YAŞAM SEVGİYLE BAŞLAR

25 Mayıs, 2022

TIRNAĞIN VARSA BAŞINI KAŞI

 
Foto: Tahir Sakman. Şeftalinin 1 TL olduğu mutlu günlerden, yıl 2013...


“Madem markete gidemiyoruz, biz de pazara gideriz” dedik…
 
Demez olaydık… Güya yaz geliyor ve fiyatlar düşüyor… Pazar arabasını 400 TL’ye doldurmanın sevinci mi utancı mı yoksa hıncı mı desem bilemedim…
 
O da çoğu yarımşar kilo, karpuzu çeyrek alarak… bir patates ve soğanı üçer kilo alma cesareti gösterdim o kadar…
 
Dişe dokunan; ev yapımı yarımşar kilo yavan ve yağlı peynir, bir de yoğurt… Hepsi bu…
 
“Freni patlamış kamyon gibiyiz” demek yetmiyor artık…
 
Herkes kafasına göre takılıyor… Fırsatçılar, günün ruh haline göre fiyat koymaya başladılar, nasılsa denetim yok, nasılsa kriz var…
 
Vatandaşa “halin ne” diye soran yok, iktidarın halkla bağı kopmuş, haberleri bile yok…
 
Kimileri ikişer, üçer maaşlarla gül gibi geçinip gidiyorlar…
 
Emekliler iflas etti, korkularından evden dışarı çıkamıyorlar artık. Seslerini duyurabilecekleri bir merci de yok…
 
Babam “tırnağın varsa başını kaşı” derdi…
 
Hırsımızdan tırnaklarımızı kemirmekten, başımızı kaşıyacak tırnak bile kalmadı…
 
TAHİR SAKMAN
 

24 Mayıs, 2022

BETON AŞKINA


Alâaddin Köşkü’nün şemsiyesini yıktınız yerine bir ucube yapı kondurdunuz… Şimdi o da yıkılıp yerine uluslararası bir yarışma açılıp orada birinci olan yapılacakmış… Niye, bizim mimarlarımız yok mu? Peki ya harcanan, savrulan, boşa giden milyon liraların hesabı kime yazılacak?
 
Mevlâna Çarsısı yıkıldı… Yerine yine binalar yapıldı… Madem bina yapacaktınız çarşıyı tıraşlasanız olmaz mıydı? Otoparkını niye yıktınız, biz bu kadar zengin miyiz? Binadan çıkan demirleri gördünüz mü, ya betonları? İçiniz sızlamadı mı?



Belediye binasını yıktınız… aslında çok zor yıktınız; çünkü bayağı bir sağlammış… depremde hasar görmüş… Yerine kütüphane yapılacakmış, peki güçlendirip kütüphane yapsanız olmaz mıydı?
 
Har vurup harman savurmak…
 
Mevlâna Türbesi’nin önündeki yeşil alanları yok ettiniz; sebep? Alan sulanırken temele gidiyormuş… İlahi… Ya hu, drenaj diye bir şey var duydunuz mu?
 
Sonra Yeşil Türbe’nin çinileri… asırlık çinileri değiştirdiniz, üç ay sonra dökülmeye başladı… sorumlu ortada yok, boşa giden paralar bir yana prestij kaybı… kimse üzerine alınmasın, tek kabahatli benim; özür dilerim tüm Konyalılardan… İstifa etmeyi de düşünüyorum bir sorumlu olarak!
 
O tramvay oralardan geçtiği sürece ne Alâaddin Tepesi ne Karatay Medresesi ne İnce Minare ne İplikçi Camii ne Selimiye Camii ve ne de Mevlâna Türbesi ayakta kalamayacaktır biline…
 
Yetti mi? Tabii ki de yetmez…
 
Eski stadyumu yıktınız oysa etrafına pekâlâ yeşil alan yapabilirdiniz ama olmaz yıkmayı çok seversiniz, betonu da… para da çok nasılsa, harcayın gitsin…


Haydi Alâaddin Tepesi’ndeki orduevini yıktınız, onu anladık ama ya karşısındaki sapasağlam karargâh binasını niye yıktınız? En azından üniversite öğrencilerimize yurt yapılamaz mıydı?

