İKİ DAMLA YAŞ
İKİ DAMLA YAŞ
Bugün birkaç hüznü
birden yaşadım…
30 Ağustos
törenlerine geç kalmış, çelenk sunma törenlerine yetişememiştim… Çelenk sunma
töreni 09.00’da yapılmış ama nedense resmi geçit saati 10.30 olarak belirlenince
tören alanında neredeyse kimse kalmamıştı.
Önceleri çelenk
sunumu yapıldıktan sonra resmi geçit yapılırdı, törenleri sonraya bırakmanın
nedenini bir türlü çözemedim.
Şimdi sizlere kalkıp
da eski 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarının nasıl coşkuyla geçtiğini falan
anlatmayacağım ama…
“Ya istiklal ya ölüm”
düsturuyla canlarını vatana siper eden Ulu Önder Atatürk’ün ve silah
arkadaşlarının, aziz şehitlerimizin hatırasını yaşatmak için gözümüzden bugün
iki damla yaş düşmeyecekse…
İki milyonluk Konya’nın
30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarında, alanda töreni izleyenlerin sayısı…
Her türlü yokluğa
rağmen canlarını dişine takan, uçak ile kağnının savaşını kazanarak alnı ak
çıkan ecdadımızı hatırlamak için ne yapılması gerekiyordu?
Yerli işbirlikçilerin,
İngiliz ve Yunan’a destek fetvalarıyla ve Kuvayı Millîye aleyhine her türlü
olumsuz propagandaya rağmen yedi düveli dize getiren ve bizlere yoktan bir vatan
armağan eden ecdadımızı, Yüce Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını bugün
anmayacaksak hangi gün anacağız ki?
Arif Nihat Asya’nın
ölümsüz “Bayrak” şiiri okunurken, gözlerim artık beni dinlemiyordu:
/Sana benim gözümle
bakmayanın
Mezarını kazacağım.
Seni selâmlamadan
uçan kuşun
Yuvasını bozacağım. /
Kazma kürekle savaşan
aziz şehitlerimiz için bir damla yaş… bir damla da şehrimin kutlamalara
göstermediği ilgi için…
Hüznün zirvesinde
yine Arif Nihat Asya’nın şiirine sığınıyorum:
/Tarihim, şerefim,
şiirim, her şeyim:
Yeryüzünde yer beğen!
Nereye dikilmek
istersen,
Söyle, seni oraya dikeyim!
/
TAHİR SAKMAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.