YAŞAM SEVGİYLE BAŞLAR

20 Temmuz, 2025

BUGÜN GÜNLERDEN BALCAN


 

BUGÜN GÜNLERDEN BALCAN
 
Galiba pazar diyecektim… Muhacir Pazarı’nın pazar günüydü bugün…
 
Bilin bakalım orada ne buldum?
 
Hani geçenlerde kaybolmasından korktuğumu yazdığım, yerli mor balcan karşıma çıkmaz mı? 40 yıldan çok fazla dostluğumuz var, şimdi tam söylersem yaşım ortaya çıkar…
 
Valla dimem!
 
Ama pazar üzerine çok diyeceğim var:
 
Pazarda yerli üretim gördüğünüz zaman hani Ayşaplanın, Hatçabanın eliyle toprağın bağrını deşeleyerek, özenle gözlerinden yaş damlatır gibi (su faturaları malum) sulayarak büyüttüğü avarları hemen alın… O lezzeti başka yerde asla bulamazsınız, çünkü Ahmet amcanın, Mehmet dayının nasırlı elleri değmiştir; emektir, terdir ve Konya toprağının bereketidir onları tatlandıran… Malum biberimiz bile bal gibidir…
 
Üçe beşe bakmayın, ne isterlerse verin alın; çünkü artık yetişmiyorlar, her yıl gittikçe azalıyor, üretimden düşüyorlar belki seneye bulamayacaksınız, bulduğunuz yerde pazarlıksız alın…
 
Bir de Konya dışından gelenler var mesela Mut’tan getiriyorlar ve yerli biber diye satıyorlar! Ama Konya toprağının lezzeti yok, benden söylemesi…




 
Mustafa Sertoğlu… toprağın efendilerinden, öpülesi elleriyle yetiştirmiş, gözü gibi bakmış Hasanköy’de (Şimdi mahalle diyorlar, ne değiştiyse?) küçük bir bahçesi varmış orada yetiştirmiş. Aslen Çalmandalı ve toprakla haşır neşir olmaktan belki, her yıl eşilen toprağa benzeyen yüzüyle ama hep gülerek (toprak gibi) mallarını satmaya çalışıyor.
 
Mor patlıcan yetiştirmiş Konya’nın ata tohumundan… 60 yaşın verdiği hüzünle titreyen sesi birden aydınlanıveriyor… “Yerli” diyor “yerli, bunlar doğal!”




 
Ah, Mustafa abi ah! Senin gibi insanlarımızı uzakta değil çok yakın bir gelecekte mumla arayacağımız bir gelecek artık çok uzak değil; toprağı yok ettikçe, suyu kirlettikçe, bu doğa var ya bu doğa, intikamını acı bir şekilde alacak!..
 
Yerel yönetimler diyorum bu insanlardan en azından pazarda işgaliye parası almasa göçer mi? Hani park, bahçe yapıyorsunuz ya! Bu insanlara da arka çıksanız, Zafer’deki zengin dükkânlarına harcadığınız paraların bir kısmını bu insanlara tahsis etseniz? Yerli tohumlarımıza koruma ve standart getirseniz, bu insanların ürettiklerini satın alıp değerlendirseniz?
 
Ayşe ninem titreyen elleriyle biber tartarken… Hatçaplam “salatalıkları daha yini topladım” derken… Tabii ki gurur duydum ama… Utandım dersem yalan olmaz…
 
Mustafa abi, eğilip doğrulmaktan beli tutulmuş… Bu insanlar yerli tohumlarımızın kahraman koruyucularıdır…
 
En azından bizler satın alalım, pazarlık etmeden ki seneye aynı yerli biberi, yerli salatalıkları, yerli fasulyeleri, yerli mor balcanı tekrar bulabilelim…
 
Haydi mahallenizde kaldıysa duvarları ak toprakla sıvalı bir kerpiç ev ve içinde yaşayan bir nine varsa, Havvapla, Şerifapla, fark etmez ismi, onlar bizim kahramanlarımız, mutlaka evin bir köşesinde tandır vardır, yoksa kesin maltız vardır el yapımı… Söndürme kömürüyle yaktırın maltızı ve yerli mor patlıcanlarımızdan götürün size imil imil ateşte pişecek bir balcan vursun… Yerken parmaklarınıza dikkat edin…
 
Onun için demiştim “bugün günlerden balcan” diye…
 
Bize her gün balcan!.. Çok şükür bu sene de yerli balcan yemek nasip oldu…
 
TAHİR SAKMAN
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.