 
Meram’ın, Kumköprü’nün, Çimenlik’in ne kadar yeşil alanı, ekilebilen alanı varsa betonla çevirdiniz…
 
Şimdi gözünüzü askeri alanlara, şehrin ortasında yeşil olarak kalan alanlara dahası en verimli arazilere diktiniz: 1. sınıf tarım arazisini betonla kaplayacaksınız…
 
Eh artık, biz de beton yeriz…
 
Bu şehir size 25-30 yıldır oy veriyor, sonuç?
 
“Yıktın perdeyi eyledin viran…”
 
TAHİR SAKMAN
 

 

23 Mayıs, 2022

YAKIŞIR BEYİM

YAKIŞIR BEYİM
 
Sizinkinde mutluluklar ışır,
Gözlerimiz bizim, hüzünler taşır.
Takılmayın; açız diye sakın ha,
Size doymak, bize şükür yakışır!
 
Ellerimiz yolunacak kazdadır,
Kazlar ise yolundukça hazdadır.
Sizlere verdikçe vermiş Allah’ım,
Şükürsüzüz; her kabahat bizdedir!
 
TAHİR SAKMAN

 

19 Mayıs, 2022

AYNI GEMİDEYİZ ATAM


 AYNI GEMİDEYİZ ATAM


bandırma yola çıktı bugün

vatan düşmana mı kalacak

gözleri çakmak çakmak

yüreğinde ateş

bir sevda ki samsun’da alev alacak


/atatürk’tür özgürlüğün adı

kim boğmak istediyse

yedi bu tokadı/


çıldırsa karadeniz 

dalgalar kudursa

yıldızlardan pusulamız

yükümüz kutsaldan kutsal

yolumuz gökyüzü dolu


bandırma’da bir adam

milletinin neferi

gözlerinden ateş dökerek

yürüdüğü zaman 

               peşinde bir vatan

güneşe dek yürüyecek


oy karadeniz 

sen köpüklerini gelin başı gibi sun

bu millet 

              karanlığın sesini yırtarak

haykırdı 

             zamanın öncesinden

atam geliyor atam


/atatürk’tür özgürlüğün adı

kim boğmak istediyse

yedi bu tokadı/


samsun’da ilk adım

cihanı titretmiştir

ne şanlı çizmedir o

düşmanı o gün ezmiştir


samsun’da ilk adım

yer oynadı yerinden

sığmadı da cihana

ses verdi yüreğinden


bundan gayri tanımayız

ne padişahı ne mandayı


kimi kaçar denizaltıyla

kimi bağrında siper açar

yediden yetmişe halkıyla

çünkü o en büyük türk’tür

çünkü o atatürk’tür


analar bacılar kızlar

cepheden cepheye koştular

sağ olmadan vatan 

                          ölmek haram

kanadı kırık tekersiz kağnılar 

yetişemedi size rüzgârlar


kaderimize süngü taktık

kazma kürekten destanlarla

ülkümüzü yıldızlara çaktık

uçtuk süvarilerle izmir’e

biz o gün hepimiz

kordon’da dalgalanan bayraktık


aynı gemideyiz atam

milletin taktı rütbeyi

sanma fırtınalar dindi

türk’ün adı durdukça

devrimlerin sürecek

milyonlar sen şimdi


düşmanın hayının tepesine tepesine

en ücra köşesinden kopup gelen

vatanın taşıyla toprağıyla bineriz

çünkü biz atatürk’ün erleriyiz


/atatürk’tür özgürlüğün adı

kim boğmak istediyse

yedi bu tokadı/


TAHİR SAKMAN

15 Mayıs, 2022

İKİMİZDEN BİR YALAN


 

