YAŞAM SEVGİYLE BAŞLAR

01 Eylül, 2023

SERİN SULARIN HAYALLE DANSI: ERMENEK


SERİN SULARIN HAYALLE DANSI: ERMENEK
 
Geçtiğimiz hafta sonu Ermenek’teydim…
 
Eğiste Deresi’ni beş dakikada geçerken, Eğiste viyadüğü göğsümüzün kabarmasına neden oluyor; her ne kadar çok gerekli miydi tartışmaları yapılsa da… Yol Taşkent’e kadar oldukça rahat sonrasında virajlar biraz başınızı döndürse de yollar gayet güzel.
 
Doğrusu umduğumdan daha küçük buldum; bu şirin ilçeyi… Ermenek Barajı, ticari ve sosyal hayatı olumsuz etkilemiş gibi görünüyor, en azından şimdilik böyle… Kömür madenleri barajın altında kalınca çalışanlar ilçeyi terk etmiş kalanlarınsa ekecek toprağı kalmamış. Düz arazi yok denecek kadar, olanlarsa oldukça taşlı…




 
İnsanlar toprak kazanmak için teras yaparak, taşları temizleyerek hayatlarını kazanmaya çalışıyorlar. Baraj nedeniyle ılımanlaşan iklim, zeytin yetiştirilmesine olanak sağlamış ve herkes zeytin ağacı dikmek için çalışıyor. Dünyaca ünlü Ermenek kirazının yanında zeytin, şeftali, incir gibi Akdeniz meyvelerini yetiştirmek için çabalıyorlar.




 
Ermenek insanı çok çalışkan ve dürüsttür. Tanıdığım Ermeneklilerin hepsi de özü, sözü doğru, dürüst insanlardır. Kadınları, kaç göç nedir bilmezler, bu yanıyla da oldukça serbesttirler ve sözleri her zaman dinlenilir. Ermenek kadınlarının da çok çalışkan ve mahir olduklarını da söylemeye gerek yoktur sanırım. Hayatın her alanında onların aydın yüzlerini görebilirsiniz.




 
Yeşilin ve suyun hayallerinizle dans ettiği bu topraklar, serin esintileriyle ve barajın muhteşem manzarasıyla sizi bir anda düşler ülkesine götürmesi işten bile değildir. Belki baraj bile demek doğru değil; çünkü büyük bir göl, manzarasıyla kendinizi Ölüdeniz’deymiş gibi hissetmenize neden oluyor. Barajda tekneler çalışıyor ama turlarda yer bulamadığımız için binemedik. Kişi başı 50 TL… Özel tekne, 5 kişi için saatine 1000 TL isteyince vazgeçmek zorunda kaldık. Barajın küçük bir bölümünün çevrilerek havuza dönüştürülmesi oldukça ilgimi çekti, 50 lira ödeyip yüzme imkânına kavuşabiliyorsunuz.


Turkuaz mesire alanı oldukça düzenli ve temiz… Tek sıkıntı nem… Yüksek yerlerdeki serin rüzgârlar baraja yaklaştıkça yerini yüksek derecede neme bırakıyor. Bir ara nefes almakta zorlandığımı söylemeliyim. Turkuaz mesire alanına giriş, araçlar için 20 TL… Mangal ve bulaşık için özel alanlar var. Burada çadırlı kamp yapma imkânı da var; çadırı sizden 250 TL, çadırı işletmeden alırsanız 400 TL ve üç kişiye kadar kalınabiliyor. Ayrıca restoranı da var, günlük ihtiyaçlarınızı rahatlıkla karşılayabilirsiniz.
 
Burada da Rusları görmek bizi şaşırtmadı! Kamp kuran üç aile vardı benim görebildiğim. Zeyve Pazarı’nın aksine oldukça düzenli bir kamp ve mesire alanı.




 
Turkuaz mesire alanı nasıl düzenli ve temizse, Zeyve Pazarı bunun tam aksine yazmak bile istemiyorum aslında…   Hani Ermenek denilince ilk aklımıza gelen yer…
 
Tam bir doğa harikası ama insan olmadan… Mangalcılar, dumanlarıyla bu tabiat harikası yeri işgal etmişler, sömürmüşler, yok etmenin eşiğine getirmişler. Konuştuğum Ermeneklilerin tamamı buraya gitmediklerini söylediler. Ermenek dışından gelen insanlar sanki başka işleri yokmuş gibi buldukları ilk gölgeye çökmüşler; her tarafı ateşe ve dumana boğmakla meşguller…




 
Birkaç yıl önce Yerköprü Şelalesi de böyleydi, feryat etmiş, yazılar yazmıştım sonra Konya Büyükşehir Belediyesi mangalı yasakladı da doğa harikası bu yer yok olmaktan kurtulmuştu. Zeyve Pazarı’nın da akıbetinin böyle olmasını, Ermenek Belediyesi’nin mangalı yasaklamasını bekliyorum. Ermenekliler bunu takip etmeli…




 
Zeyve Pazarı’nın hemen üstündeki su kaynağına çıkarak suyun nasıl büngüldediğini görmelisiniz. Serin suların, ulu ağaçların çevresinde halelerle dolanarak yürekleri ferahlandırdığını mutlaka görmelisiniz ama özellikle hafta sonu hiç gitmeyin… Ermenek’in geleceğe bırakacağı en önemli doğal, kültür mirasının daha düzenli kullanımı için mutlaka yetkililer harekete geçmelidir.




 
Zeyve Pazarı’nın kargaşasından, gürültüsünden adeta kaçarak Tekeçatı Yaylası’na çevirdik rotamızı… Yol çok kötü olmasına rağmen gittiğimize değdi. Nazlı nazlı akan bir su başında oldukça dinlendik. Tabii bu alanda da mangalcılar boş durmamışlardı; yeşilin üstünde ateş yakmışlar sonra çöplerini de koyup gitmişler… Bölgede konaklayan Yörükler mağara girişlerini briketle çevirerek yaşam alanları oluşturmuşlar. İkindi üzeri üşüdük ve kalkmak zorunda kaldık.






İlçe merkezindeki Şelale veya Santral da denilen alandaki su sesi; özel bir terapi almanızı sağlıyor. Ulu ağaçlar gölgeleriyle size eşlik ederken serin suların sesi, yüreğinize ferahlık veriyor. Mutlaka görmelisiniz…




 
Konya’ya dönüşümüz daha kolay oldu; bu sefer daha çok rampa aşağı inerek geldik ki acı bir haberle sarsıldık: Ermenek’te tur otobüslerinden birisi yokuşu çıkamamış ve geri kaçarak bir evin bahçesine devrilmiş. Bu talihsiz kazadan sonra benim Ermenek’te olduğumu bilen dostlar sağ olsunlar beni arayarak sağlığımı sordular. Bendeniz özel araçla gitmiştim otobüste değildim, bu vesileyle arayan dostlara teşekkür ederim.




 
Ermenek her zaman gidilip görülecek doğa harikası yerlerimizden birisi. İnciri, şeftalisi, kirazı ve zeytini ile sizleri de sofralarında ağırlamaktan mutlu olacaktır. Ermenek insanının hoşgörüsü, paylaşmayı seven yapısı yanında güler yüzleriyle sizde de derin izler bırakacaktır eminim…

 
TAHİR SAKMAN




 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.