30 Eylül, 2024
GAZETE KUPÜRLERİ
GAZETE KUPÜRLERİ
28 Eylül, 2024
ARŞİVİNİZE KAZANDIRIN
ARŞİVİNİZE KAZANDIRIN
"Türk'ü anlamak için türkü dinlemek gerek."
Kadim bir başkent olmanın onurunu hâlâ üzerinde vakurla taşıyan Konyalıyı anlamanın da bir yoludur Konya türküleri...
2015 yılında yaptığımız bu konseri dinlerseniz, şehrin nasıl bir kültürel miras taşıdığını göreceksiniz...
Arşivlerinize bu konser kaydını kazandırın; çünkü tekrarı olmayanlar arasına giriyor...
TAHİR SAKMAN
27 Eylül, 2024
ŞİİRİSTAN
ŞİİRİSTAN
her şey şiir olsaydı bir
şiire mutluluk
bir şiire ortak yaşamlar
adil paylaşımlar
bir dörtlüğe mesela
gökyüzü verseydik
yanında kuşlar bulutlar
gibi duygular
her şiir bir sınır
kaldırsaydı barış olsaydı
mısralar gibi kardeş
olsaydı insanlar
ve yaşamın şiirine kulak
verseydiniz
doğaya açsaydınız kalbinizi
anlardınız
bir dizesine neden bir
ömür verdiğimizi
/mutluluktur her yaştan
yaşam tek bir ülkedir şiiristan/
TAHİR SAKMAN
21 Eylül, 2024
RAKIDIR RAKI
RAKIDIR RAKI
deniz dünden sarhoş/
balıklar sevdalı/ şarkılar yarım/ bu antalya rakı olmalı/
TAHİR SAKMAN
16 Eylül, 2024
HAYATI DÜNLERDEN OKUMAK
HAYATI DÜNLERDEN OKUMAK
Hayatı dünlerden okumanın gerekliliğine
inanan insanlardanım ama o dünler yarınlarımıza ışık tutabiliyorsa…
Değilse; ne anlamı
olabilir ki?
Elimde bir belge var; 1950
yılından kalma, oldukça da enteresan:
CHP Konya Halkevi antetli
bir kâğıda, dönemin Halkevi Başkanı Av. Suad Abanâzır imzalı Belgede Gar
Şefliğine hitaben şöyle yazıIı:
“Evimiz Millî saz ekibinden
yukarıda isimleri yazılı ve fotoğrafları yapışılı beş arkadaş Millî kültürü
sağlamak üzere İzmir’de tertiplenen Konya Gecesine gideceklerinden Konya-Afyon-İzmir,
İzmir-Konya tenzilatlı tiren tarifesinden faydalanmalarını rica ederim. 12/Mart/1950”
İsimleri ve fotoğrafları
olan sanatçılarımızın isimleri ise şöyle:
Mazhar Sakman, Naci Özüm,
Abidin Özlüoğlu, Orhan Kurşun, Muammer Eröz.
Üzerinden 74 yıl geçmiş…
İnsanımızın nasıl bir kültürel faaliyet içinde olduğunu görüp de hüzünlenmemek
mümkün mü? Hele bir de programın içeriğine bakınca daha da bir hüzünleniyor
insan… Yazıya, Eğlence Programı adı altında eklenen belgede programın
zenginliği ve tartışmasız kalitesi ön plana çıkıyor:
1-İstiklâl Marşı
2-Bandodan parçalar
a)
Dağbaşı
b)
Ouverture
de mon Roi
c)
Arap
Havası
3-Ağır Zeybek, Somalı
4-İsmet Tok’tan şarkı
5-Deynek Oyunu
6-Kordon Zeybeği, Davas
Zeybeği
7-Çiğdem Der ki
8-Şiir
9-Komedi
10-Timürağa, Abdurrahman
Halayı, Sivas Ağırlaması
11-Deve Oyunu
12-Bando’dan Parçalar
a) Şehnaz
b)
Çoban
Kızı
c)
Kozan
Marşı
13-Horan
Tenzilatlı bilet
istendiğine göre o dönemlerde sanatçılara trenlerde indirim yapılıyormuş.
