İĞDE ZAMANI KIZLAR KAYASI’NDA AĞLAMAK
Şimdi iğde zamanı…
Canım nasıl çekti bilemezsiniz ama bu sene iğde az mı
ne? Çocukluğumun eğlenceli meyveleri arasındaki yerini her zaman koruyan iğdeyi
bile parayla arar olduk!
Hâlbuki bu şehrin her tarafı bir zamanlar iğde
ağaçlarıyla doluydu; çay kenarlarında gelen geçene sebil…
Çayınız da kurudu tabii iğdeleriniz de… şimdi
kalkmışınız yeşermekten bahsediyorsunuz!
Bilmiyorsunuz; sizin yeşermeniz için önce doğanın
yeşermesi gerek; sizin gül açmanız için önce dikenin tadına bakmasını
bilmelisiniz?
Meram Eski Yol’a düşürdüm yolumu… haydi itiraf edeyim;
düşürmedim bile bile gittim…
“Eski iğdelerin yasını tutayım bari” diyerek…
Hani çekirdeklerini atmaz, boncukların arasına
dizerdik; nazar karşılasın diye, ne çabuk unuttunuz?
Son kalan birkaç iğde ağacı beni nasıl özlemiş
bilemezsiniz; kucaklarımı doldurmaya yetecek kadar sundular hem de
pazardakilerin aksine (20-25 TL değil) bedava…
Gerçi bunlar sultan iğdesi gibi iri değillerdi ama
mütevazı ama sevecen ama bizden… Şekerler, tadını bu iğdelerden almış olmalı!
Sultan iğdesini varsın sultanlar yesin. Ben o küçücük,
mini minnacık iğdelerini bana tattırmak için yarışan dallara uzatırım elimi…
Meram Eski Yol’da kalan son iğde ağaçlarından
beslendim, sayıları her sene azalıyor, bir dahaki seneye orada olurlar mı
bilmiyorum, endişeliyim…
Sonra Kızlar Kayası’na doğru yollandım… Kızlar Kayası
feryat eder gibiydi sanki; bir efsanenin gerçeğe dönmesinin sırrını taşıyordu
ve âşıklar orada yaşıyordu!
Duydunuz mu seslerini? Hatıralarına hürmeten bölgeyi
ziyaret edeceklere de açamadınız bir türlü; çünkü kalpleriniz aşka kapalı…
Hani şimdilerde “kuşburnu” diyerek kibarlaştırdığınız
itburnu ilişti gözüme… ellerimi uzattım; feryat figan… ellerime batan dikenler
aslında Kızlar Kayası’nın acısını dillendiriyorlardı.
Bıraktım; doya doya kanadılar, doya doya topladım;
doğanın nefesini…
Kanayan ellerim değildi; bin yıllardır kanayan bir
efsanenin sesiydi…
Ceplerim, iğde ve itdirseği doluydu; yüreğimse hâlâ
kanıyordu…
Çaylarım kurudu, ağaçlarım da… kuruma sırası bilin
bakalım kimdedir?
Bir yanıtın yoksa Konya, aynaya bak göreceksin; tüm
yanıtlar sendedir…
(Günün anısını yaşatmak için dallarını eğerek bana poz
verdikleri için iğde ağacına ve itburnuna teşekkür ederim.)
TAHİR SAKMAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.