İKİMİZDEN BİR YALAN
 
inandığım bir yalandın sen
gerçeğini düşlemediğim
gölgelerin koynunda sevişirken hüzünler
büyürdün kalbimde düğüm düğüm
 
mum gibi erimiş şimdi o yıllar
eski aşklar eski şarkılara kaldı
ne zaman dönsem geriye
anladım hepsi masaldı
 
unuttuğum bir yerde belki yeniden
çıkarsan karşıma dayanamam bilirsin
yine severim eskisinden beter
ayıramam seni gecelerimden
 
seninle başladı her şey
yokluğun bile güzel
saatler geçe kaç varken
ruhumda ismin sarhoş bir gazel
 
ikimiz bir yalandık
gerçeğe dönemedik
ben erkenciydim sen geç
zamana sus diyemedik
 
şu mehtap şahidimdir
gökyüzünde dolandık
itiraf ediyorum sevgilim
biz çok güzel bir yalandık
 
TAHİR SAKMAN

 

 

14 Mayıs, 2022

ADALET


 

ADALET
 
Birlikte yürünendir yol
Omuz omuza yürek yüreğe
Çocuklardan cıvıl cıvıl
Ses bırakmak geleceğe
 
Korkmuyoruz karanlıktan
Adalet herkes için
Ve daha çok demokrasi
Başka yol yok ülkem için
 
TAHİR SAKMAN

12 Mayıs, 2022

ANAN EKMEĞİNE YAĞ SÜRSÜN!


ANAN EKMEĞİNE YAĞ SÜRSÜN!


Hayatı anlamadınız; kendi ömrünüzü heba ettiğiniz yetmedi, ömürleri de heba ettiniz... Konya'da bir deyim vardır; yapılacak bir şey kalmayınca veya emekler boşa gidince söylenir:


"Haydi git de anan ekmeğine yağ sürsün!"


Şimdi ekmeğinize yağ sürecek ananız da kalmadı...


TAHİR SAKMAN

06 Mayıs, 2022

BAHARDILAR

 
 

BAHARDILAR


Umudum sende çocuğum
Aydınlıktır yarınlar
Güneşin kucağında
Yok olur karanlıklar
 
Yeşerse de darağacı
Özgürlüktür tutkumuz
Sevgi barış türkümüz
Denizler dolu ufkumuz
 
Bahardı dikti başları
Yürüdüler sonsuza
Üç arkadaştılar
Yazıldılar yıldıza

 
Deniz Yusuf Hüseyin
Bir destandan kalanlar
Yarım kalmaz bu türkü
Nicesini çağırıyor analar
 
TAHİR SAKMAN



04 Mayıs, 2022

MÂNİLER ÜZERİNE

 

Ramazan Mânileri kitabımın 2003 yılında yapılan 2. baskısının kapağı

MÂNİLER ÜZERİNE
 
1980’li yılların başlarındaydı diye hatırlıyorum ilk yazdığım mâniler ve onlar Konya Postası gazetesinin birinci sayfasında, her gün bir dörtlük olarak yayımlanmıştı.
 
Sonraki yıllarda yazmaya devam etmiştim ve dörtlük sayısını beşe çıkarmıştım. Konya’nın birçok gazetesinde uzun yıllar yazdım; Konya Postası, Yeni Meram, Yeni Gazete… ve artık kitaplaştırmanın zamanı gelmişti; dönemin Karatay Belediye Başkanı Mehmet Şen “maniler kaybolmasın” diyerek Karatay Belediyesi olarak basımını üstlendi. İlki 2002 yılında “Ramazan Manileri” ismiyle yayımlanan kitabın ikinci baskısı 2003 yılında gerçekleştirildi.
 
