07 Kasım, 2022
ANTALYA NOTLARI 6
05 Kasım, 2022
ANTALYA NOTLARI 5
03 Kasım, 2022
ANTALYA NOTLARI 4
![]() |
Foto: T. Sakman, Yivli Minare ve Camii |
Derin bir sessizlik... sonra bir çift güvercinin kanat çırpması gibi tennurelerin gölgesi yüzünüzü aydınlatıyor.
Sanki "garipler semaı"na karışmış nurdan ayak izlerinin gökyüzüne taşması gibi...
Antalya Mevlevihanesi'nden söz ediyorum.
![]() |
Foto: T. Sakman, Antalya Mevlevihanesi |
Konya Mevlâna asitanesi kadar ihtişamlı olmasa da onun gölgesinde yaşadığını nefes nefese hissediyorsunuz.
Kaleiçi'ne girerseniz, sizi önce "Yivli Minare ve Camii" karşılar. Ceddim Selçuklu'nun eserleri, sizi ilahi bir meşke davet ederken, adımlarınız, Akdeniz'in dalgaları gibi kabararak adeta uçar.
Cami, şehrin ilk camisi olmanın ruhaniyetini üzerinde taşırken, etrafını saran külliye de Selçuklu'nun tüm karakteristik özelliklerini yansıtır.
Ceddim Türkmen atlıları, atlarının terini Akdeniz'in sıcak sularıyla yıkamak için... seslerini duyar gibi olursunuz, içiniz ürperir...
Arkası bir zaman tünelidir, iç içe girmiş sokaklar bir korsan tarafından görülmekten korkar gibi sanki çömelmiş ve başını ufka uzatmış öteleri gözler gibidir..
![]() |
Foto: T. Sakman, Kaleiçi'nde bir sokak. |
Kaleiçi'nde üç müze, beş cami gezdim...
![]() |
Foto: T. Sakman, Şehzade Korkut Camii |
Şehzade Camii'nin restorasyonu yeni bitmiş. Eski bir kilise olan caminin restorasyonunda antik eserlerin de kullanılması inanılmaz bir güzellik katmış.
"Sultan Alâaddin Camii" dedikleri zaman heyecanlanmıştım ama caminin yapımı eskilere gitmiyor, o da eski bir Rum kilisesiymiş. Limandaki İskele Camii'nin şirin yapısı Akdeniz gibi serin rüzgârlar taşıyor. Ahi Yusuf Mescidi adı gibi mütevazı... Mescitleri boynunu bükmüş dervişlere benzetirim; yalın, sessiz, "el kârda, gönül yârda" der gibi...
![]() |
Foto: T. Sakman, Sultan Alâaddin Camii |
![]() |
Foto: T. Sakman, İskele Camii |
![]() |
Foto: T. Sakman, Ahi Yusuf Camii |
Deniz Biyoloji Müzesi'nde envaiçeşit balığı bir arada görmek benim gibi "boz ikindilerde yayan yapıldak güneşe yürüyen bir Konya çocuğu" için oldukça şaşırtıcı geliyor. Sanki Akdeniz üzerime üzerime geliyor...
![]() |
Foto: T. Sakman, Deniz Biyoloji Müzesi'nden bir görüntü. |
Etnoğrafya Müzesi ile AKMED Suna & İnan Kıraç Kaleiçi Müzesi, Antalya yaşantısından kesitler sunuyor, görülmeye değer.
![]() |
Foto: T. Sakman, Suna&İnan Kıraç Müzesi'nde temsili kına gecesi... |
Yolumu kaybetmiştim ki serin dalgaların sesini takip ettim. Limanda iyot kokularıyla dinlenmek; tarihin içinde nefes aldığınızı ve attığınız her adımı dikkatli atmanız gerektiğini hatırlatıyor...
![]() |
Bendeniz... |
Bu küçücük Kaleiçi'nde... dünyaları sanki korsan sandıklarına doldurup gizli haritalarla gömmüşler, bulmak için şifreleri çözmelisiniz.
![]() |
Foto: T. Sakman, Antalya, Kaleiçi'nde limandan bir tur gemisi... |
Belki de içimizdeki korsanları uyandırmanın zamanı gelmiştir...
TAHİR SAKMAN
![]() |
Foto: T. Sakman, Deniz Biyoloji Müzesi'nden bir görüntü. |
30 Ekim, 2022
ANTALYA NOTLARI 3
Cumhuriyet'in coşkusundan ne kadar uzak kaldığımızı, burada insanların heyecanından anladım...
