30 Mayıs, 2022
BETON OLSUN DA ÇAMURDAN OLSUN!
Sizinle hiçbir ortak yanımız yok bayım; asla
anlaşamayız…
27 Mayıs, 2022
SÖYLESEM GÜÇ YETMEZ SUSSAM İŞKENCE
“Söylesem güç yetmez sussam işkence” demiştim yıllar
önce bir şiirimde ve bir kitabıma isim olmuştu… sanki tam da yeni söylemişim
gibi güncel…
Her gün her şeylere zam geliyor ve iktidar sus pus…
halk dersen…
Kimileri:
“Aman partimize zarar gelmesin de ne olursa olsun…”, “kurtarırsa
anca o kurtarır”, “dış güçler”, “vatan hainleri”, ezan susmaz, bayrak inmez…”
Kimileri de muhalefette olmalarına rağmen kendilerine
muhalefet edercesine:
“Şu aday olmazsa başkasına oy vermem”, “Kılıçdaroğlu
aday olursa oy alamaz, o Alevi...”, “Bilmem kaç seçim kaybetti…”
Ülkede insan hakları… anayasal haklar, güvenceler,
yargı, hak, hukuk…
Eğer zamlar olmasaydı haberimiz bile olmayacaktı…
İptal edilen konserler… Yaşam biçimlerine müdahale…
Mahalle baskısını geçtik artık şehir aşamasındayız! Sırada ne var?
Siz kendi kendinize muhalefet ederken…
“Söylesem güç yetmez sussam işkence”
Bizde biat kültürü yoktur… itaat kültürü de… Halkın ve
hakkın yanında olmak şiarımız… Cep doldurmayız…
Gücümüz yetmese de susmuyoruz…
TAHİR SAKMAN
25 Mayıs, 2022
TIRNAĞIN VARSA BAŞINI KAŞI

Foto: Tahir Sakman. Şeftalinin 1 TL olduğu mutlu günlerden, yıl 2013...
“Madem markete gidemiyoruz, biz de pazara gideriz”
dedik…
Demez olaydık… Güya yaz geliyor ve fiyatlar düşüyor… Pazar
arabasını 400 TL’ye doldurmanın sevinci mi utancı mı yoksa hıncı mı desem
bilemedim…
O da çoğu yarımşar kilo, karpuzu çeyrek alarak… bir
patates ve soğanı üçer kilo alma cesareti gösterdim o kadar…
Dişe dokunan; ev yapımı yarımşar kilo yavan ve yağlı
peynir, bir de yoğurt… Hepsi bu…
“Freni patlamış kamyon gibiyiz” demek yetmiyor artık…
Herkes kafasına göre takılıyor… Fırsatçılar, günün ruh
haline göre fiyat koymaya başladılar, nasılsa denetim yok, nasılsa kriz var…
Vatandaşa “halin ne” diye soran yok, iktidarın halkla
bağı kopmuş, haberleri bile yok…
Kimileri ikişer, üçer maaşlarla gül gibi geçinip
gidiyorlar…
Emekliler iflas etti, korkularından evden dışarı
çıkamıyorlar artık. Seslerini duyurabilecekleri bir merci de yok…
Babam “tırnağın varsa başını kaşı” derdi…
Hırsımızdan tırnaklarımızı kemirmekten, başımızı
kaşıyacak tırnak bile kalmadı…
TAHİR SAKMAN

24 Mayıs, 2022
BETON AŞKINA
Alâaddin Köşkü’nün şemsiyesini yıktınız yerine bir
ucube yapı kondurdunuz… Şimdi o da yıkılıp yerine uluslararası bir yarışma
açılıp orada birinci olan yapılacakmış… Niye, bizim mimarlarımız yok mu? Peki ya
harcanan, savrulan, boşa giden milyon liraların hesabı kime yazılacak?
Mevlâna Çarsısı yıkıldı… Yerine yine binalar yapıldı… Madem
bina yapacaktınız çarşıyı tıraşlasanız olmaz mıydı? Otoparkını niye yıktınız,
biz bu kadar zengin miyiz? Binadan çıkan demirleri gördünüz mü, ya betonları?
İçiniz sızlamadı mı?
Belediye binasını yıktınız… aslında çok zor yıktınız;
çünkü bayağı bir sağlammış… depremde hasar görmüş… Yerine kütüphane
yapılacakmış, peki güçlendirip kütüphane yapsanız olmaz mıydı?
Har vurup harman savurmak…
Mevlâna Türbesi’nin önündeki yeşil alanları yok
ettiniz; sebep? Alan sulanırken temele gidiyormuş… İlahi… Ya hu, drenaj diye
bir şey var duydunuz mu?