Telif olarak ramazan mânileri üzerine yayımlanan sanırım ilk kitaptı. Sonraki yıllarda yine yazmaya devam ettim. Anadolu Manşet ile Konya Yenigün gazetelerinde de yayımlandı.
 
Ramazan mânilerim “Ramazan Davulu, “Ramazan Manileri”, “İftariye” gibi farklı isimlerle yayımlandı. Siyasilerin yanında şehrin sanatına, kültürüne emek vermiş isimlere de mâni atmaya çalıştım. Özellikle dönemin siyasi olaylarına göndermeler yaptığım mânilerin ciddi anlamda; ülkenin sosyo-ekonomik durumunun yanı sıra psiko-sosyal durumunu da ortaya koyması açısından da ilginç olacağını düşünmüştüm. Ve bunun doğru olduğunu da mânilere yapılan yorumlardan, üzerine yazılan yazılardan anlıyorum. Edebiyat dünyasının yanı sıra sosyoloji araştırmaları içinde de bir yer edineceğini düşünüyorum.
 
Bu arada beni üzen durumlar da olmadı değil tabii… en çok üzüldüğüm konu ise 2017 yılında bir arkadaşım, bir gazetede “ramazan sayfası” hazırlayacağını ifade ettikten sonra eski manileri yayımlamak için izin istediğinde, ben de “kendimi tekrar etmek istemem, yenisini” yazayım dedim ve ramazan boyunca yazdım. Mâniler arasında gazetenin yazı işleri müdürü olan arkadaşa da mâniler yazdım. Bayramdan sonra tesadüfen karşılaştığımızda mânilerden söz ettim. “Gördüğünü” söyledi, “sana da yazmıştım” dedim ama “görmediğini, gidince bakacağını” söyleyince çok üzülmüştüm… Haberi bile yoktu…
 
Bir başka üzücü durumu ise şöyle yaşamıştım; daha önce yayımlanan mânilerim tekrar yayımlanıyordu ve bazılarının değiştirildiğini saçma sapan bir hâle sokulduğunu merhum Seyit Küçükbezirci’nin telefonuyla haberim oldu. Gazetenin yazı işler müdürünü arayarak mânilerin yayımını durdurmuştum. Halbuki bana söyleselerdi yenilerini yazardım, telefon etmeye, istemeye tenezzül edilmiyordu ama mânilerim benden izinsiz yayımlanıyordu, buna da çok üzülmüştüm…
 
Bu ramazan ayında yine yazmak istedim uzun yıllardan sonra… ve bunu kendi blog sayfamın yanı sıra sosyal medyada Facebook ve İnstagram’da yayımladım. İçinde bulunduğumuz zamlardan mülhem bir kelime oyunu yaparak “RamaZAM MÂNİLERİ” ismiyle 30 ramazan, günde en az beş mâni olmak üzere bazı günler on mâninin de üzerine çıkarak, geniş hacimli olarak yayımladım. Özlemişim mâni söylemeyi…
 
Bu mâni atma/söyleme geleneği bana babaannem Vesile Sakman’dan miras kalmıştır, rahmet olsun…
 
Bazı günler çok beğeni aldı bazı günler oldukça düşüktü beğeni sayısı… insanların bazı manilere beğeni koymaktan çekinmesini içinde bulunduğumuz siyasi çalkantılardan, endişelerden anlayabiliyorum.
 
Geleceğe bir mesaj sunmaktan dolayı ben üzerime düşeni yaptığımı sanıyorum. Gelecekte ismim şehrin edebiyat, kültür dünyasının bir kenarında anımsanırsa daha çok mutlu olacağım. Ama tabii ben o zaman burada olmayacağım için…
 
Her neyse…  
 
Yaşadığım müddetçe şiir, mâni söylemeye, yazmaya devam… bundan büyük keyif alıyorum ve hiç kimseden de bir beklentim yok. İster görülsün ister görmezden gelinsin.
 
