![]() |
Foto: T. Sakman. 25 Ocak 2023, Konya Kültür Park'ta şivlilik fener alayı... |
“Namazınız mübarek olsun” diyerek
büyükleri ziyaret eden, ellerinden öpen kaldı mı bilmiyorum ama en azından gençlerin;
Çin feneriyle, dilek feneriyle de olsa fener yakmaları beni çok mutlu ediyor…
Çocukluğumun o mutlu günlerinde belki
davul fenerimiz, karpuz fenerimiz yoktu ama kiloluk yağ tenekelerini bir
sopanın ucuna çakıp, içine kül ve üzerine de gaz lambasından gizlice aşırdığımız
gazyağını döküp yaktığımız meşalelerimiz vardı. Sonra caddenin ortasında ateş
yakıp, üzerinden atlardık…
Muhacir Pazarı’nda, Zindankale’de ve Sarıyakup
Caddesi’nde geçen çocukluğumun hatıraları daha dün gibi taze… Fener yakmayı
biraz kız işi saydığımızdan olsa gerek kendi meşalemizi yakardık. Kızların ve
çocukların fenerlerini, komşu mahalle bıçkınlarının(!) fener baskınlarından
korumak için nöbet tuttuğumuz geceler…
Tüm mahalleli akşam oldu mu birkaç gece
de olsa caddeyi doldurur, “kaç göç” ortadan kalkar birkaç saatliğine de olsa
özgürlüğün, kardeşliğin ve gerçekten komşu olmanın heyecanına kaptırırdık
kendimizi…
Şivlilik âdeti Konya’ya özgü ve üç
ayların başlangıcında kutlanıyor. Regaip Kandili’nden bir gece önce zirveye
ulaşan fener eğlenceleri, kandil sabahı uhrevi bir duyguyla; annelerin erkenden
kalkıp, cümle kapısının önlerini sulamasıyla başlayan tatlı bir telaşeye
dönüşürdü. Hamurlar mayalanır, kabarması için beklenirken bişi (pişi) yapmak
için hazırlıklar tamamlanırdı. Bu arada şırlan (şırlağan) yağını anmasak
haksızlık olur: Evin hanımı, eşine tembih eder sıkı sıkı; şırlan yağı alması
için… tabii ki unutur ve akşam eve gelip de unuttuğunu, yarın alacağını söyleyince,
evin hanımı; “namaz geçtikten sonra şırlan yağını başına sür” diyerek tepkisini
ortaya koyar. Bu Konya deyimi, her şeyin zamanında olması gerektiğini anlatmak için
sık kullanılır. Şimdi gençler bilmese de… Pişilerin şırlan yağında (susam yağı) kızartılması,
yumuşak olması için tercih edilmektedir. Pişiler öyle şimdiki gibi değil de
yufkaya sarılıp dağıtılırdı.

Konya'nın şivlilik günlerinde vazgeçilmezi olan pişiler...
Nar gibi kızartılan pişiler; konu komşuya,
en az yedi kapıya dağıtılır. Bu yedi rakamı bize Orta Asyalı atalarımızın Şaman
günlerinden bir hatıra… Ateş üzerinden atlamak da o günlerin günümüze yansıması;
çünkü, ateş arınmayı, negatif enerjilerden temizlenmeyi sembolize eder. Bazı Hint
disiplinlerinde yogiler, ateşle meditasyon yaparlar…
Evde pişi yapamayanlar ise fırınlardan
pide alıp içine helva koyup dağıtırlardı. Özellikle Aziziye Camisi önünde, öğle
namazı çıkışı, çarşıda da dağıtılırdı. O dönemlerde teneke leğenlerde satılan
helvalar, yaklaşık 100 gr. gelecek şekilde kesilir, sıcak pidenin içine
konularak dağıtılırdı. Eğer pideyi önceden sipariş etmediyseniz bulmanız mümkün
olmazdı, kandil günü etli ekmek fırınları tamamen pide yaparlar ve öğleye hamur
biterdi…
Sonra yayan yapıldak; anneler, babalar
ziyaret edilir, hayır duaları alınırdı. Hayatta olmayanların da kabirleri
ziyaret edilirdi. Şimdi telefonlarınız, mesajlarınız… kalsın ben almıyorum…

15 Ekim 1999 tarihli Yeni Gazete'nin kupürü...
Yıl 1999, Yeni Gazete’de yazdığım
yıllar… daha dün gibi; Şivlilik Festivali önermiştim… Bu amaçla gazetenin genel
yayın yönetmeni merhum Yalçın Dikilitaş ve yazı işleri müdürü merhume Ayşe
Bağrıaçık bile birlikte Karatay Belediye Başkanı Sayın Mehmet Şen ile Meram
Belediye Başkanı Sayın Mustafa Özkan’ı ve o dönemde Meram Belediye Başkan Yardımcısı
olan Sayın Ahmet Köseoğlu’nu ziyaret ederek şivlilik istemiştik ve önerilerimizi
aktarmıştık. Dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı olan Sayın Mustafa Özkafa’yı da
ziyaret etmek istemiştik ama sanırım şehir dışında olduğu için görüşememiştik….
Sonraki yıllarda önce Karatay
Belediyesi, Türbe Önü’nde çocuklara şivlilik dağıttı sonra diğer belediyeler
sahip çıktılar. Şimdilerde ise Büyükşehir Belediyesi günlerce süren şenlikler
yapıyor. Ben bu tür etkinlikleri, bir geleneğin çocuklarımıza öğretilmesi ve
yaşatılması için çok önemsiyorum. Aynı heyecanın; sevgiyle ve kardeşçe duygularla
yaşanmasından / yaşatılmasından daha önemli ne olabilir ki?
Her ne kadar şivlilik torbamız olmasa
da… annelerimiz torba dikerdi, öyle plastik poşetler yoktu (iyi ki de yoktu)…
kapı kapı dolaştığımız… şimdi çocuklarımız güvenlikli sitelerin içinden dışarı
çıkamıyorlar, bu ayıp da sizin olsun!
Erkenden kapınızı çalacağım, dilimde çocukluğumdan kalma bir tekerleme:
“Şivli şivli şişirmiş/ Erken olan
bişirmiş [pişirmiş]/ İki çörek bir börek/ Bize namazlık gerek/ Şivlilik
şivlilik…”
Kapıyı açmazsanız, tekmelerim ona göre,
hem sonra öyle keçi boynuzuna, kırık leblebiye, peynir şekerine falan kanmam, beni
öyle kolay savamazsınız ona göre, dimedi dimeyin; çikolatadan, kağıtlı şekerden
başkasını almam…
Şivlilik, şivlilik…
TAHİR SAKMAN
![]() |
Konya'nın şivlilik günlerinde vazgeçilmezi olan pişiler... |
![]() |
15 Ekim 1999 tarihli Yeni Gazete'nin kupürü... |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.