BUGÜN GÜNLERDEN BALCAN

BUGÜN
GÜNLERDEN BALCAN
Galiba
pazar diyecektim… Muhacir Pazarı’nın pazar günüydü bugün…
Bilin
bakalım orada ne buldum?
Hani
geçenlerde kaybolmasından korktuğumu yazdığım, yerli mor balcan karşıma çıkmaz
mı? 40 yıldan çok fazla dostluğumuz var, şimdi tam söylersem yaşım ortaya çıkar…
Valla
dimem!
Ama
pazar üzerine çok diyeceğim var:
Pazarda
yerli üretim gördüğünüz zaman hani Ayşaplanın, Hatçabanın eliyle toprağın bağrını deşeleyerek, özenle gözlerinden yaş damlatır gibi (su faturaları malum)
sulayarak büyüttüğü avarları hemen alın… O lezzeti başka yerde asla
bulamazsınız, çünkü Ahmet amcanın, Mehmet dayının nasırlı elleri değmiştir;
emektir, terdir ve Konya toprağının bereketidir onları tatlandıran… Malum
biberimiz bile bal gibidir…
Üçe
beşe bakmayın, ne isterlerse verin alın; çünkü artık yetişmiyorlar, her yıl gittikçe
azalıyor, üretimden düşüyorlar belki seneye bulamayacaksınız, bulduğunuz yerde
pazarlıksız alın…
Bir
de Konya dışından gelenler var mesela Mut’tan getiriyorlar ve yerli biber diye
satıyorlar! Ama Konya toprağının lezzeti yok, benden söylemesi…
Mustafa
Sertoğlu… toprağın efendilerinden, öpülesi elleriyle yetiştirmiş, gözü gibi
bakmış Hasanköy’de (Şimdi mahalle diyorlar, ne değiştiyse?) küçük bir bahçesi
varmış orada yetiştirmiş. Aslen Çalmandalı ve toprakla haşır neşir olmaktan
belki, her yıl eşilen toprağa benzeyen yüzüyle ama hep gülerek (toprak gibi)
mallarını satmaya çalışıyor.
Mor
patlıcan yetiştirmiş Konya’nın ata tohumundan… 60 yaşın verdiği hüzünle
titreyen sesi birden aydınlanıveriyor… “Yerli” diyor “yerli, bunlar doğal!”
Ah,
Mustafa abi ah! Senin gibi insanlarımızı uzakta değil çok yakın bir gelecekte
mumla arayacağımız bir gelecek artık çok uzak değil; toprağı yok ettikçe, suyu
kirlettikçe, bu doğa var ya bu doğa, intikamını acı bir şekilde alacak!..
Yerel
yönetimler diyorum bu insanlardan en azından pazarda işgaliye parası almasa göçer
mi? Hani park, bahçe yapıyorsunuz ya! Bu insanlara da arka çıksanız, Zafer’deki
zengin dükkânlarına harcadığınız paraların bir kısmını bu insanlara tahsis
etseniz? Yerli tohumlarımıza koruma ve standart getirseniz, bu insanların
ürettiklerini satın alıp değerlendirseniz?
Ayşe
ninem titreyen elleriyle biber tartarken… Hatçaplam “salatalıkları daha yini topladım” derken… Tabii ki gurur duydum ama… Utandım dersem yalan olmaz…
Mustafa
abi, eğilip doğrulmaktan beli tutulmuş… Bu insanlar yerli tohumlarımızın
kahraman koruyucularıdır…
En
azından bizler satın alalım, pazarlık etmeden ki seneye aynı yerli biberi,
yerli salatalıkları, yerli fasulyeleri, yerli mor balcanı tekrar bulabilelim…
Haydi
mahallenizde kaldıysa duvarları ak toprakla sıvalı bir kerpiç ev ve içinde
yaşayan bir nine varsa, Havvapla, Şerifapla, fark etmez ismi, onlar bizim
kahramanlarımız, mutlaka evin bir köşesinde tandır vardır, yoksa kesin maltız
vardır el yapımı… Söndürme kömürüyle yaktırın maltızı ve yerli mor
patlıcanlarımızdan götürün size imil imil ateşte pişecek bir balcan vursun…
Yerken parmaklarınıza dikkat edin…
Onun
için demiştim “bugün günlerden balcan” diye…
Bize
her gün balcan!.. Çok şükür bu sene de yerli balcan yemek nasip oldu…
TAHİR
SAKMAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.