Sonra Yeşil Türbe’nin çinileri… asırlık çinileri
değiştirdiniz, üç ay sonra dökülmeye başladı… sorumlu ortada yok, boşa giden
paralar bir yana prestij kaybı… kimse üzerine alınmasın, tek kabahatli benim;
özür dilerim tüm Konyalılardan… İstifa etmeyi de düşünüyorum bir sorumlu
olarak!
O tramvay oralardan geçtiği sürece ne Alâaddin Tepesi ne Karatay Medresesi ne İnce Minare ne İplikçi Camii ne Selimiye Camii ve ne de Mevlâna Türbesi
ayakta kalamayacaktır biline…
Yetti mi? Tabii ki de yetmez…
Eski stadyumu yıktınız oysa etrafına pekâlâ yeşil alan
yapabilirdiniz ama olmaz yıkmayı çok seversiniz, betonu da… para da çok
nasılsa, harcayın gitsin…
Haydi Alâaddin Tepesi’ndeki orduevini yıktınız, onu anladık ama ya karşısındaki sapasağlam karargâh binasını niye yıktınız? En azından üniversite öğrencilerimize yurt yapılamaz mıydı?
23 Mayıs, 2022
YAKIŞIR BEYİM
YAKIŞIR BEYİM
Sizinkinde
mutluluklar ışır,
Gözlerimiz
bizim, hüzünler taşır.
Takılmayın;
açız diye sakın ha,
Size doymak,
bize şükür yakışır!
Ellerimiz
yolunacak kazdadır,
Kazlar ise yolundukça
hazdadır.
Sizlere
verdikçe vermiş Allah’ım,
Şükürsüzüz; her
kabahat bizdedir!
TAHİR SAKMAN
19 Mayıs, 2022
AYNI GEMİDEYİZ ATAM
AYNI GEMİDEYİZ ATAM
Ⅰ
bandırma yola çıktı bugün
vatan düşmana mı kalacak
gözleri çakmak çakmak
yüreğinde ateş
bir sevda ki samsun’da alev alacak
/atatürk’tür özgürlüğün adı
kim boğmak istediyse
yedi bu tokadı/
Ⅱ
çıldırsa karadeniz
dalgalar kudursa
yıldızlardan pusulamız
yükümüz kutsaldan kutsal
yolumuz gökyüzü dolu
bandırma’da bir adam
milletinin neferi
gözlerinden ateş dökerek
yürüdüğü zaman
peşinde bir vatan
güneşe dek yürüyecek
oy karadeniz
sen köpüklerini gelin başı gibi sun
bu millet
karanlığın sesini yırtarak
haykırdı
zamanın öncesinden
atam geliyor atam
/atatürk’tür özgürlüğün adı
kim boğmak istediyse
yedi bu tokadı/
Ⅲ
samsun’da ilk adım
cihanı titretmiştir
ne şanlı çizmedir o
düşmanı o gün ezmiştir
samsun’da ilk adım
yer oynadı yerinden
sığmadı da cihana
ses verdi yüreğinden
bundan gayri tanımayız
ne padişahı ne mandayı
kimi kaçar denizaltıyla
kimi bağrında siper açar
yediden yetmişe halkıyla
çünkü o en büyük türk’tür
çünkü o atatürk’tür
analar bacılar kızlar
cepheden cepheye koştular
sağ olmadan vatan
ölmek haram
kanadı kırık tekersiz kağnılar
yetişemedi size rüzgârlar
kaderimize süngü taktık
kazma kürekten destanlarla
ülkümüzü yıldızlara çaktık
uçtuk süvarilerle izmir’e
biz o gün hepimiz
kordon’da dalgalanan bayraktık
aynı gemideyiz atam
milletin taktı rütbeyi
sanma fırtınalar dindi
türk’ün adı durdukça
devrimlerin sürecek
milyonlar sen şimdi
düşmanın hayının tepesine tepesine
en ücra köşesinden kopup gelen
vatanın taşıyla toprağıyla bineriz
çünkü biz atatürk’ün erleriyiz
/atatürk’tür özgürlüğün adı
kim boğmak istediyse
yedi bu tokadı/
TAHİR SAKMAN
15 Mayıs, 2022
İKİMİZDEN BİR YALAN
İKİMİZDEN BİR
YALAN
inandığım bir
yalandın sen
gerçeğini
düşlemediğim
gölgelerin
koynunda sevişirken hüzünler
büyürdün
kalbimde düğüm düğüm
mum gibi erimiş
şimdi o yıllar
eski aşklar
eski şarkılara kaldı
ne zaman dönsem
geriye
anladım hepsi
masaldı
unuttuğum bir
yerde belki yeniden
çıkarsan
karşıma dayanamam bilirsin
yine severim
eskisinden beter
ayıramam seni
gecelerimden
seninle başladı
her şey
yokluğun bile
güzel
saatler geçe
kaç varken
ruhumda ismin sarhoş
bir gazel
ikimiz bir
yalandık
gerçeğe
dönemedik
ben erkenciydim
sen geç
zamana sus
diyemedik
şu mehtap şahidimdir
gökyüzünde
dolandık
itiraf ediyorum
sevgilim
biz çok güzel
bir yalandık
TAHİR
SAKMAN
14 Mayıs, 2022
ADALET
ADALET
Birlikte yürünendir yol
Omuz omuza yürek yüreğe
Çocuklardan cıvıl cıvıl
Ses bırakmak geleceğe
Korkmuyoruz karanlıktan
Adalet herkes için
Ve daha çok demokrasi
Başka yol yok ülkem için
TAHİR SAKMAN
12 Mayıs, 2022
ANAN EKMEĞİNE YAĞ SÜRSÜN!