Oysa o şehir ki İstiklal Savaşı'nda en çok şehit veren illerin başındaydı ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Batı Cephesi Karargâhı'nı Akşehir'e kurarak sırtını dayadığı şehirdi...
Yüce Atatürk'ün "Ata toprağım" diyerek övündüğü ve hayatı boyunca en çok ziyaret ettiği illerden birisi olan ve yine Ulu Önder'in kendisine babalık seçtiği şehir olan Konya; çocukluğumuzda gördüğümüz, yaşadığımız coşkuyu ne oldu da kaybetti?
Üzerimize uymayan bu elbiseyi, bize kim dikti ve zorla giydirmeye çalıştı?
Tarih, bu soruların yanıtını elbette verecektir.
Antalya'da dün "yer beyaz, gök kırmızıydı" demek yanlış olmayacak; neredeyse herkes kırmızı beyaz giyinmişti, ellerindeki bayrakları coşkuyla ve gururla sallayarak Cumhuriyet'e sahip çıkan, özümsemiş yurttaşlar gözlerimi yaşarttı...
Yerel yönetimlerin bu heyecana katkılarını görmek beni daha da duygulandırdı. Antalya'nın pek çok ilçesinde yapılan şenlikler, konserler halkın yoğun katılımıyla gerçekleşti. 400 metrelik dev bayrakla gerçekleştirilen kortej ise ayrı bir güzellikti.
Cumhuriyet'e sahip çıkmak elbette bu değildi; bunlar Cumhuriyet'e sahip çıkmanın coşkusunun, heyecanının dışa vurumuydu...
Antalya dün "bir kez daha Cumhuriyet" derken şehir baştan başa Cumhuriyet olmuştu...
Yüreğimizle alkışlamak da bize düştü; teşekkürler Antalya... "Cumhuriyet ilelebet payidar olacaktır."
Yaşasın Cumhuriyet, yaşa Mustafa Kemal Paşa...
TAHİR SAKMAN
29 Ekim, 2022
CUMHURİYET
"Cumhuriyet, adam olmaktır."
-Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk-
Yeniden var eden bizi
Özümüzdür Cumhuriyet
Kıyamete dek sürecek
Sözümüzdür Cumhuriyet
Feda olup canlar seren
Yurttaşlığı bize veren
Yarınları dünden gören
Gözümüzdür Cumhuriyet
Düşmanları yurttan kovan
Atatürk'ten bir armağan
Alnımıza hep yazılan
Yazımızdır Cumhuriyet
Cehalettir millete yük
Akıldan yok başka büyük
Bilim sanat akla dönük
Yüzümüzdür Cumhuriyet
Tetiktedir Türkler her an
Özgürlüktür bizi saran
Asırlara damga vuran
İzimizdir Cumhuriyet
TAHİR SAKMAN
28 Ekim, 2022
"EFENDİLER YARIN CUMHURİYETİ İLAN EDECEĞİZ!"
Hiç bir yarın; bu kadar özlemle beklenmedi ve bir milletin kaderinde sonsuza dek aydınlık ufuklara açılmadı...
Bu yarın başka yarındı ; özgürlüğe adanmış ömürlerin, uğruna toprağa gül fidanı gibi düşenlerin çabalarını nihayete erdiren yarındı...
Bu yarın; Türk'ün bin yıllardır gökyüzüne dikili sancaklarının yeniden yeşermesinin müjdesiydi...
Ve bu yarın; tebaalıktan / kula kul olmaktan kurtulan, yurttaş olan bir milletin köle değil efendi olmasının, eşit olmasının yarınıydı...
Bu yarın; Yüce Önderimiz Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının ve isimsiz kahramanlarımızın bize emanet ettikleri yarındı...
"Kimsesizlerin kimsesi" olan Cumhuriyet'in, şanlı bayrağımızın gölgesinde yarınların yeşermesiydi...
Çünkü bu yarın "Cumhuriyet adam olmaktır" diyen Yüce Atatürk'ün Türk Ulusuna en büyük armağanıdır.
Ve bu yarınların teminatı Türk Milletidir, Türk gençliğidir.
Yarınlarımızı kutlandıranları şükran, rahmet ve minnetle anıyoruz.
