YAZAMADIKLARIMIZ KANATIR
İÇİMİZİ Ne zamandır yazmıyorum… Yazdıklarımızdan çok;
yazamadıklarımızdır, içimizi acıtan… Bizim gibi yaşantısını
yazmak üzerine kurmuş insanların yazacakları bir şeyler mutlaka vardır;
özellikle ülkemizde…
Susmak; gizli bir
kabulleniş gibi görünse de asla öyle değildir; susmak, buz dağının görünen yüzü
gibi; susmak, yanardağın için için patlayacağı günü beklemesi gibi… bazen günlerce, haftalarca
gelmez ilham perileri sonra şiir olur, duygu olur akar bir nehir gibi… Yeter ki
yüreğinizden sevgiler eksilmesin…
Tarih elbette kimin ne
yazdığına bakacaktır, eyvallah, ama ne zaman yazdığına da bakacaktır ve bu
zamanlama sizin gerçek kimliğinizi de ortaya koyacaktır… Susmanın konforu, yazmanın
sorumluluğunu asla bertaraf etmiyor, tam aksine üzerinize daha ağır bir yük
bindiriyor. Eskiden; çok eskiden,
internetin olmadığı, bilgiyi kitaptan edindiğimiz günlerde, yazdıklarımızı
klavye ile değil de kalemle yazdığımız günlerde imla hatası yapmamak için
yanımda imla kılavuzu taşırdım. Şimdilerde TDK’nin uygulamasından veya
sitesinden girip rahatça bakabiliyorsunuz… Müthiş bir konfor bu, benim için… Şimdilerde anayasa taşımak
gerekiyor galiba… Bir yurttaş olarak haklarımızı düzenleyen… Gazi Mustafa Kemal
Atatürk’e binlerce kez şükran duymamız gerekmiyor mu, bize bu hakları
edinmemizi sağladığı için? İleri demokrasinin
ötesinde yol yok ülkemiz için… Nasıl ki adalet mülkün temeliyse, anayasa da
yurttaşın temel hak ve hürriyetlerinin, özgürlüklerinin teminatı, temeli değil
midir? Demokrasi, daha çok
demokrasiden başka yol yok ülkemiz için… TAHİR SAKMAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.