ANAN EKMEĞİNE YAĞ SÜRSÜN!
Hayatı anlamadınız; kendi ömrünüzü heba ettiğiniz yetmedi, ömürleri de heba ettiniz... Konya'da bir deyim vardır; yapılacak bir şey kalmayınca veya emekler boşa gidince söylenir:
"Haydi git de anan ekmeğine yağ sürsün!"
Şimdi ekmeğinize yağ sürecek ananız da kalmadı...
TAHİR SAKMAN
06 Mayıs, 2022
BAHARDILAR
BAHARDILAR
Umudum sende
çocuğum
Aydınlıktır
yarınlar
Güneşin kucağında
Yok olur karanlıklar
Yeşerse de
darağacı
Özgürlüktür tutkumuz
Sevgi barış
türkümüz
Denizler dolu ufkumuz
Bahardı dikti
başları
Yürüdüler sonsuza
Üç arkadaştılar
Yazıldılar yıldıza
Deniz Yusuf
Hüseyin
Bir destandan
kalanlar
Yarım kalmaz bu
türkü
Nicesini çağırıyor
analar
TAHİR SAKMAN
04 Mayıs, 2022
MÂNİLER ÜZERİNE
![]() |
Ramazan Mânileri kitabımın 2003 yılında yapılan 2. baskısının kapağı |
MÂNİLER ÜZERİNE
1980’li yılların başlarındaydı diye hatırlıyorum ilk
yazdığım mâniler ve onlar Konya Postası gazetesinin birinci sayfasında, her gün
bir dörtlük olarak yayımlanmıştı.
Sonraki yıllarda yazmaya devam etmiştim ve dörtlük sayısını beşe çıkarmıştım. Konya’nın birçok gazetesinde uzun yıllar
yazdım; Konya Postası, Yeni Meram, Yeni Gazete… ve artık kitaplaştırmanın
zamanı gelmişti; dönemin Karatay Belediye Başkanı Mehmet Şen “maniler
kaybolmasın” diyerek Karatay Belediyesi olarak basımını üstlendi. İlki 2002
yılında “Ramazan Manileri” ismiyle yayımlanan kitabın ikinci baskısı 2003
yılında gerçekleştirildi.
Telif olarak ramazan mânileri üzerine yayımlanan
sanırım ilk kitaptı. Sonraki yıllarda yine yazmaya devam ettim. Anadolu Manşet
ile Konya Yenigün gazetelerinde de yayımlandı.
Ramazan mânilerim “Ramazan Davulu, “Ramazan Manileri”,
“İftariye” gibi farklı isimlerle yayımlandı. Siyasilerin yanında şehrin sanatına,
kültürüne emek vermiş isimlere de mâni atmaya çalıştım. Özellikle dönemin
siyasi olaylarına göndermeler yaptığım mânilerin ciddi anlamda; ülkenin sosyo-ekonomik
durumunun yanı sıra psiko-sosyal durumunu da ortaya koyması açısından da ilginç
olacağını düşünmüştüm. Ve bunun doğru olduğunu da mânilere yapılan yorumlardan,
üzerine yazılan yazılardan anlıyorum. Edebiyat dünyasının yanı sıra sosyoloji araştırmaları
içinde de bir yer edineceğini düşünüyorum.
