturaklarına
bir girizgâh ve vokal enstrümantal başlangıç müziği olarak, Konya oturaklarının
günümüzdeki uzantısı olan barana gecelerinde de yaşatılmaktadır. Bu gelenek
asırlardır hiç değişmemiştir. Peşrevin notasını yazan Sakman, 11 Mart 1963
tarihinde Konya’da, Şehir Postası gazetesinde yayımlamıştır.
Kayıtta, Bülbül türküsünün
sözleri çok net anlaşılmasa da biliyoruz ki Mazhar Sakman bu türküyü Şem’i'nin
sözleriyle okumaktadır. Bülbül’ü, Konyalıların pek de alışık olmadığı sözlerle
okurken merhum babam Mazhar Sakman ona cümbüşle merhum Abidin Özlüoğlu eşlik
ediyor. Menteşeli türküsünü yaktığı
söylenen Alim Hoca’nın torunu olan Abidin amca bizim Sarıyakup’taki bağ
evimizde de komşuydu. Çiçekçi Camisi’nden Mengeneye doğru döndüğünüz zaman
İlyas’ın Kavakları'na varmadan yani Mengene Caddesi’ne çıkmadan sol taraftaki
kerpiç, bahçeli bir evde otururdu. Aynı zamanda askerlikte de bandoda birlikte
çalan bu iki arkadaş sonraki yıllarda da uzun zaman birlikte çalmışlardır.
Avcının Mevlüt ile birlikte bir ekip oluşturmuşlar ve Konya oturaklarının
vazgeçilmez sesleri olmuşlardır.
Abidin amca iki dizinin
üstünde oturur ve saatlerce yerinden kıpırdamaz bir derviş teslimiyetiyle, Konya
türkülerinin coşkun nağmelerine ayak uydurup oturduğu yerde Konya tabiriyle
uğunurdu.
Bülbül türküsünün sözlerini
babam ısrarla Âşık Şem’i’nin sözleriyle okurdu ve aslının böyle olduğunda ısrar
ederdi. Konya’nın en önemli âşıklarından olan Âşık Şem’i’nin ölmeden önce son
olarak bu koşmayı söylediğini anlatırdı babam Mazhar Sakman. Günümüzde okunan
Bülbül’ün babamın okuduğu Bülbül ile uzaktan yakından alakasının olmadığını da
söylemeliyim. Sözleri arasında her ne kadar Şem’i’ye ait olan birkaç mısraı
barındırsa da kelimelerin galat hâli hemen göze çarpmaktadır. Bu koşma, Mazhar
Sakman’ın okuduğu haliyle şöyle:
BÜLBÜLDEN BİR NİDA GELDİ
GÜLLERE (BÜLBÜL)
(Hey hey) Bülbülden bir
nida geldi güllere (hey hey)
Sefasın sürmeden geçti gidiyor
(a bülbül bülbül bülbül hey)
Üftâdeler
yalın ayak yollara (hey hey)
Ağlayı ağlayı
düştü gidiyor (a bülbül bülbül bülbül hey)
(Hey hey) Bahar eyyamında
bülbül sesinden (hey hey)
Çıkarmış perçemin fino fesinden (a bülbül bülbül bülbül hey)
Eyvah gönül kuşu can kafesinden (hey
hey)
Pervaz edip uçtu uçtu gidiyor
(a bülbül bülbül bülbül hey)
(Hey hey) Yiğitlik bâbında
beysin paşasın (hey hey)
Mevlâm ömür virsin binler
yaşasın (a bülbül bülbül bülbül hey)
Gelin ey bi-vefâ helâllaşasın
(hey hey)
Şem’i ecel câmın içti gidiyor
(a bülbül bülbül bülbül hey)
1783-1839 yılları arasında
şehrimizde yaşayan ünlü Âşık Şem’i, yaşadığı yıllarda büyük üne kavuşmuş; muamma
düzme ve çözmede büyük hünere sahip bir âşığımızdır. Döneminde bütün âşıkları
mat etmiş ve padişah III. Selim’in huzurunda saz çalıp, şiir okuma mutluluğuna
da erişmiş ve ihsan olarak kendisine Konya Subaşılığı verilmiştir. Bu yönüyle
de şehrin ilk belediye başkanlarındandır. Mezarı Mevlâna Müzesi’nin yan
tarafındadır.
“Erenler dünyaya gelmezden
önce/ Bir ezan okundu sadası nerde” diye başlayan muammasını hiçbir âşığın
çözemediği Şem’i’nin talebesi olan Silleli Sururi de divan şairleri arasındaki
yerini almıştır.
Türkünün notası Mazhar
Sakman tarafından yazılarak Konya’da, 30 Mart 1963 tarihinde Şehir Postası
gazetesinde yayımlanmıştır.
Bana aktarılan bilgiler,
İsmil’deki oturakta; o gün, Feyzi Halıcı, üst düzey askerler, mülki erkândan ve
eşraftan kimseler olduğu şeklindedir ve ayrıca oturakta dört tane de hanım
olduğundan söz edilmiştir. O yıllarda ismi çok duyulan “Maymatçı Gılis” lakaplı
Süleyman Erol da kaşıkla eşlik etmektedir.
Bende babamın 100’e yakın
türkünün ses kaydı var, teknik sorunları çözebilirsen tüm bu türkülerin
kayıtlarını ve türküler hakkında naçizane bilgilerimi zaman zaman yayımlamayı
düşünüyorum. Bu sayede türkülerimizin sesi geleceğe uzanan bir yolda, ecdadın
bize bıraktığı en büyük mirası olarak yaşamaya devam etmesine küçük bir katkımın
olacağını umuyorum.
TAHİR SAKMAN
Allah gani gani rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah.
YanıtlaSilDeğerli kardeşim bu100 e yakın türkülerin topluma maaledil.esi yani yaşatılması Konya ve kültürü için çok deger taşır.
Belkide tanıyor olabilirsiniz udi genç arkadaşlarımız,Aşık ŞEMINİN Akrabası olarak bildiği.sn Fatih ÇINIOGLU Ile görüşüp de bir program dâhilinde Kon tv sun tv ve diğer tv lar severek yayınlanır.
Ben Bekir ŞAHİNER Eski TÜRSAB BYK BŞK TEL 0532 334 62 12 bu konunun hayata geçmesi için elimden geleni severek yaparım.
Teşekkür ederim sevgiler saygılar.
İlginiz için teşekkür ederim Bekir Bey... İyi niyetiniz için de ayrıca teşekkür etmem gerekir ama keşke her şey o kadar kolay olsaydı. Konya folkloru ile ilgili yazdığım kitapların yeni baskılarını bile yaptıramıyoruz, folklorumuz o kadar sahipsiz ki...
YanıtlaSil