Nice kutlu yarınlara...
TAHİR SAKMAN
27 Ekim, 2022
ANTALYA NOTLARI 2
Bir şehre aidiyet duygusundan öte bir şey olmalı bu...
Düş kırıklıkları, yanılgılar, beklentiler ve bunların ötesinde içinizi kavuran özlemler...
Antalya... tarihin bir başka yüzünden seslenirken sokaklarında kaybolmayı isteyebileceğiniz şehirlerden bir tanesi...
Bir tarafta antik sesler Hadrian Kapısı'ndan öteki bir çağa çağırırken, denizin melodisine eşlik eden teknelere doğru yükselen minareler...
Sokaklarını ateş basan... bu mevsimde bile 30 dereceyi zorluyor! Geceleri biraz soğurken ben donuyorum. Yaklaşık on gündür burada olmama rağmen iklimine henüz alışamadım ve bunun mükafatı gecikmedi; gripal enfeksiyon...
Semt pazarı beni çok şaşırtıyor. Satıcılar genelde çok kibarlar ve hemen poşet uzatıyorlar seçmeniz için... bir kez daha şaşırıyorum; Konya'da kazara elimiz bir domatese değse bir dayak yemediğimiz kalırken burada ellemek, seçmek serbest!
Fiyatlar, domates 5 liraya da var 15 liraya da... pazarı dolaşırsanız günümüze göre uygun fiyatlarla alışveriş edebilirsiniz. Hele bir narları var... Yunus Emre Parkı'nın köşesine duran yerli bir teyzeden alıyorum, bahçesinden toplayıp getiriyor; kilosu 10 lira... Kocaman kocaman elinize sığmaz, lezzeti ise müthiş, size patlamalar yaşatıyor...
Şehirde etli pide diyorlar ama bu bizim etli ekmeğimiz ve bulunduğumuz semtte Sivaslılar yapıyor, "İç getirirsem yapar mısınız?" dedim "yaparız" dediler. İlk fırsatta yanımda getirdiğim küflü peynirden börek yaptıracağım. Kokusunda Konya'yı bulur muyum?
Zanaat burada çok kıymetli. Tamirci bulmanız benim gibiler için kolay olmuyor... Askerlik yaptığım dönemlerde Antalya, Konya'nın yarısı kadardı; şimdi Konya'yı üçe katlamış... Trafik oldukça yoğun.
Turistler... yok artık turist falan değiller; yerleşmişler burada yaşıyorlar, çocuklarını burada büyütüyorlar. Kendi ülkemde yapamadıklarım için onları kıskanmam normal mi?
Antalya sokaklarını bir eski zaman gezgini gibi adımlarken, adımlarım ürkek ve yabancı... Konya'da da bize yabancı gelmiyor mu? Hele o kaldırımların yan yan bakışı, "çizerim" der gibi...
Konya'yı mı özledim ne?
Ben iyisi mi Konyaaltı'na gideyim... belki Konya'ya kalkan bir gemi bulurum...
TAHİR SAKMAN
21 Ekim, 2022
ANTALYA NOTLARI
Sabah Konya'dan çıkarken arabanın kaloriferlerini yakmıştık... sonra klimayı...
Alacabel'in Konya tarafında ısı 9 dereceye kadar düştü ama Antalya tarafına geçince...
Alacabel'in bir tarafı kış bir tarafı yaz... Antalya'ya yaklaştıkça artan ısı, merkezde 30 dereceye yaklaşınca üzerimdeki kışlık kıyafetleri atmaya başlıyorum.
Bu satırları yazdığım Konyaaltı sahilinde ısı dün 27 dereceydi... İnsanlar denize giriyor, plaj kalabalık... Askerlik anılarımın saklı olduğu şehir... Antalya'ya tatil için gelmek bizler için artık hayal oldu...
Bir başka ülkeye gelmiş gibiyim. Bir başka şehir, başka insanlar... Sahilde bir Türk gördüğüm zaman boynuna sarılasım geliyor. Konya'da nasıl Suriyeliler her yerde karşımıza çıkıyorsa burada da Ruslar, Ukraynalılar çoğunlukta ve Antalya'da denizin ve güneşin keyfini çıkarıyorlar. Suriyelilerden farkları -eğitim, görgü vb. şeyleri bir kenara koyarsak- bunların zengin olmaları... Ve tabii yeşilleri kıymetli!
