80’li yıllardan bir hatıra, soldan sağa; Divan Sazı Mazhar Sakman, solist Nuri Cennet, Udi Hakkı Zambak… (Fotoğraf: Kemal Soylu) |
ŞEHRİN YAŞAYAN TÜRKÜ
EFSANESİ: NURİ CENNET
O Konya türkülerinin
yaşayan bir efsanesidir… Sonra çok ah, vah edeceksiniz tıpkı diğerlerini
kaybedince yaptığınız gibi ama elimizden bir şey gelmiyor…
Yıllar önce; “4 Ağustos
1999 tarihinde Yeni Gazete’nin Cönk” ekinde bir Konya oturağı sonrasında
yazmıştım; başlığı Âşık Şem’i’den mülhem, tam da onu anlatıyordu: “Cennet’ten
bir nida geldi güllere…”
4 Ağustos 1999
tarihli Yeni Gazete’nin Cönk ekinde yazdığım yazının kupürü… |
Tanımayanlar için söyleyelim o, kelimenin tam anlamıyla âşıktır; gözlerinden yaşın dindiğini hiç görmedim.
Süleyman Şenel anlatıyor; “Kayıt için stüdyoya girdiğimizde çok insanın bir seferde okumasının mümkün olmadığı türküleri, büyük saz ustalarının önünde gözlerinden yaşlarla okudu, tüylerim diken diken oldu…”
Nuri Cennet türkü söylerken kendinden geçiyor, gözleri yaşlı, yıl 2002… (Fotoğraf: Tahir Sakman) |
Hele bir “Sabahın seher vaktinde” okumuş ki seherin o naif duygularını iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Sonra “Annem beni kaldırmışsın atmışsın…” Yaşların özgür kaldığı anlardır bu anlar, Nuri Cennet’le beraber siz de gözlerinizdeki yaşlara boğulursunuz… Ağlayan Nuri Cennet değildir; ağlayan, Konya’dır, türkülerimizin unutulmuşluğudur, Selçuklu’dan beri süregelen türkü hazinemizin yitip gitmişliğidir. Hüznümüz bundandır…
2002 yılından bir hatıra, soldan sağa; Udi Kemal Pekçağlar, Solist Nuri Cennet, Divan Sazı Muharrem Ezder. (Fotoğraf: Tahir Sakman) |
Nuri Cennet abi… aslında soyadı Büyükbahçıvan’dır ama aile lakaplarını, şehir, ona soyadı olarak yakıştırmıştır… Gerçekte de o, sesiyle cenneti çağırır gibidir. Bugünlerde yaşı 82 olsa da hâlâ türkülerimizin coşkunluğu gibi ayakta ve dimdik, gür sesiyle yine eskisi gibi kalplerimizde eski Konya’nın rüzgârlarını estirmektedir.
Tam bir derviştir; türkülerimizin içindeki özü yakalamıştır, hele hele Âşık Şem’i’nin herkesi yüreğinden vuran mısralarını terennüm ederken uhrevi duygularla içinizi ısıtıverir… tıpkı lakabındaki gibi cenneti size sunar, bulutların arasındaki sevgi dolu bir dünyaya girmek de size kalır.
2002 yılındaki bir kayıt esnasında Nuri Cennet ve Tahir Sakman… |
“Annem beni kaldırmışsın atmışsın” derken… “şehir” bizler için bir anadır ve yalnızlığımızın tozunu alır bu türküler ve yeniden hatırlatır bize cilalı yalnızlıklarımızı… Şehirdeki folklor adamlarının yalnızlığı, çığlık çığlık büyür gözlerimizde… sanki bu türküleri ecdat söylememiş gibi, sanki bu sesler; dünün, o ihtişamlı Selçuklu asırlarından bize yadigâr kalmamış gibi… sanki payitahttan geriye kalan birkaç türküyü bile çok görmüşler gibi yüreğinize gömdüğünüz türkülerin sesleri yankılanır, eşlik eder ömrünüze…
Cennet abi türkülerle büyüyen ömründen bir demet sunmuş Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından yayımlanan “Konya’nın Sazında Kırk Türkü” isimli kitabında…Hatıralarından söz etmiş, hakkında yazılanların kupürlerine yer vermiş ve okuduğu türkülerden bir demet sunmuş…Anılarından bahsederken merhum babam Mazhar Sakman’ın, dedesi Yorgancı Recep’le birlikte sünnetinde çaldığını anlatmış… ve diğer Konyalı müzisyenlerden övgüyle söz etmiş. Belleklerimizde yer eden fotoğraflara da yer verilmiş kitapta.
Nuri Cennet Konya’nın sazında kırk türkü isimli kitabıyla… (Fotoğraf: Tahir Sakman) |
Folklor için yapılan her adımın arkasındayız ama… kitapla ilgili yazacaklarımızı sonraya bırakıyorum…
Cennet abi, ilerleyen yaşına rağmen hâlâ eskisi gibi gür ve yanık sesiyle, gözlerindeki yaşlarla türkülerimizi gelecek kuşaklara taşımanın mücadelesini veriyor. TRT repertuvarına beş Konya türküsü kazandırmanın onurunu da yaşayan Cennet abiye nice türkülü yıllar diliyorum.
Nuri Cennet’in daha önce Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından yayımlanan bir CD’si var; bu CD’lerin Konya türkülerinin, Cennet abinin repertuvarının tamamını kapsayacak şekilde yapılması, son kuşağın büyük ustalarıyla türkü söylemiş onlardan el almış ve günümüzün efsanesi olmuş bir ustaya ve şehre çok yakışacaktır…
Nuri Cennet’in
tarafıma imzaladığı kitabın sayfası… |
Hatta bir adım daha atarak yerel kültürümüzün türkülerini yaşatacak bir ekip kurmak çok da zor değil. Şehirde türkülerimize gönül vermiş, usta-çırak disiplini içinde yetişmiş, türkülerimizin nice isimsiz kahramanları var, onlara sahip çıkılarak türkülerimizin gelecek kuşaklara aktarılmasında önemli bir rol üstlenilebilir.
Nuri Cennet ve
Tahir Sakman… (Fotoğraf: Tahir Sakman Koleksiyonu) |
Uzun yıllardır birlikte çalıp söyleyen ve kurdukları dernekle birçok yarışmaya katılıp ödül alan arkadaşlarımıza; çalışabilecekleri, derneklerinin tabelasını asabilecekleri bir yer tahsisi, defalarca söz de verilmesine rağmen bir türlü gerçekleştirilememişti. Belki de şimdi tam sırasıdır ve böyle bir ekiple, Cennet abinin sesinden türkülerimizin CD’ye kaydı için bu ekip önemli bir fırsat olabilir. Kaynağından kayıt yapmak, türkülerimizi birinci elden muhafaza altına almak demektir ki bu da belediyelerimize oldukça yakışacaktır…
Geçtiğimiz ay Cennet abiyle birlikteydik, beni kırmadı yanık sesiyle Fırın üstünde fırın türküsünü okudu. Yılmaz İpek tarafından babam Mazhar Sakman’dan derlenerek TRT repertuvarına kazandırılan bu türkümüzün bende özel bir yeri vardır. Türküyü Cennet abinin çıplak sesinden dinlemek isteyenler linke tıklayabilirler…
Nuri Cennet-Fırın üstünde Fırın
TAHİR SAKMAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.