YAŞAM SEVGİYLE BAŞLAR

27 Kasım, 2025

ŞİİRDEN HAYATLAR


ŞİİRDEN HAYATLAR
 
Ne çok yitirdiğimizin çoğu kez farkına bile varamıyoruz…
 
Belki de günün ekonomik koşulları bizleri bencilce hareket etmeye zorluyor… ama ne olursa olsun yapılan hizmetin, iyiliğin, sevginin mutlaka bir karşılığı oluyor; tıpkı, dayım Mehmet Ali Renkligündoğdu’nun Hocası Mustafa Tanrıkul’a yazdığı bu şiir gibi bir vefa borcu olarak uzun yıllara meydan okurcasına…
 
Mustafa Tanrıkul Hocam, şehrimizin saygın öğretmenleri arasındaki yerini uzun yıllar muhafaza ederek ismini tarihe yazdıran öğretmenlerimizden… 28 Mart 2011 tarihinde 95 yaşında aramızdan ayrılmadan önce şehirde önemli izler bırakan bir eğitimci…
 
Eskiden Konya’da DDY’nin çırak okulu vardı, ilkokuldan sonra orta ve lise ayarındaydı. Benim iki dayım da (Ali ve Mehmet Ali Renkligündoğdu) o okuldan mezundur. M. Ali dayım müziğe çok meraklı ve bir o kadar da yetenekli bir insandı. Küçükken önce yağ tenekesine teller takarak kendince bir saz yapmış sonra uzun ağlamalardan sonra merhum anneannem tarafından kendisine bir cura alınmıştır.
 
M. Ali dayım kendi kendine çalmayı öğrenmiş, kendini geliştirmiş ve şehrin nezih gazinolarında; Torrans’ta, Meram’da, Dedebahçe’de uzun uzun yıllar çalmıştır. Bağlamasıyla ve yanık sesiyle dönemin Konya’sında iz bırakmıştır. Âşık Salihi ve Ahmet Özdemir sahne arkadaşıdır.
 
Dayım, Meram’da şimdi Kafem olan yerde çaldığı dönemlerde, biz o zaman Muhacir Pazarı’nda oturuyorduk, 1960’lı yıllar… Dayım rujlu mendilleri anneme getirirdi yıkanması için… O yıllarda buna çok anlam veremezdim!..
 
Konya’da, müzisyenler arasında adettir; Hacca gidilir, tövbe edilir ve bir daha saz, söz meclislerinden uzak durulur… Dayım da emekli olduktan sonra Hacca gitmiş ve tövbe etmişti, hatta daha da ileri giderek ne kadar ses kaydı varsa yok etmiştir, ne yazık ki…
 
En son bende bir kaseti vardı, onu vermedim, ama şimdi bulamıyorum, bir gün bulursam mutlaka dijital ortama aktarıp yayımlayacağım, müthiş bir sesi ve tezenesi vardı, rahmet olsun…
 
Dayım çıraklık okulunda okuduğu dönemlerde Hocası ve aynı zamanda okul müdürü olan merhum Mustafa Tanrıkul’a bir şiir yazarak duygularını paylaşmış. Hoca’nın emekli olması üzerine 1978 yılında yazıldığını anladığımız bu şiiri, Hoca’nın oğlu, Muzaffer Tanrıkul saklamış. Dayımdan el yazısıyla hatıra kalan şiirden anladığımız kadarıyla Hoca öyle bir seviliyormuş ki “babamız sönük kalır” gibi ifadeler sevginin derecesini anlatıyor.
 
Muzaffer Bey’in anlattığına göre, Hoca da dayımı çok severmiş hatta 1968 yılında merhum Tanrıkul’un kızının Konya Subay Orduevi’nde yapılan düğününde çalıp söylemiş.  
 
Söz elbette uçar ya yazı ya şiir ya sanat; onlar yüzyıllara, binyıllara emanet…
 
Bir şiir bazen… bazen değil her zaman şiirdir ve yaşamın bir kesitini anlatırken aslında anlattığı hayatlardır…
 
Onlar, şiir gibi insanlardı; hayatları da şiirdi zaten…
 
TAHİR SAKMAN






 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.