Bu sevincin tarifi yok… en azından benim için!
Yaklaşık olarak üzerinde bir yıldır çalıştığım “Konya ve Ötesi” ismini verdiğim ve hacmi nedeniyle (1. cilt 643, 2. cilt 662 sayfa; toplamda 1305 sayfa) iki cilt olarak hazırladığım kitaplar yayıma hazır hâle geldi. 1. cilt, 6 bölümde yer alan (Sarıyakup Caddesi’nde Yaşam Sanatı, Sarıyakup Yazıları, Türbe Caddesi’nde Yaşam Sanatı, Atatürk’ün İzinde, Mevlâna & Sufizm & Ezoterizm, İnsanlar & Mekânlar & Kitaplar) toplam 218 makaleden oluşuyor. 2. kitap ise 7 bölümde (Yemek Kültürü, Ve Ötesi, Söyleşiler, Türkülerdeki Konya, Şehir ve İnsan, öteki-sanat, Tahir Sakman Bibliyografyası) yer alan 123 makaleden oluşuyor.
Ayrıca bu
yılın ramazanında; ekonomik krizlerden mülhem bir kelime oyunuyla RamaZAM
Mânileri 2022 ismiyle sosyal medyada ve blog sayfamda yayımladığım mânileri
de bir kitapçık olarak hazırladım.
Yazmak ayrı bir tutkudur… Konyaperestlik ise ayrı bir tutku… Ömrümüzü
verdiğimiz / ömür veren şehre bir vefa borcudur bu; Konya’nın taşına toprağına
âşık olmaktan öte bir duygudur…
Belki bizimki bir ütopya… özlediğimiz / aradığımız belki bir başka Konya;
Selçuklu asırlarından, yalın, sevgi ve hoşgörünün harman edildiği, sanatın, kültürün
çırıl çırıl sebil edildiği…
Ne kadar ileriyiz… ne kadar geriyiz demek belki daha doğru olacak;
ceddim Selçuklu'nun eserlerine bakıyorum, doğayla uyum içerisinde, taşın hamur
gibi yoğrulduğu ihtişamlı ama asla kibirli olmayan eserlere… bir de şimdiki
beton yığınlarına…
40 yıla yaklaşan yazarlık serüvenimde, çeşitli mecralarda yayımlanmış
yazılarımdan (siyasi yazılar hariç) bir seçki hazırladım. Konya ve Ötesi;
şehrin sanat ve kültürünü, insanlarını, mekânlarını, anlatıyor. Serin bir
dolunay vaktinde Meram’da bülbül sesleriyle avunan bir şairin sitemlerini… ve
bozkır ayazında; Orta Asya steplerinden rüzgâr kanatlarıyla kopup, ecdadımın
sesini yansıtan türküleri yeniden söylemenin heyecanlarıyla dolu dolu… Ve olabildiğince fotoğraflarla bir kaynak
oluşturmaya çalıştım. Kitabın sonuna ise bir Tahir Sakman Bibliyografyası
ekledim, geleceğin olası araştırmacıları için…
Bu bir yaşantının hülasasıdır; ömrümüzü boşa geçirmediğimizin ve kimseye eyvallahımızın
olmadığının; sadece şehrin, sanatına ve kültür mirasına karşı boynumuzun kıldan
ince olduğunun hikâyesidir.
Şanslı günlerimizde basılan 12 kitabıma ilave olarak basılmayı bekleyen 6
kitabıma 3 kitap daha eklendi ve böylece basılmayı bekleyen eserlerimin sayısı 9’a
ulaştı…
Konya’dan başka bir şey söylemedim, yazmadım… O Konya; hatıralarımızı
süslerken, eserlerimizi geleceğe emanet etmekten başka yolumuz yok…
Önümüzdeki günlerde, günün dijital modasına uyarak; 9 kitabımı e-kitap ve
pdf formatında ISBN numarası alarak dijital mecralarda yayımlamayı umuyorum. Ayrıca
önümüzdeki aylarda iki veya üç kitap daha hazırlamayı planlıyorum; tezgâhta
bekliyor…
Naçizane şehrin kültür hayatına karınca kararınca hizmet ettiğim sayılırsa,
perestliğiyle onur duyduğum şehre karşı bir nebze de olsa görevini yapmış
insanların huzuru içinde olacağım / öleceğim.
Konya bizi hatırlar mı dersiniz?
Şahap Uzluk, Mahmut Sural, Selçuk Es, Namık Ayas, Muhtar Bedir, İhsan
Hınçer, Mehmet Önder, Fuat Önder, Celalettin Kişmir, Feyzi Halıcı, Mehdi
Halıcı, Rıdvan Bülbül, İhsan Kayseri, Hasan Özönder, Yalçın Dikilitaş, Nevzat
Küçükerdoğan, Koray Ekener, Ümit Necati Pancı, Panos Özararat, Ahmet Ziya Özkul, M.
Ali Apalı, Sefa Odabaşı, Seyit Küçükbezirci ilk aklıma gelenler… Onları ne
kadar hatırlıyorsa(!) bu şehir; eminim bizi de o kadar hatırlayacaktır…
Ama ne onların ne de bendenizin böyle bir kaygısı ve beklentisi yok; ne
yaptıysak Konyaperestliğimizden yaptık…
Kalbim / şiirlerim ve kitaplarım artık sana emanet; şehir…
TAHİR SAKMAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız kişisel haklara ve yasalara uygun olmalıdır, yorumlarınızdan dolayı sorumlu olacağınızı lütfen unutmayınız.