Vallahi hiç umurumda değil; gören de sağ olsun, görmezden gelen de…
 
Bayramın bu son gününde; şeker tadında nice bayramlar geçirmenizi dilerim. Sevgi ve barışın gölgesi her zaman ülkemin ve tüm dünya insanlarının üzerinden hiç eksik olmasın… 
 
Umutlarımız her zaman taze, tıpkı Nazım’ın dediği gibi;
 
/Güzel günler göreceğiz çocuklar
Güneşli günler
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar
Işıklı maviliklere süreceğiz/
 
TAHİR SAKMAN

 

 


01 Mayıs, 2022

RamaZAM MÂNİLERİ 2022 (30)

Bayramlığı aldın mı
Düşünceye daldın mı
Fiyatları görünce
Sen de kala kaldın mı
 
Lokmaları yuttun mu
Oruçları tuttun mu
Yarın bayram günüdür
Yoksa sen unuttun mu
 
Yazmasam unuturduk
Bir ramazan koşturduk
Kusurum bağışlayın
Manilerle coşturduk
 
Karşıdaki hocamdır
Halkla olan adamdır
Bizler çoktan unuttuk
Bayram size bayramdır
 
Taşlarım baş yardı mı
Mâniler uyardı mı
Eşiniz son iftara
Tahin pekmez kardı mı
 
Sevgiyle dokudunuz
Barışı soludunuz
Ramazanda mânileri
Bıkmadan okudunuz
 
Bu diyardan giderim
Olmazsan ne ederim
Sabırla okudunuz
Teşekkürler ederim
 
Hem göze hem dizedir
Tüm kusurlar bizedir
Sanaldaki dostlarım
Saygılarım sizedir
 
Bayrama erişelim
Gönülden sevişelim
Mevla ömür verirse
Seneye görüşelim
 
Mânileri bilerim
Gözlerimi silerim
Ramazan zamlı geçti
Zamsız bayram dilerim
 
Herkes gülsün bayramdır
Bize düğün bayramdır
Otuz oldu orucum
Yarınki gün bayramdır
 
TAHİR SAKMAN

 

30 Nisan, 2022

RamaZAM MÂNİLERİ 2022 (29)



Vatandaşı üzeni
Acı çizmiş deseni
Bize yaşam hakkı yok
Düzen zengin düzeni
 
Oyumuzu aldılar
Her gün bir zam saldılar
Benim ahir ömrümden
Yirmi yılı çaldılar
 
Düşürdü bizi dara
Gelince iktidara
Biraz merhamet beyim
Simit olmuş dört lira
 
Yiyemedik bir bakla
Zam yapıyor ne hakla
Bir şey bulsam ucuza
Atacağım bin takla
 
Kültür Park taştı doldu
Konyalılar kovuldu
Sığınmacılar geldi
Konya Suriye oldu
 
Bilmem nasıl etmeli
Misafirlik bitmeli
Suriye’de savaş yok
Sığınmacı gitmeli


Alıyoruz biz hava
Yoktur sizde bir deva
Ulaşım bize paralı
Yabancıya bedava
  
Siz yolcu bizler hancı
Yetsin artık bu sancı
Kendi ülkemizde biz
Olduk şimdi yabancı


Ağam geziyor tok tok
Yabancıya var çok çok
Emekliye gelince
Diyor ağamız yok yok
 
Söz söylemen arife
Ne gerek var tarife
Yirmi dokuzdur oruç
Yarınki gün arife
 
TAHİR SAKMAN

29 Nisan, 2022

BÖREK DESTANI


 

BÖREK DESTANI
 
Sayın dostum sen buyur gel
Yiyeceğin börek olsun
İster yağlı ister kuru
İsterseniz gevrek olsun
 
Kakırdakla küflü peynir
Dostlar ile güzel yenir
Acıkana buyur denir
Duble çoktur çeyrek olsun
 