Bu arada beni üzen durumlar da olmadı değil tabii… en çok
üzüldüğüm konu ise 2017 yılında bir arkadaşım, bir gazetede “ramazan sayfası”
hazırlayacağını ifade ettikten sonra eski manileri yayımlamak için izin istediğinde,
ben de “kendimi tekrar etmek istemem, yenisini” yazayım dedim ve ramazan boyunca
yazdım. Mâniler arasında gazetenin yazı işleri müdürü olan arkadaşa da mâniler
yazdım. Bayramdan sonra tesadüfen karşılaştığımızda mânilerden söz ettim. “Gördüğünü”
söyledi, “sana da yazmıştım” dedim ama “görmediğini, gidince bakacağını”
söyleyince çok üzülmüştüm… Haberi bile yoktu…
Bir başka üzücü durumu ise şöyle yaşamıştım; daha önce yayımlanan
mânilerim tekrar yayımlanıyordu ve bazılarının değiştirildiğini saçma sapan bir hâle
sokulduğunu merhum Seyit Küçükbezirci’nin telefonuyla haberim oldu. Gazetenin
yazı işler müdürünü arayarak mânilerin yayımını durdurmuştum. Halbuki bana
söyleselerdi yenilerini yazardım, telefon etmeye, istemeye tenezzül edilmiyordu
ama mânilerim benden izinsiz yayımlanıyordu, buna da çok üzülmüştüm…
Bu ramazan ayında yine yazmak istedim uzun yıllardan
sonra… ve bunu kendi blog sayfamın yanı sıra sosyal medyada Facebook ve İnstagram’da
yayımladım. İçinde bulunduğumuz zamlardan mülhem bir kelime oyunu yaparak “RamaZAM
MÂNİLERİ” ismiyle 30 ramazan, günde en az beş mâni olmak üzere bazı günler on
mâninin de üzerine çıkarak, geniş hacimli olarak yayımladım. Özlemişim mâni
söylemeyi…
Bu mâni atma/söyleme geleneği bana babaannem Vesile
Sakman’dan miras kalmıştır, rahmet olsun…
Bazı günler çok beğeni aldı bazı günler oldukça
düşüktü beğeni sayısı… insanların bazı manilere beğeni koymaktan çekinmesini
içinde bulunduğumuz siyasi çalkantılardan, endişelerden anlayabiliyorum.
Geleceğe bir mesaj sunmaktan dolayı ben üzerime düşeni
yaptığımı sanıyorum. Gelecekte ismim şehrin edebiyat, kültür dünyasının bir kenarında
anımsanırsa daha çok mutlu olacağım. Ama tabii ben o zaman burada olmayacağım
için…
Her neyse…
Yaşadığım müddetçe şiir, mâni söylemeye, yazmaya devam…
bundan büyük keyif alıyorum ve hiç kimseden de bir beklentim yok. İster
görülsün ister görmezden gelinsin.
Vallahi hiç umurumda değil; gören de sağ olsun,
görmezden gelen de…
Bayramın bu son gününde; şeker tadında nice bayramlar
geçirmenizi dilerim. Sevgi ve barışın gölgesi her zaman ülkemin ve tüm dünya insanlarının
üzerinden hiç eksik olmasın…
Umutlarımız her zaman taze, tıpkı Nazım’ın dediği gibi;
/Güzel günler göreceğiz çocuklar
Güneşli günler
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar
Işıklı maviliklere süreceğiz/
TAHİR SAKMAN
01 Mayıs, 2022
RamaZAM MÂNİLERİ 2022 (30)
Bayramlığı
aldın mı
Düşünceye
daldın mı
Fiyatları
görünce
Sen de kala
kaldın mı
Lokmaları
yuttun mu
Oruçları tuttun
mu
Yarın bayram
günüdür
Yoksa sen
unuttun mu
Yazmasam
unuturduk
Bir ramazan
koşturduk
Kusurum
bağışlayın
Manilerle
coşturduk
Karşıdaki
hocamdır
Halkla olan
adamdır
Bizler çoktan
unuttuk
Bayram size
bayramdır
Taşlarım baş
yardı mı
Mâniler uyardı
mı
Eşiniz son
iftara
Tahin pekmez kardı
mı
Sevgiyle
dokudunuz
Barışı
soludunuz
Ramazanda
mânileri
Bıkmadan
okudunuz
Bu diyardan
giderim
Olmazsan ne
ederim
Sabırla
okudunuz
Teşekkürler
ederim
Hem göze hem
dizedir
Tüm kusurlar
bizedir
Sanaldaki
dostlarım
Saygılarım
sizedir
Bayrama erişelim
Gönülden
sevişelim
Mevla ömür
verirse
Seneye
görüşelim
Mânileri
bilerim
Gözlerimi
silerim
Ramazan zamlı
geçti
Zamsız bayram
dilerim
Herkes gülsün
bayramdır
Bize düğün
bayramdır
Otuz oldu
orucum
Yarınki gün
bayramdır
TAHİR SAKMAN