Dünyanın en güzel şehirlerinden birisi, tam bir yeryüzü cenneti ama kime? Eminim; Konya'ya üç saatlik bir mesafede olmasına rağmen pek çok Konyalı bırakın burada üç gün tatil yapmayı, görmemiştir bile...
Pahalı bir şehir, ev kiraları çoktan uzaya fırlamış... Garip, gureba? Kimin umurunda?
Kendi ülkemde, bu insanlar kadar rahat dolaşamamanın verdiği rahatsızlık... Tamam döviz, turizm şu bu ama... ama görünen bu işin turizm sınırlarını aştığıdır; mal, mülk sahibi olmuşlar, iş sahibi olmuşlar.
Ülkemizdeki yabancı sayısının bu kadar artması normal midir? Abartmak istemem ama gizli bir işgal altında mıyız? İşin insani boyutu vs. ... bu durumun gelecekte başımıza sorunlar açabileceğini hiç düşünmüyoruz?
Doğa buralara çok cömert davranmış; su var, yeşil dersen her tonu, deniz baştan başa... Her ne kadar yabancılar kadar faydalanamasak da bu topraklar bize ait.
Toprak deyince; seraları yıkıp beton dikmeyin ne olur!
Konya ne kadar bozkırsa, burası da o kadar yeşil ve tabii paralar da yeşil olursa keyfine doyulmaz!
Kültürel faaliyetlerin çokluğu ve çeşitliliği başka dünyaların kapılarını aralamanıza imkân veriyor, ufuklarınızı Akdeniz'in derinliği gibi özgür düşüncelere açıyorsunuz.
Bir şiirimde Konya için "mabet şehir" demiştim... Antalya kozmopolit bir yaşantının merkezine doğru evrilirken yakamozların ardına saklanıyoruz ve umutlarımız Akdeniz meltemlerine doğru savrulurken yayan yapıldak düşlere bir kez daha gönüllü kurban yazılıyoruz...
Hey Akdeniz, orada mısın? Biz buradayız; seni yaşayamamanın verdiği hüzün de sarsa içimizi, bizler, baştan başa Akdeniz kokan güneş gibi Antalya'yız...
Güneş belki de... yok, kesin buralıdır...
TAHİR SAKMAN
18 Ekim, 2022
AŞK ÖMRE SIĞMAZ İNDİRME LİNKİ
/aşk ömre sığar mı
kaç bin yıldır uzar hasrete
yüreğimin yolları
uzasın
ben işime bakarım
umutlarımı uçurtma yapıp
bulutlara bağlayacağım
ve ardı sıra yürüyüp
o dönse de
dönmese de
gecelerin kuytularında
size inat
size inat ağlayacağım
ağlayacağım ulan ağlayacağım/
(Aşk Ömre Sığmaz’dan)
TAHİR
SAKMAN
Aşk
ömre sığmaz demiştim… aylar önce demosunu hazırladığım kitap için…
Ve
şimdi paylaşma zamanı; bir ömre sığmayan aşkın şiirlerini okumak isterseniz
bilgisayarınıza veya telefonunuza indirip okuyabilir; aşkın ölümsüz kulvarında umarsız
yarınlara düşen hislerin; ay ışıklarıyla yıkanıp güneşe serilen duyguların ürpertilerini,
günümüzün kaotik yaşam koşullarından bir an da olsa uzaklaşıp, taze bahar
kokularına eşlik edebilirsiniz…
www.tahirsakman.blogspot.com/
blog sayfamdaki E-KİTAP İNDİRME yazısına tıklarsanız açılan sayfadaki linkten
kitabı ücretsiz indirebilirsiniz.
©Tahir Sakman. Bu
kitap sadece pdf formatında dijital olarak yayımlanmıştır. Yazarın izni olmadan
fiziksel olarak basımı ve dağıtımı yapılamaz. Kitapta bulunan şiirler ticari
amaçlarla izinsiz kullanılamaz.
ISBN: 978-625-00-0965-9
Bu
kitapla birlikte dijital olarak paylaşıma açtığım kitap sayım dörde ulaştı,
yakında diğer kitaplarımı da paylaşacağım…
Gösterdiğiniz
ilgi nedeniyle hepinize teşekkür ederim…
Bu
dünyada iyi ki aşk var, iyi ki şiir var…
Şiirli
yaşamlar dilerim…
TAHİR
SAKMAN