Şöyle durup sıkmalıdır
Tereyağı akmalıdır
Dostlarımız bakmalıdır
Sık yemesin seyrek olsun
 
İçi gıysın bizim hanım
Kurban olsun benim canım
Sağım solum dört bir yanım
Böreklerden direk olsun
 
Unutma eski kıymayı
Kakırdak soğan koymayı
Yerken unutsam saymayı
Duran yalnız yürek olsun
 
Anlı şanlı heyecanlı
Börek olsun yedi canlı
Yemek için delikanlı
Beş on tane gerek olsun
 
Böreğin üstüne pekmez
Meram Çayı olsa yetmez
Dostlar kusura bakmaz
Üzüm hevenk hevenk olsun
 
Kardeşiniz sizi bekler
Börek derken yürek tekler
Koltukta pişen börekler
Cenazeme çelenk olsun
 
Muhabbettir sağı solu
Yolumuzdur sevgi yolu
Börek için kıyma dolu
Kırılacak çömlek olsun
 
Dervişozan neler desem
Dostlar ile ben de yesem
Çıkmaz ayda yedirmezsem
Yiyeceğim değnek olsun
 
DERVİŞOZAN (TAHİR SAKMAN)

RamaZAM MÂNİLERİ 2022 (28)


 

Şu karşıdan gelen yâr
Elinde yeni bahar
Son kuşu da uçurduk
Bayram sonu nikah var
 
Hem baharım hem yazım
Kırılır şimdi sazım
Sıra doktora geldi
Evlenecek son kızım
 
Kızımın adı Meltem
Doktordur onlar hem
Uğur’ludur inşallah
Mutlu olun siz her dem
 
Gözlerimi silerim
O gülerse gülerim
Yuvasında bir ömür
Mutluluklar dilerim
 
Aradım birçok yeri
Bulamam böyle eri
Lazım oldu iftara
Var mı pudra şekeri(!)
 
Atamam onlara taş
Onlar kutlu birer baş
Ekrem Bey İstanbul’da
Ankara’da Mansur Yavaş
 
Tertemiz iki niyet
Haydi sen de dua et
Yandaşlara değil de
Ediyor halka hizmet
 
Değiliz bizler keriz
Çalışanı biliriz
Konya’ya ilk seçimde
Böyle başkan isteriz
 
Haberin yok aç yatan
Derdine bin dert katan
Milletin parasıyla
Kimdir o caka satan
 
Kalbimizde derin iz
Eşimiz yok biz tekiz
İşte akşam oluyor
Orucum yirmi sekiz
 
TAHİR SAKMAN

28 Nisan, 2022

SOFRA DUASI


       
SOFRA DUASI
 

Açlıktan ağlayan midem                                 
Gülecekse gülsün amin                               
Çorba henüz pişmedi mi
Gelecekse gelsin amin
 
Tavuk sulu olsun çorbam
Biraz limon sık be adam
Kaşıklarken inler babam
Ölecekse ölsün amin
 
Tandırdaki çebiç nerde
Şifa olur cümle derde
Canım kebap olan yerde
Kalacaksa kalsın amin
 
Çok olmalı bilmem azı
Oburluktur hep niyazı
İster tavuk ister kazı
Yolacaksa yolsun amin
 
Su böreğini açmalı
Börekler yoksa kaçmalı
Midemizi anzer balı
Delecekse delsin amin
 
İçine fıstık bastılar
Tandıra kuzu astılar
Karnımıza külbastılar
Salacaksa salsın amin
 
Sakın bana az ye deme
Nasıl yiyor bak dedeme
Tahta kaşık tiridime
Dalacaksa dalsın amin
 
Kızdırmayın şu hanımı
Dolma sarsın her yanımı
Bamya yerken bir canımı
Alacaksa alsın amin
 
Madem davet çıktı bize
Ispanak bizim nemize
Kelle kebap midemize
Dolacaksa dolsun amin
 