Nereden nereye geldiğimizi görebiliyor musunuz? Sanatçıya, sanata verilen
önemi, programın kültürel zenginliği…
Bir de günümüzde sanat
adına(!) yapılan şımarıklıklar…
Dengeyi tutturduğumuz gün
yolumuz daha da aydınlık olacak…
TAHİR SAKMAN
12 Eylül, 2024
DAMARLARI KOPARMAK
DAMARLARI KOPARMAK
Sahi dün müydü
yaşadıklarımız? O dün çok uzaklara mı gitti, bir daha gelmeyecek mi?
Sanattan kopuk yaşayanlar
var içimizde ve bunlar ne yazık ki gün geçtikçe toplumdaki etkinliklerini
artırmanın yollarını arıyorlar…
Tiyatro yok, sinema yok,
türkü yok, şarkı yok… Kitap dersen okumuyorlar, okudukları çok sınırlı… Dünyaya
tek bir pencereden bakıyorlar, hayatı sanki dondurmuşlar hepsine aynı reçete
sunuyorlar.
Yaşam biçiminize de
karışıyorlar…
Dünün Konya’sı…
Dede Bahçesi’nde orkestra
çalıyor ve aileler müzik dinliyor, dans ediyor… Yaklaşık altmış yıl öncesinden
söz ediyorum…
Çocukluğumun sisleri
arasından çıkıveriyor; şimdi Karayolları lojmanı olan alanda Karayolları’nın
bahçesi vardı, yaz akşamlarımızı şenlendirirdi. Kafkas kıyafetleri giymiş… Ne
korkardım; başında kara kalpak, uzun etekleri olan bir giysi, göğsünde parlayan
ve neredeyse bedeninin her tarafına asılmış bıçakları olan bir adam. Yardımcısı
kadını düz bir tahtanın önüne dikerek bıçaklar atardı. İzleyicilerin hepsi
nefesini tutmuş izlerdi. Neşe Karaböcek yengemiz… Bestekâr Timur Alpsakarya
abimizin abisinin eşiydi ve orada sahne aldığını da hatırlıyorum hayal meyal…
Gar Aile Bahçesi’ni
hepiniz bilirsiniz zaten… Yaz akşamları Konyalı şıkır şıkır giyinir ve bu
mekânları şenlendirirdi.
![]() |
Merhum Rafet Ekentok (Fotoğraf: T. Sakman Koleksiyonu) |
![]() |
12 Temmuz 1999 tarihli Yeni Gazete'de şenlikle ilgili haberin kupürü... |
10 Eylül, 2024
SAHİ SEVR’İ KİM İMZALAMIŞTI?
SAHİ SEVR’İ KİM İMZALAMIŞTI?
Sanki Sevr’i padişah ve
onun kukla hükümeti imzalamamıştı(!) …
Sanki Anadolu’ya Yunan
çıkmamıştı, Antep’te kahraman halk Fransızlara karşı kazma kürekle savaşmamıştı(!).
Maraş’a da zaten öylesine verilmişti kahramanlık unvanı(!) … Urfa’ya da ayıp olmasın
diye şanlı demişlerdi(!) … Öyle mi?
Atatürk ve silah
arkadaşlarına terbiye sınırlarını aşacak şekilde laf söylemeyi marifet
sayıyorlar… Bir de nargile kafelerde dumanlanmış kafalar var; ellerinde
marpuçla… silahla, kanla, gözyaşıyla savaşmış insanlara laf söylemeye cesaret
edebiliyorlar…
Bu kadar nankör olmayı
nasıl başarıyorsunuz kuzum, anlayamıyorum…
Eğer o ismini anmaktan
imtina ettiğiniz insanlar olmasaydı; bugün değil camileri, seccade serecek
toprak bulamayacaktınız…
Unutmayın; Millî Mücadele
aleyhine fetva veren sözde hocaları,
sözde müftüleri… Yunan ordusuna halifenin ordusu diyebilecek kadar
alçalabilenleri…
Aşağıdaki fotoğrafları
Anıtkabir Müzesi’nde çekmiştim; Dürrizade’nin hıyanet fetvası ve ona karşı 153
Anadolu Müftüsünün hazırladığı ve Mehmet Rifat Börekçi’nin yayımladığı karşı
fetva…
Yunan ve İngiliz uçaklarından atılan hıyanet fetvasına kanan masum, saf Anadolu halkı… Maalesef birçok yerde isyan
çıkmış. Bunlardan üç tanesi de şehrimiz sınırları içerisinde yer alıyor ama
hepsi de kırsal kesimde. Delibaşı isyanında, Konya şehir merkezini bir süre ele
geçirseler de sonları hüsran… Konyalı hiçbir zaman bunlara prim vermemiştir. Öyle
olmasaydı Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Batı Cephesi Karargâhı’nı Akşehir’e kurup
sırtını Konya’ya yaslar mıydı? Millî Mücadele’de en çok şehit veren illerin
başında Konya’nın gelmesi de bunun ispatıdır.
