YAŞAM SEVGİYLE BAŞLAR

12 Eylül, 2024

DAMARLARI KOPARMAK


 

DAMARLARI KOPARMAK
 
Sahi dün müydü yaşadıklarımız? O dün çok uzaklara mı gitti, bir daha gelmeyecek mi?
 
Sanattan kopuk yaşayanlar var içimizde ve bunlar ne yazık ki gün geçtikçe toplumdaki etkinliklerini artırmanın yollarını arıyorlar…
 
Tiyatro yok, sinema yok, türkü yok, şarkı yok… Kitap dersen okumuyorlar, okudukları çok sınırlı… Dünyaya tek bir pencereden bakıyorlar, hayatı sanki dondurmuşlar hepsine aynı reçete sunuyorlar.
 
Yaşam biçiminize de karışıyorlar…
 
Dünün Konya’sı…
 
Dede Bahçesi’nde orkestra çalıyor ve aileler müzik dinliyor, dans ediyor… Yaklaşık altmış yıl öncesinden söz ediyorum…
 
Çocukluğumun sisleri arasından çıkıveriyor; şimdi Karayolları lojmanı olan alanda Karayolları’nın bahçesi vardı, yaz akşamlarımızı şenlendirirdi. Kafkas kıyafetleri giymiş… Ne korkardım; başında kara kalpak, uzun etekleri olan bir giysi, göğsünde parlayan ve neredeyse bedeninin her tarafına asılmış bıçakları olan bir adam. Yardımcısı kadını düz bir tahtanın önüne dikerek bıçaklar atardı. İzleyicilerin hepsi nefesini tutmuş izlerdi. Neşe Karaböcek yengemiz… Bestekâr Timur Alpsakarya abimizin abisinin eşiydi ve orada sahne aldığını da hatırlıyorum hayal meyal…
 
Gar Aile Bahçesi’ni hepiniz bilirsiniz zaten… Yaz akşamları Konyalı şıkır şıkır giyinir ve bu mekânları şenlendirirdi.

Merhum Rafet Ekentok (Fotoğraf: T. Sakman Koleksiyonu)


 
1952 yılında Halkevlerinde saz yarışması yapılmış sonra yapıldı mı bilmiyorum ama o yarışmanın galibi merhum Rafet Ekentok olmuş. Sonraları bildiğiniz gibi Konya Turizm Derneği öncülüğünde Âşıklar Bayramı yapılmaya başlanmış. Feyzi Halıcı’nın çabası sayesinde yıllarca bu şehir Âşıklar Bayramı ile anılmıştır.
 
Bir ara Konya Fuarı’mız vardı… Tarih oldu; büyüğünü yapıyoruz denilerek fuar alanı Kültür Park’a çevrildi, İstanbul yolunda bir arsa gösterildi daha büyüğünü yapacaklardı… Şimdi hatırlayan bile yok!
 
Dünün sosyal hayatı oldukça canlı Konya’sından bugün artık eser bile kalmadı… Elbirliğiyle hepimiz bir şekilde katkı sağladık ve yok ettik…
 
Elimde bir madalyon var, üzerinde “Halk Eğitimi Konya Folklor Festivali 1973” yazıyor. Babamın eşyaları arasından çıktı. Ben hiç hatırlamıyorum böyle bir festivali ama yapılmış ki böyle bir madalyonu da babama takdim etmiş olmalılar.

10 Temmuz 1999 tarihinde Meram Köprüsü'nde yapılan 1. Türk Şenliği'nden bir görüntü. Soldan sağa; Tahir Sakman, Orhan Kahveci, merhum Ersin Ekentok, Celalettin Ekentok, Saim Kayhan, Hamdi Özdinastı, Fatih Çinioğlu. (Fotoğraf: T. Sakman Koleksiyonu)


 
Meram Köprüsü’nde, 1999 ve 2000 yıllarında “Konya Türküleri Şenliği” hazırlamış ve sunmuştum iki yıl üst üste… Sonrası yok!


12 Temmuz 1999 tarihli Yeni Gazete'de şenlikle ilgili haberin kupürü...


 
Kendi kültürüne yabancı bir nesil yetişiyor… Ecdat türkülerini söylemeyen, haberi olmayan bir nesil… Tabii bunun tam aksine türkülerine sahip çıkan çalıp söyleyen gençlerimiz de var. Sosyal medyada sıkça görüyoruz. Türkülerimize sahip çıkmışlar çalıp söylüyorlar ki oldukça da başarılı olanlar da var içlerinde…
 
Peki bizim böyle gençleri çatısı altında toplayacak bir yapımız var mı? Biz olanlara bile sahip çıkamadık ki…
 
Sanata, müziğe karşı çıkmanın mantığını anlamak zor. Ulu Önder Atatürk ne güzel söylemiş:
 
“Sanatsız kalan milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir…”
 
Sizin hangi damarınız kopuk?
 
TAHİR SAKMAN





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.