Lezzetine varmak gaye
Etli pilav bize paye
Yanında da bir kifaye
Olacaksa olsun amin
 
Beni bulur elin acı
Sahura da çağır hacı
Dervişozan’ı davacı
Bilecekse bilsin amin
 
DERVİŞOZAN (TAHİR SAKMAN)

RamaZAM MÂNİLERİ 2022 (27)

 



Hak hukuk paralandı
İnsanlar karalandı
Şu mübarek günlerde
Vicdanlar yaralandı
 
Yoktur artık eyvahı
Kimde bunun günahı
Bilin ki hiç kimsenin
Yerde kalmıyor ahı
 
Şaşkınlıkla biz baktık
Güvenimiz yok artık
Önce beraat ettir
Sonra hapislere tık
 
İnsanlar değil asi
İstemeyiz teokrasi
Şimdi bize lazımdır
Daha çok demokrasi
 
Aydınlığa koşmalı
Akıl ile coşmalı
Tüm insanlar özgürce
Korkmadan konuşmalı

Düşünceniz itici
Bugünler de geçici
Aydınlık kalıcıdır
Karanlıklar gidici
 
Sevgiyle kucaklandı
Vicdanlar ayaklandı
Vatandaşın kalbinde
Onlar çoktan aklandı


Varsa ovmaç çorbası
Bil ki adamın hası
Çağırdıysan iftara
Hani yaprak sarması
 
Kaşıklayanlar gülsün
Yiyemeyen üzülsün
Güllacı bensiz yiyen
İki kolu bükülsün
 
Ne oraya ne buraya
Kaynamadık araya
İftara gidemedim
Çağrılmadık saraya
 
Sahibine gider taş
Olamadık biz yandaş
Sizinkiler ışıltı
Bizim gözlerdeki yaş
 
Rahmetle gülümsedi
Huzuru benimsedi
Seccadesi ıslanan
Orucum yirmi yedi
 
TAHİR SAKMAN

MANZUM BEKTAŞİ FIKRALARI (22)

 


                    NEREYE?

 

Bektaşi’ye bir kuruş vermiş biri hediye,

Sonra bir soru sormuş: ”Bu kuruşla nereye?”

 

“Doğruca meyhaneye gidip de içeceksin,

Gündüzden sarhoş olup, kendinden geçeceksin...”

“Ayıptır hey erenler, günahtır böyle yapman!
Hakk’ın yolu dururken meyhanelere sapman.”

 

“Yetmez mi içtiğin ne zaman uslanacaksın?
Böyle devam edersen ateşte yanacaksın!”

 

Bektaşi şöyle demiş, kuruşu saya saya:
“Bir kuruşla Kabe’ye gidecek değilim ya!”


NAZMA ÇEKEN: TAHİR SAKMAN

27 Nisan, 2022

KONYA TÜRKÜ KÜLTÜRÜ


Folklor Kurumu tarafından üç aylık olarak yayımlanan; Folklor Halkbilim Dergisi'nin Ocak-Mart  2022, 86. sayısında geniş hacimli bir makalem yer almaktadır.

Konya Türkü Kültürü ismini taşıyan makalemde; Konya türküleri üzerine, uzun yıllar süren araştırmalarımdan ve özellikle  Konya türkülerinin kaynak kişilerinden babam Mazhar Sakman'dan derlediğim bilgileri aktarmaya çalıştım. 

Söz konusu makalenin Türk folkloruna bir katkı sağlamasını dilerken, derginin editörü Serap Gürsoy Hanımefendi'ye de teşekkür ederim.  