Ve ilk Meclisten bir
fotoğraf daha Meclis Başkanı ve vekilleri… çok şey anlatıyor…
Ruhları şad olsun…
TAHİR SAKMAN
09 Eylül, 2024
NARİN
NARİN narin narinkalplerde en güzel yerin narin narin sustu dünya derin derin hayat narindisiz değilsinizfidan yolmakta üstünüze
yokgüneşe doğuyorsa düşlerimiznarinler için narin narinakmasın o dere serin serin narin narin susmayın yaşamı çağırınçocuklar ölmesin isterim TAHİR SAKMAN
07 Eylül, 2024
EREMEDİM VEFASINA DÜNYANIN
EREMEDİM VEFASINA DÜNYANIN
Ah babacığım, ah!
7 Eylül 1994… Sensiz geçen
30 yıl; sanki sabah erkenden beni kaldırıp Sarıyakup’taki bağ evimizin önünden
geçen şehir ırmağını tutup, bağı sulayalım diyecekmişsin gibi geliyor…
![]() |
Sarıyakup Caddesi No: 66... Cümle kapısında Mazhar Sakman, MİFAD'dan derleme için gelen Folklor Uzmanı Yaşar Doruk ile birlikte... (Fotoğraf: T. Sakman Koleksiyonu) |
![]() |
İTÜ Akademisyenlerinden Halk Bilimci, Süleyman Şenel, Mazhar Sakman'dan türkü derlerken... |
Ah babacığım, ah!
Sanki akşama yapılacak olan
oturağa; ünlü sanatçılardan tutun da devlet erkânına, edebiyatçılara,
akademisyenlere, derlemecilere varana kadar geniş bir yelpazede katılımın
olacağa oturağa hazırlık yaparcasına 12 tellinin akordunu bilmem kaç kez
düzeltip heyecanla; akşamı, horozların ötmemesini isteyerek bekleyeceksin gibi
geliyor…
Abidin Özlüoğlu, Mazhar Sakman ile birlikte... (Fotoğraf: T. Sakman Koleksiyonu) |
SÖYLEDİKÇE ÖZGÜRSÜN
-Merhum Babam Mazhar
Sakman’a-
sen türkünü söyle diyordu
bu toprak bu yeşile akan
su
dinlemelerimiz var bizim
zamanın öncesinden
isterse kopsun kıyamet
söyle diyordu söyle
kör karıncanın gittiği yol
daldaki böcek esintisi
işte o zaman ölürüz
pranga olursa dilimizde
korku
ah söyle diyordu
paslı düşüncelerdeki
kilitler
geçmişe sürgün gelecekteki
bebekler
susarsan ölürsün zaten
söyle erken ağlamasın
ölümler
haydi diyordu haydi
susuz çaylar gibi bakma
çevir başını bulutlara
rüzgâr ol yağmur ol söyle
türkün yoksa ölürsün
bu şehir türkü söyletirdi
notaları yıldız gibi
parlak
şiirleri mangal yürekli
şairleri dolunaya çıkar
ağlardı
söyle dedi söyledikçe
büyürsün
ve
/söyledikçe özgürsün/
sustukça susturdular
söyleyemedin türkünü
şimdi başın duman gözlerin
sızı
ağlamak için geç/ gülmeyi
geç
söylemediğin türkü senin
değildir
türküsüz şehirler bana
kaldı
sokaklarda yüreğimi yakıp
akyokuş'tan çayır'a başımı
dikip
hem de bağıra bağıra
yeniden türküler
çağıracağım
türkün yoksa şehrin yoktur
"yürü yavrum yürü
konyalım yürü"
/şimdi buradan geçmiyor
türkülerin yolu/
TAHİR SAKMAN
01 Eylül, 2024
1 Eylül Dünya Barış Günü
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)