YAŞAM SEVGİYLE BAŞLAR

26 Ocak, 2023

İKİ ÇÖREK BİR BÖREK / BİZE NAMAZLIK GEREK /ŞİVLİLİK!

Foto: T. Sakman. 25 Ocak 2023, Konya Kültür Park'ta şivlilik fener alayı..

 

“Namazınız mübarek olsun” diyerek büyükleri ziyaret eden, ellerinden öpen kaldı mı bilmiyorum ama en azından gençlerin; Çin feneriyle, dilek feneriyle de olsa fener yakmaları beni çok mutlu ediyor…
 
Çocukluğumun o mutlu günlerinde belki davul fenerimiz, karpuz fenerimiz yoktu ama kiloluk yağ tenekelerini bir sopanın ucuna çakıp, içine kül ve üzerine de gaz lambasından gizlice aşırdığımız gazyağını döküp yaktığımız meşalelerimiz vardı. Sonra caddenin ortasında ateş yakıp, üzerinden atlardık…
 
Muhacir Pazarı’nda, Zindankale’de ve Sarıyakup Caddesi’nde geçen çocukluğumun hatıraları daha dün gibi taze… Fener yakmayı biraz kız işi saydığımızdan olsa gerek kendi meşalemizi yakardık. Kızların ve çocukların fenerlerini, komşu mahalle bıçkınlarının(!) fener baskınlarından korumak için nöbet tuttuğumuz geceler…
 
Tüm mahalleli akşam oldu mu birkaç gece de olsa caddeyi doldurur, “kaç göç” ortadan kalkar birkaç saatliğine de olsa özgürlüğün, kardeşliğin ve gerçekten komşu olmanın heyecanına kaptırırdık kendimizi…
 
Şivlilik âdeti Konya’ya özgü ve üç ayların başlangıcında kutlanıyor. Regaip Kandili’nden bir gece önce zirveye ulaşan fener eğlenceleri, kandil sabahı uhrevi bir duyguyla; annelerin erkenden kalkıp, cümle kapısının önlerini sulamasıyla başlayan tatlı bir telaşeye dönüşürdü. Hamurlar mayalanır, kabarması için beklenirken bişi (pişi) yapmak için hazırlıklar tamamlanırdı. Bu arada şırlan (şırlağan) yağını anmasak haksızlık olur: Evin hanımı, eşine tembih eder sıkı sıkı; şırlan yağı alması için… tabii ki unutur ve akşam eve gelip de unuttuğunu, yarın alacağını söyleyince, evin hanımı; “namaz geçtikten sonra şırlan yağını başına sür” diyerek tepkisini ortaya koyar. Bu Konya deyimi, her şeyin zamanında olması gerektiğini anlatmak için sık kullanılır. Şimdi gençler bilmese de…  Pişilerin şırlan yağında (susam yağı) kızartılması, yumuşak olması için tercih edilmektedir. Pişiler öyle şimdiki gibi değil de yufkaya sarılıp dağıtılırdı.
 
Konya'nın şivlilik günlerinde vazgeçilmezi olan pişiler...


Nar gibi kızartılan pişiler; konu komşuya, en az yedi kapıya dağıtılır. Bu yedi rakamı bize Orta Asyalı atalarımızın Şaman günlerinden bir hatıra… Ateş üzerinden atlamak da o günlerin günümüze yansıması; çünkü, ateş arınmayı, negatif enerjilerden temizlenmeyi sembolize eder. Bazı Hint disiplinlerinde yogiler, ateşle meditasyon yaparlar…
 
Evde pişi yapamayanlar ise fırınlardan pide alıp içine helva koyup dağıtırlardı. Özellikle Aziziye Camisi önünde, öğle namazı çıkışı, çarşıda da dağıtılırdı. O dönemlerde teneke leğenlerde satılan helvalar, yaklaşık 100 gr. gelecek şekilde kesilir, sıcak pidenin içine konularak dağıtılırdı. Eğer pideyi önceden sipariş etmediyseniz bulmanız mümkün olmazdı, kandil günü etli ekmek fırınları tamamen pide yaparlar ve öğleye hamur biterdi…
 
Sonra yayan yapıldak; anneler, babalar ziyaret edilir, hayır duaları alınırdı. Hayatta olmayanların da kabirleri ziyaret edilirdi. Şimdi telefonlarınız, mesajlarınız… kalsın ben almıyorum…
 
15 Ekim 1999 tarihli Yeni Gazete'nin kupürü...


Yıl 1999, Yeni Gazete’de yazdığım yıllar… daha dün gibi; Şivlilik Festivali önermiştim… Bu amaçla gazetenin genel yayın yönetmeni merhum Yalçın Dikilitaş ve yazı işleri müdürü merhume Ayşe Bağrıaçık bile birlikte Karatay Belediye Başkanı Sayın Mehmet Şen ile Meram Belediye Başkanı Sayın Mustafa Özkan’ı ve o dönemde Meram Belediye Başkan Yardımcısı olan Sayın Ahmet Köseoğlu’nu ziyaret ederek şivlilik istemiştik ve önerilerimizi aktarmıştık. Dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı olan Sayın Mustafa Özkafa’yı da ziyaret etmek istemiştik ama sanırım şehir dışında olduğu için görüşememiştik….
 
Sonraki yıllarda önce Karatay Belediyesi, Türbe Önü’nde çocuklara şivlilik dağıttı sonra diğer belediyeler sahip çıktılar. Şimdilerde ise Büyükşehir Belediyesi günlerce süren şenlikler yapıyor. Ben bu tür etkinlikleri, bir geleneğin çocuklarımıza öğretilmesi ve yaşatılması için çok önemsiyorum. Aynı heyecanın; sevgiyle ve kardeşçe duygularla yaşanmasından / yaşatılmasından daha önemli ne olabilir ki?
 
Her ne kadar şivlilik torbamız olmasa da… annelerimiz torba dikerdi, öyle plastik poşetler yoktu (iyi ki de yoktu)… kapı kapı dolaştığımız… şimdi çocuklarımız güvenlikli sitelerin içinden dışarı çıkamıyorlar, bu ayıp da sizin olsun!
 
Erkenden kapınızı çalacağım, dilimde çocukluğumdan kalma bir tekerleme:
 
“Şivli şivli şişirmiş/ Erken olan bişirmiş [pişirmiş]/ İki çörek bir börek/ Bize namazlık gerek/ Şivlilik şivlilik…”
 
Kapıyı açmazsanız, tekmelerim ona göre, hem sonra öyle keçi boynuzuna, kırık leblebiye, peynir şekerine falan kanmam, beni öyle kolay savamazsınız ona göre, dimedi dimeyin; çikolatadan, kağıtlı şekerden başkasını almam…
 
Şivlilik, şivlilik…
 
TAHİR SAKMAN
 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.