TAHİR SAKMAN



 

RamaZAM MÂNİLERİ 2022 (26)

 


Şu gelen acep neci
Sesi çok güzel feci
Ali Sait Öge’dir
Yıllanmış gazeteci
 
Hatır gönül yıkmadı
Harama hiç bakmadı
Yıllardır uğraştı da
Bir kaseti(!) çıkmadı
 
Neşelidir şen şakrak
Dostu ol da sen bir bak
Ali Sait Öge’nin
Yerine yersin dayak
 
Özü sözü bir insan
Onda yok yalan dolan
Ali Sait Öge’nin
Dostuyla dolu her yan
 
Laf söylemez gidiye
Sevgi ona hediye
Kasetle uğraşırdı
Şimdi dönmüş CD’ye
 
Tandır böreklidir o
İftara gereklidir o
Henüz davet etmedi
Yufka yüreklidir o
 
Basında kıdemlidir
Sohbeti önemlidir
Ali Sait’in gözü
Şefkat ile nemlidir
 
Her dem onu anarım
Cemiyette ararım
Ali Sait’e burdan
Muhabbetler sunarım
 
Bugün kutlu bir akşam
Size neler anlatsam
Yaşamak ne zorlaştı
Kocaman bir taş atsam
 
Hey sen fırsat kollayan
Tetikteyiz biz her an
Bari bugün dürüst ol
İnmiş bu gece Kur’an
 
Neler geldi bu başa
Zam yaptın coşa coşa
En azından bu gece
İnancın gibi yaşa
 
Rahmetle gecen dolsun
Göklere giden yolsun
Barış dile insana
Dualar kabul olsun
 
Demedik ki sana yut
İçinde sevgi büyüt
Gecenin hürmetine
Teraziyi doğru tut
 
Garibin çıkmaz sesi
Tükenmiştir neşesi
Oruç yirmi altıdır
Zamların yoktur eşi
 
TAHİR SAKMAN

MANZUM BEKTAŞİ FIKRALARI (21)

 


             RUFAİLER KARIŞIR
 
Bektaşi, güpegündüz bir ramazan gününde
Dumanlı kafa ile gidiyorken yönünde...
 
Subaşıyı görünce yüzünde şafak atmış,
Elinde şişelerle hemen hileye yatmış:


“Ey su şarap ol!” diye şişeleri kaldırmış
Bu haliyle kendine kargaları güldürmüş.
 
Subaşıysa çok kurnaz: ”Şurada bir yangın var,
Üfleyiver de sönsün! Çocuklar yanacaklar...”
 
Bektaşi’de cevap çok; kırk akılla yarışır:
“Ben ateşe karışmam; Rufailer karışır...”


NAZMA ÇEKEN: TAHİR SAKMAN

26 Nisan, 2022

RamaZAM MÂNİLERİ 2022 (25)

 


İftarda biz ne yesek
Bilmem şimdi ne desek
Eski Konya’dan bir dost
Günden Ayas Ebesek
 
Mütevazi yok nazı
Kültürümün yıldızı
Konya kültür adamı
Namık Ayas’ın kızı
 
Saygı sevgi hürmetler
Namık Bey’e rahmetler
Emeği boşa değil
Mekânıdır cennetler
 
Hanımefendidir pek
İdealleri yüksek
Facebook’tan bir dost
Günden Ayas Ebesek
 
Hakikati diyendir
Sevgileri giyendir
Günden Ayas Ebesek
Aydın bir öğretmendir
 
Dallara konuyorum
İsmini anıyorum
Günden Hocama burdan
Saygılar sunuyorum
 
Yalanlarla uyuttuk
Bizler bunu hak ettik
Sayenizde efendi
Gülmeyi de unuttuk
 
Delik deşik kaporta
Ekmek bekler horanta
İmil imil pişmeli
Patlıcanlı bir orta
 
Atacağım bir nara
Milletçe düştük hara
Kart öküzün kıyması
Kilosu yüz kırk lira
 
Kısa günün kârını
Kimse duymaz zarını
Bugünü geçemedik
Kim düşünür yarını
 
Dilimdedir hecesi
Cebimdedir nicesi
Oruç yirmi beş oldu
Yarın Kadir Gecesi
 
TAHİR SAKMAN